Bir seçim daha bitti, ama ne seçim oldu.. Çok farklı sonuçlar çıkacağı belliydi. O yüzden ben de sürprizler olacağını, önceki seçimlere göre AKP’ye
oy vermeyi düşünen insanlarda ciddi düşüş olduğunu, milletin artık ülkenin kötü gidişatına bir dur diyeceğini ve milli iradenin bu yönde belirginleşeceğini yazılarımda ve sohbetlerimde söyledim.
Görünürdeki oransal sıralama mevcut sisteme göre bize net bir sonuç vermemekte, seçim sonuçlarının kazanımlara ve pozisyonlara göre tekrardan okunması gerekmektedir. Buna göre de;
-Seçimin tek kaybedeni AKP
-Seçimin tek kazananı HDP,
-Seçimin yancısı, yani HDP dışında hemen hemen her partiden oy alan MHP,
-Seçimin demokrasi gazisi, bir anlamda savaştaki Kızılay’ı CHP,
-Fakat seçimin değişmeyecek tek analizi, seçimin asıl kazananı “milli irade” oldu..
Yani katılım öyle yüksek oldu ve oylar öyle bir dağıldı ki, milletin yıllardır korkudan, baskıdan, çaresizlikten, kandırılmışlıktan, aşılması zor barajdan AKP’ye verdiği oyları, bu seçimde, gerçekleri yeni görmesinden dolayı ülkedeki özgür iradeyi yansıttı.
Fakat %50 olunca milli irade diyenler, bu sefer bunu diyemedi. Sanki bu seçimde oy verenler de bizim milletimiz değilmiş gibi.. Yine seçim sistemini eleştirir oldular, efendim o kadar oy aldık, hükümet kuramıyoruz diye. 2002’de, 2007’de, 2011’de sistemde bir sorun yoktu değil mi? Ne zaman iktidar partisini yaratan sistem döndü iktidar partisinin zararına sonuç doğurdu başladılar “Yandım Allah!” demeye. 2002’de kimse barajı geçemeyince ve hatta birçok parti 7, 8 ve 9 bareminde oy alınca mevcut sistem gereği tüm milletvekillerini süpüren ve bunu yüzde 34 ile yapan AKP, bu zamana kadar az katılım ve çeşitli nedenlerle kendisine “kerhen” verilen oyları milli irade zannetti, fakat 13 yılda yapılan onca hukuksuzluğa, yolsuzluğa, hırsızlığa, yapılmayan birçok vaadine karşı AKP acı bir şekilde kendisine verilen seçim cevabı ile Milli İradeyi şimdi öğrendi.
Zaten o yüzden seçimin asıl kazananı Milli İrade dedim ya..
Peki, oyların dağılımına göre, milli irade hatalı mı oy tercihinde bulundu ki, hiçbir partinin tek başına iktidarına müsaade etmedi, çıkan oy dağılımını halk tahmin edemedi mi, derseniz, şunu derim; Seçmen, AKP’yi artık tercih etmediğini, tek başına iktidarlarındaki uygulamalarından şikayetçi olduğunu belirtti ve AKP’siz bir iktidar ya da AKP’li olsa da onu frenleyecek bir parti ile koalisyon isterim. Dedi. Yani, AKP’ye ders verdi, AKP’ye dur dedi ve artık AKP’yi istemediğini açıkça belirtti.
Esasen bu seçim aynı ANAP’ın gidişine benzemekteydi..
Seçim süreci boyunca benim ve halkın geniş kesimlerinin bu sonuçları gördüğü ve tahmin ettiğini düşünmekle birlikte yine de ben yazılarımda vatandaşları oy tercihleri konusunda uyardım. Fakat yazılarımda tahmin edemediğim tek sonuç CHP’nin sonucuydu. Zira CHP hiç olmadığı kadar iyi girdi sürece, halka yakın, yapılabilir, yararlı tüm projeler CHP’deydi. Sırf yaşanabilir bir Türkiye projelerine göre oy verilse idi, halkın kendisine yarayacak bu projelere yani CHP’ye oy vermesi, akın etmesi gerekirdi. Fakat halk kendisini yoksulluktan, işsizlikten kurtaracak bu projelere yeterli destek vermedi, dedim ya seçmen “tek mesaja” odaklanmıştı ve bence seçimin tek kaybedeni CHP oldu. Ama CHP’nin yarattığı seçim atmosferi, muhalefet anlayışı ve demokrasi savaşı süreci buraya getirdi inkar edilemez. CHP, oyların büyük çoğunluğu kendisine gelmese de ve hatta neredeyse oyunun en az %5-6 ‘sı MHP ve HDP’ye kaysa da, emanet oylar geri geldiğinde iktidar olabileceğini gösterdi. CHP demokrasinin seçimlere yansımasına sebep oldu.
Kaldı ki, bence genel merkez hariç CHP yönetimleri ve örgütün bir kısmı iyi bir çalışma sürdüremedi. Ön seçim kırılganlığı, iyi işlemeyen Kurultay, kongre süreçleri de bu surumu etkiledi. Yalnız geride olunan birçok yerde oy artışı gelecek için CHP’yi umutlandırdı.
Tabi Genel Merkez, HDP’ye açık açık kaydığı belli olan oylarımızı engellemeyerek akıllı bir davranışta mı bulundu derseniz, bunun neresinde akıl derim? Aynı kafadaki il ve ilçe yöneticilerini de gördükçe, neden oyların %25’te kaldığını tam olarak anlamaktayım.
Ve şimdi koalisyon süreci..
Esasen halk koalisyon görevini bence muhalefete verdi. Akıllı bir koalisyon egolarını bir yana bırakıp bunu değerlendirmeli. Asıl amaçtan, yani iktidar değişikliğini sağlama, ülkeyi yenileşmeye sokma amacından sapmamalı. “Bu ülkede koalisyon öyle bir olur ki tek başına iktidar aslında kötüdür” gerçeğini göstermeli. Devlet yönetimini, devleti soyanlara, vatandaşına zulüm edenlere, vatandaşını sömürenlere, hor görenlere, küfredenlere, öldürenlere, hukuk tanımayanlara vermemeli. “Bak gördünüz mü koalisyon olmuyor, olsa da başarılı olamıyor” dedirtmemeli AKP’ye. Akıllı olmalı muhalefet yoksa küllerinden bir iktidar daha doğurur ki bu sefer bir daha da dönüşü olmaz..
Ve her ne olursa olsun hangi parti kimle koalisyon yaparsa yapsın, dönüp örgütüne sormalı.. Yoksa bugün kazansa da, yarın kaybeder..
