Türkiye, tarihindeki bir seçim sath-ı mahalline daha girdi.
Ülke yönetiminde ve siyasette, tüm seçimler önemlidir ve her parti seçimleri birinci bitirmek için yarışa katılır.
Fakat bu sefer “her şey” farklı olacak.
Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceği ile ilgili “en önemli ve kritik viraj” olacak bu seçim. Klasik bir tabir gibi gelebilir ama benden “en kritik seçim, bu seçim” vurgusunu ilk defa duyacaksınız…
Neden mi?
Çünkü Türkiye Cumhuriyeti’ni baştan aşağıya değiştirip dizayn etmeye çalışan, devletin kılcal damarlarına kadar her bir zerresine yayılan ve bu şekilde de Türkiye’yi yaşanmaz bir ülke haline getiren iktidar partisinin performansının “son perdesi” olabilir bu seçim.
2002’den bu yana AKP ilk defa bu kadar oy kaybetmiş durumda, ilk defa bu kadar bitik, çaresiz. Dört bir koldan saldırsalar da, Cumhurbaşkanı, Başbakan hep beraber oy istese de halktan, Cumhurbaşkanı’nın açıklamalarıyla önce 400 sonra 2 ay geçmeden 335 milletvekiline inen bir iktidar partisi var karşımızda. Yani AKP’nin oyunun eridiğinin Cumhurbaşkanı da, Başbakan da, halk da farkında. (Tüm siyasi faaliyetlerde Cumhurbaşkanı’nın ismi geçmesi ve bu makamı da siyasi yarış için zikretmiş olmamız hepimiz için, demokrasimiz için bir “utanç” olduğunu burada söylemek gerek)
Oylarda hissedilen erime aslında, ekonomide, iş hayatında, yaşam alanlarımızda, iç ve dış politikada, hukukta, adalette bu kadar kötü bir yönetim ve vatandaşa takınılan küstahça ve baskıcı tavırdan kaynaklanan, artık yıpranmış, tükenmiş, maskesi düşmüş bir iktidardan dolayı oluşan bir tablo. İşte bu tabloyu ortadan kaldırmak için de oynanan bir oyun var bugünlerde. O da bu seçimi bir referandum havasına sokmak, tüm yolsuzluk-yoksulluk-gasp edilen özgürlük konularından seçimi sıyırıp, tüm kötü tablodan insanları uzaklaştırıp, Devlet Başkanlığının güzel olduğunu anlatıp, bu seçimi sanki Devlet Başkanlığı’nın ve Yeni Anayasa yapılmasını oyluyorlarmış havası yaratmak. Bununla beraber, son olarak Ağrı’da yapılan saldırı, 31 Mart’ta Türkiye’de yaşanan bir dizi kötü olaylar bunlar da seçimde seçmen oylarını etkilemek için ortaya konulan oyunlardan.
Bu ortam dahilinde, Bursa’da nasıl durumlar? Hem iktidar partisi hem de ana muhalefet partisi takımlarını belirledi geçtiğimiz günlerde. Diğer tüm partiler de pek tabi adaylarını hazırladı. Herkes çalışmalara bir şekilde başladı. Yani mücadele başladı, sonuç 7 Haziran’da.
Türkiye genelinde olduğu gibi, Bursa’da da seçim büyük bir ihtimalle AKP-CHP arasında geçecektir. AKP, her zamanki gibi, lider partisi olarak, Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın kafa kafaya vermesi ile bir liste çıkardı Bursa’da ve tüm Türkiye’de. Merkez yoklaması dışında, temayül yaptık, STK’lara sorduk falan demesin kimse, o temayüllerin nasıl yapıldığı katılanlara, STK’lara nasıl anahtar listeler dağıtıldığını gördüğümüz için, gayet anti demokratik bir şekilde Milletvekili adayların seçildiğini söylemek AKP için çok güç değildir.
CHP, 1987’den sonra en kapsamlı ön seçimleri yaptı ve örgüte gitti. Örgüt de seçimlerini yaptı. Çıkan listelerin, tabi ki bazı illerde kullanılan kontenjanlar dışında, günahı da sevabı da örgütün.
Dolayısıyla, listeleri şöyle bir yorumlar ve karşılaştırırsak, AKP’nin aday seçimlerini rahatlıkla irdeleyebiliriz. Zira hepsi “bir nedenden dolayı” o listedeler; ama CHP’nin adaylarının listelerde yer almasının tek nedeni örgütten aldıkları oylar.
Burada bir parantez açmak gerekirse, yapılan ön seçimler teknik açıdan hatalı, sıkıntılı, eksik birçok husus barındırmakta. Bu konuda çıkan sonuçları yorumladığımızda da bu tespitlerim ortaya çıkmaktadır. Fakat bu da bir kazanımdır ve burada acımasızca bu konuyu eleştirmeyeceğim.
AKP’nin listelere ve özellikle listenin başlarına koyduğu isimlere bakıldığında, AKP, Bursa’da güç kaybetmek istemediği, seçime güçlü girmeye çalıştığı görülmekte. Daha önceki dönemde de milletvekili olan isimler ile 1. Sırada yer verilen bir Bakan da göze çarpmakta. Bursa’nın demografik yapısı gereği, özellikle Bulgaristan göçmenleri olmak üzere, tüm göçmenlere hitap edecek insanlar ile başta Artvinli seçmenler olmak üzere tüm Karadeniz kökenli Bursa seçmenine hitap edecek adaylar seçilmiştir. Belli ki, AKP yine Bursa’da, daha önceki yerel ve genel seçimlerde olduğu gibi “hemşericilik” bağlarını kullanacak. Seçilebilecek yerden listeye girebilen 1 Bursa doğumlu dışında seçilebilecek yerde olan hiçbir aday Bursa doğumlu olmaması da garip doğrusu.
Yani anlaşılan, burada hedef alınan şey OY’dur. Bursa’da sorun mu var, bu sorunları bilen mi var, çözen mi var, affedersiniz değerli hemşerilerim ama kimsenin umurunda değilsiniz. Misal Müezzinoğlu, ikinci bir Arınç taktiği olarak hem güçlü bir bakan/siyasetçi olarak konulmuş hem de Bulgaristan göçmenlerinden oy almak hedeflenmiştir. Yoksa Bursa’ya hizmet etmek değildir görünen amaç. Diğer yönden Yenişehirlilerin çok iyi tanıdığı Hüseyin Şahin. Ne çözmüştür Bursa ya da Yenişehir için. Bence çözmeyi bırakın yakın zamanı hatırlayın, her şeyi allak bullak etmiş, bir yere hizmet etmişse de İnegöl dışında kimseye hizmet etmemiştir (Bu da kesin değil ya; bunu da İnegöllülere bir sormak lazım tabi).
CHP’nin Bursa kadrosuna bakarsak eğer… Örgüt ve emek yoğun bir liste çıkmadı diyebiliriz. Yıllardır isimlerine aşina olduğumuz birçok kademede yer almış isim listenin gerilerinde kaldı. Buna ön seçimin bir cilvesi (!) diyeceğiz maalesef. Genel olarak şöyle bir baktığımızda, aday listesinde kendi alanlarında başarılı olmuş, şehrin sorunlarını tespit edebilecek ve Bursa için çözüm üretecek bir ekip oluşmuş gibi gözükmekte. Akademisyen, Doktor, Mühendis, Avukat, Eczacı, İş İnsanı, Mimar, Turizmci birçok meslek grubundan insan var. Ne iş yaptığı, nereden mezun olduğu siyasette çok önemli olmadığını, daha doğrusu diplomasız nice başarılı siyasetçiler olduğunu bildiğimden, burada önemli olan kendi alanlarında, yaptıkları işlerde başarılı ve Bursa için çözümleri olan adaylar olması önemli. Bu durumu, iktidar partisinin aday listesi ile ufak bir karşılaştırma ile anlayabilirsiniz.
Bu seçimde, oy veren vatandaşlar bir de oy verirken bir hususa daha dikkat etmeli. Bursa’da bir aday var ki, o aday AKP Bursa 5. Sıra Milletvekili adayı İsmet Su. Niye bu ismi zikrediyorum? Bu seçim yolsuzluk-hırsızlık yapanlardan, milletin bir tarafına koyanlardan hesap sorma seçimi olacaksa, ONLARI TBMM’DEKİ KOMİSYONDA AKLAYAN YOLSUZLUK KOMİSYONLARI ÜYELERİNDEN DE HESAP SORULMALI. Bursa 5. Sırada bu komisyonun bir üyesi olan ve maalesef yolsuzluğu aklayan isimlerden olan İsmet Su yine aday tüm hemşerilerimin dikkatine.
Takımlar kuruldu… Artık mücadele başlasın…
Türkiye’yi ve Bursa’yı yönetecek vekiller ile ülkenin başına geçecek partinin seçimini yapacak olan, Ülkenin kaderini ve kendi geleceğinizi belirleyecek olan SİZLERSİNİZ!
Yorumlar kapalı.