İşte Soldan sağa sırasıyla:(Ayakta olanlar): 1-Mehmet Özeç, 2-Mahmut Us, 3-Süleyman Doğancı, 4- Mehmet Gökgöz, 5- SadıkTüre, 6- Rıza Uluköylü, 7-Necip Çevik,8-Ahmet Akyüz,9-Burhanettin Ersöz,
Oturanlar: 1-MehmetZaim,2-MustafaAydemir,3-Belediye Başkanı Osman Minez, 4- Kaymakam Mehmet Şakir Canalp, 5-Süleyman Ahı, 6 Ahmet Süpürtülü,7-(Bilinemedi)
Sadık Türe
Dr. Ahmet Esin’in muayenehanesi vardı. Dr. Ahmet Esin’in yanındaki evde ikamet etmişti. Selahattin Türe’nin amcasıdır. Akdere köyünün doğusunda kalan Kayışlı değirmeninin işletmeciliğini yapmıştır. Kumaşoğlu fırınının olduğu yerde Dr. Ahmet Esin’in muayenehanesi vardı. Dr. Ahmet Esin’in yanındaki evde ikamet etmişti.
Rıza Uluköylü (1900-1968)
Varlıklı bir ailenin çocuğu olan Rıza Usta Marangozdu. Bu mesleği zevk için yaptığını öğrendik. Yenişehir’deki en büyük eseri ilçemiz Ulucamii’nin minberi, kürsüsü ve giriş kapılarıdır. Tamamı el oyması ve el cilasıyla yapılmıştır. Minber ve kürsü halen onun eseri olup, kapıları ise ne yazık ki değiştirilmiştir. İşlerini büyük bir keyif ve zevkle uğraşarak titiz bir şekilde yapan Rıza Usta’nın yetiştirdiği ustalar ise: Sivrilerin Ahmet, Pıytar Mehmet’in amcası Osman Ergün, yeğeni Fuat Ceylan, Eski Belediye Başkanı Vedat Şemaki, Mustafa Bıçak ve Mehmet Turhanlı diyebiliriz.
Yenişehir’in ilk bayan terzisi olan Yaşar Coşkun Uluköylü’nün babasıdır. Ulucami Mah. Çatalçeşme Sokak 45 nolu evde ikamet eden Rıza Ustanın, ilk iş yeri İstiklal Cad. No:2/A ve 4 No.lu dükkânlardı. Daha sonra da Türk Ticaret Bankasının (Şimdi Şımarık adlı mağazanın) olduğu yere taşınmıştır. Belediye dükkânlarının henüz inşa edilmediği zamanda orası pazaryeri olarak kullanılırdı. Halkın dilinde buraya Kelem Pazarı denmekteydi.
Necip Çevik (1898 – 1967)
Yenişehir’in hünerli ellerinden bir diğeri de Necip Ustadır. Balkan Savaşı yıllarında Rumeli’den göç eden bir ailenin oğludur. Askerde iken makineye olan cazibesi nedeniyle Almanya’nın Hannover şehrine eğitime gönderilir. Burada tarım makineleri üzerine eğitim ve ihtisas görür. Türkiye’ye gelirken Lüleburgaz’ın Türkgeldi Üretim Çiftliği’ne Almanya’dan Hanover marka traktörü ilk getiren Necip Usta’dır. Askerlik hizmetinden sonra, Yenişehir’in Karasıl köyüne yerleşir. Burada bir buçuk yıl oturduktan sonra Hıdırbali Mahallesi Hacı Ali Sokaktaki 10 No.lu evi satın alır. Demirci ustası olan Necip ustanın ilk dükkânı, Muhsin Çorapçı’nın Kuyumcu dükkânının olduğu yerdeki eski ahşap binadır. Yanlarındaki komşu ise Saat Kule’nin saatlerini yapan Körüstanlıların Nuri Ustanın dükkânıdır.
Necip Usta’nın oğlu Sadi Çevik;
“Daha sonra dükkanımızı Sinan Nalbur’un çocuklarının olduğu yeri satın alarak oraya taşındık. Burada ilk çakma tulumbayı babam yapmıştır. Babamdan sonra da kalfası olan Fehim Usta, torunu Faruk Manaş’ın Eczanesinin olduğu yerde bu mesleğe devam etmişti. Daha sonra Fehim Usta’nın oğlu Necmi Manaş da bu mesleği bir hayli zaman sürdürdü” şeklinde konuşuyor.
Ahmet Akyüz (1900-1969)
Akyüz ailesi ilçemize Alanya’dan göç ettikleri için, Alanyalılar olarak anılır. Hükümet binasının güneyinde olan Avukat Zühtü Öğün’ün halen oturduğu 3 No.lu ev Ahmet Akyüz’lerin evi idi. İşyeri ise İstiklal Caddesi No: 76 da Başak Sigortanın olduğu yerde olup tuhafiye işleriyle uğraşırdı. Çok dürüst ve naif olan bu insan, son derece kibardı. Satmış olduğu her türlü ürünün çeşitlerini bulmak mümkündü. Her çeşit ipliği gerek çile olsun gerekse makara olsun bulunurdu. Daha parfümün bilinmediği o dönemlerde bu dükkândan aldığınız kolonya ve esansların kokuları aylarca üzerinizden gitmezdi.
Orhan Akyüz’ün babası, Kahveci Kamil Ağanın kardeşi olan Hacı Ahmet Akyüz’ün, Birinci ve İkinci İnönü Savaşlarına katılarak İstiklal Savaşı Gazisi unvanlı olduğunu yeğeni olan halen İstanbul’da oturan Yenişehir sevdalısı Mehmet Akyüz (87) Abimden öğrenmiştim.
Burhanettin Ersöz (1899 – 1970)
Bursalı İttihatçıların önde gelenlerinden ve bir ara Talat Paşa’yı da evinde konuk eden Ahmet Müştak Efendi’nin oğludur. 1940 yılların başında Bursa’ya yerleşerek Eski Demiryolunun altında Ersöz Un Fabrikasını kuran Ersöz, BTSO yönetiminde uzun yıllar görev almıştır.
BUSİAD’ın kurucu başkanı olan Doğan Ersöz’ün babasıdır. Diğer evlatları Nazif, Zeki ve Ömer Ersöz’dür. Evleri Ulucami Mah. Çatalçeşme Sokak. No:12 de ki evdir. İstiklal Caddesi No:18 deki Vestel Bayii’nin olduğu yerde toptan bakkaliye işleriyle iştigal ediyorlardı. Her ne kadar 1932 yılında 10 ay Belediye Reisliği yaptığı görülüyor ise de, Yılmaz Akkılıç’ın Atatürk ve Bursa adlı eserin 85. sahifesinin son paragrafında(İznik ve Bursa Gezisi Onaltıncı gezi 15-17 Temmuz 1935):
“Atatürk ve yanındakiler, çevrelerinde toplanan İzniklilerle bir süre söyleşide bulundular. Daha sonra, Bursa’dan karşılamak üzere gelmiş bulunan Vali Fazlı Güleç ve öteki ilgililerle birlikte Yenişehir yolu ile Bursa’ya hareket ettiler. Cumhurbaşkanı ve yanındakiler, Yenişehir’de Belediye Başkanı Burhanettin Ersöz ve öteki ilgililer tarafından karşılandılar. Belediye’de bir süre oturup dinlendiler” denilmektedir.
Burhanettin Ersöz bu kısa dinlenme süresini oğlu Ömer Ersöz’e şöyle anlatmış.
“Atatürk Belediye’ye geldi. O’nu ilk defa o zaman gördüm. Memurları ve çalışanları dizdik, karşıladık. Hepimizin teker teker elimizi sıktı. Gözleri çok keskindi; azametinden haşmetinden ürktüm. Bir kahve içti ve gitti” derken, 1935-1940 yılları arasında da Belediye Reisliği yaptığı belirtilen Ersöz’ün; Türk Hava Kurumu’nun 22.10.1930 yılında yapmış olduğu toplantıda alınan 41 nolu kararından Belediye Reisi olduğu anlaşılmaktadır. Görev tarihleri farklılık yarattığından, bu konunun araştırılması gerektiğini belirtmek isterim.
Mehmet Zaim
Çayır Mahallesi Değirmen Sokak No: 20 de ikamet eden Mehmet Zaim, Hasan Tahsin Us’un dünürü, büyük oğlu Mustafa Us’un da kayınpederidir. Hâlâ yıkılmamak için direnen evinin altında çok uzun yıllar önce tuhafiye işleriyle iştigal etmiştir.
Mustafa Aydemir
Dokuz eşiklilerden Köse Kemal’in amcası, Mahir Aydemir’in de babasıdır. İş yerleri Esnaf Kefalet Kooperatifinin olduğu yerde idi. Bakkaliye işleriyle uğraşıyorlardı. Daha sonra oğlu Mahir Kırtasiye işleriyle uğraşmıştı.
Bu resmi Köse Kemal’in oğlu Metin’e gösterdim. Amcan Mustafa işte bu dediğim zaman, resmi elimden aldı, fotokopi makinesinin altına koydu, kendisine hatıra olarak bir tane tab etti.
Kendisine lakaplarını sorduğum zaman “Dokuzeşekliler diyorlar ama aslında babaannemden öğrendiğim şöyle: Babaannemlerin evinde 9 tane eşik varmış, Bu nedenle bize de dokuz eşikliler derken, zamanla dokuz eşekliler olarak söylenmeye başlamış” dedi.
Gerçi bende“Köse amcayı arkadaşları kızdırmak için sonradan uydurdukları bir lakap oluvermiş” diye
de düşünmedim değil. Onun için doğrusu Dokuz eşikliler’dir.
Osman Minez
Çayır Mah. Ali Bey Sokak No:7-9 No.lu evlerde ikamet eden Osman Minez, eski Belediye Reislerinden Tevfik Minez’in kardeşi, Meseniz Çiftliğinin de ortaklarındandır. (1933-1935) (1938-1946) dönemlerinde uzunca bir süre Belediye Başkanlığı yapmıştır
Muzaffer Kutman
Uzun bir süre ilçe kaymakamlığı yapan Kutman’ın daha sonra Balya (Balı-kesir) Kaymakamlığına atandığı tespitlerimiz arasındadır.
Süleyman Ahı
Belediyenin alt sol köşesinde önceleri bakkaliye işi ile uğraşırken, daha sonraları gazete bayiliği, kırtasiyecilik, radyo ve saat benzeri acentecilik yaptığını biliyorum. Babam İlkokul ikinci sınıfa geçtiğimde bana hediye olarak bu dükkandan 7,50 TL. ye kol saati almıştı, kordonu büyük olduğu için kullanamamıştım. Ertesi günde o saati iade edip, masa saati ile değiştirmiştik. Ahı’nın iki kızı vardı, ikisi de her gün bu dükkânda çalışırlardı. Bir ara gazete bayisi olan Süleyman Ahı’ya çarşıda, mahalle aralarında seyyar olarak gazete sattığım yıllarımı asla unutmam. Çok ağır başlı olan Süleyman Ahı, Kırtasiyeci olan İsmail Ahı’nın abisi, gazeteci-yazar Vural Ahı’nın amcasıdır. Ulucami Mahallesi Uzun Aralıktaki (No: 7-9) Bağ-dadi tipli cumbalı üç katlı pembe boyalı evlerinin o günkü hali hâlâ gözlerimin önündedir.
Ahmet Süpürtülü (1887 – 1968)
Yaşar ve İbrahim Süpürtülü’nün babaları, İsmail Süpürtülü’nün de dedesidir. Kurtuluş Mahallesi Bilecik Caddesi No:15’de yaşam sürdükleri ev hâlâ o güzelliği ile o günlerden kalan yegane hatıradır. Uzun yıllar işletmeciliğini yaptıkları Süpürtülü Fırını, Belediye Meydanı No: 22/A-B deki dükkânların olduğu yerde bulunuyordu. Ahmet Amca, Çanakkale Savaşına katılmış gazilerimizdendi. Ne zaman fırına gitsem onu kasa başında görürdüm. Küreğin ucunda ise büyük oğlu Yaşar Süpürtülü abimiz olurdu. Fırında güveç ve ya kiremitte balık yapıldığı zaman, sevdiklerine haber vermeden pişirdikleri boğazlarından geçmezdi. Diyeceğim o ki aile olarak çok cömert insanlardı. Küçük oğlu İbrahim”in tahsili nedeniyle ömrü dışarılarda geçti. Ziraat Yüksek Mühendisi oldu. Antalya da ikinci baharını evlatlarıyla yaşıyor nice mutlu yarınlara can dostum.
Fotoğrafta oturanların en sonunda bulunan kişiyi tüm çabalarıma rağmen tanıyan çıkmadı. Burada yazıma son vermeden önce, yitirdiğimiz bütün değerli büyüklerimizi minnetle anıyor, hayatta olanlara esenlikler temenni ediyorum.
77 Yıl Önce Yenişehir’i Yönetenler
Paylaş