Hayatta her şey yitirilebilir, yalnız da kalınabilir…
Ama yitirilmeyen fotoğraflar gün gelir sizi sevdiklerinize ve dostlarınıza her an kavuşturabilir. Eğer anılarınızı ölümsüzleştirmek ve bir belgeye dönüştürmek istiyorsanız fotoğraflarınızı güncelleştirerek saklayınız.
(Arka yüzüne tarihi, yeri, karede yer alanlar, konusu vb. gibi).
Yaşanmışlıkların tek belgesi olan bu fotoğrafları korumak, yarınlara aktarmak hepimizin asli görevi olmalıdır.
Elimize geçen fotoğrafların çoğunun arka tarafı bomboş olduğundan, böylesi fotoğrafların öyküsünü yazmakta zorlanıyoruz. Bazen hiçbir şeyi çözülemeyen fotoğraflar, öyküsüz, anonim bir hatıra olarak albümde donup kalıyor.
Dileğim bu satırları okuduktan sonra, zaman kaybetmeden, evinizdeki bütün fotoğrafları elden geçirmenizdir. Fotoğrafların arka yüzündeki noksan bilgileri tamamlayıp, öyküsünü kısa da olsa yazın ki, gelecek kuşaklara bırakılabilecek bir kültür mirasınız olsun
Örneğin bu yazımızla birlikte verilen fotoğraf bir bilinmeyendi. Bu karenin içinde yaşamını sürdüren tek kişi olarak Mehmet Mekir’i saptayabildik.
Mehmet Mekir’i birkaç satırla anlatmak olası değil. O yaşam boyunca elem ve kederden uzak kalmayı kendine ilke edinmiş bir büyüğümüzdür. Güler yüzlülüğü, neşe dolu tavrıyla her meclisin aranılan kişisi olmuştur. Kısacası İstanbul’un Hacı Bekir’i varsa Yenişehir’in de Mehmet Mekir’i vardır.
Bu fotoğrafı Necdet Parlar’dan (Hapçıların İsmail’in oğlu) temin edince, büyütmesi için Mekir ağabeyime verdim. Büyütülmüş haliyle diğerlerini tanımak daha kolay oldu.
Kimler yok ki bu karede: Yıl: 1947. Yenişehir’in bahçeli bir evinde neşeli bir topluluk. Numara sırasıyla kişileri tanıyalım:
1) Kuruyemişçi Kâzım Murabıt, 2) Küçük oğlu Ferruh Murabıt, 3) Nüfus Memuru Mustafa Cingil, 4) Veteriner Dairesi’nin yaylı at arabasını kullanan Arap Hasan (Arap Münür’ün babası), 5) Sondurak Otobüs Yazıhanesi’nin ortaklarından Yarasarlı Mustafa, (Tahir ve Ahmet Tezcan’ın babaları), 6) Şeytan Mehmet, 7) Arzuhalci İsmail Birant (Hasan ve Hüseyin Birant’ın dedeleri), 8) Böylesi masaların gözdesi emekli itfaiyeci Yasinci Mehmet (İsmail, Nedim ve Ahmet Zeybek’in babaları), 9) Esnaf Kefalet Kooperatifi Başkanlarından Terzi Kara Ahmet (Nafi Özsoy’un babası), 10) Kara Kâzım’ın büyük oğlu, İnegöl otobüsünün sahibi, nüktedan bir sima: Mokor Hasan (Batum), 11) Eski siyasilerden Terzi Yusuf Ağa, 12) Karabacakların Kâmil, 13) Terzi Cevdet Ataç, 14) İtfaiye emeklisi Sarı Hasan (Kamu), 15) Eski nakliyecilerden şoför Teke Ahmet (Zeytin), 16) Otobüs işletmecisi Hapçıların İsmail Parlar, 17) Şeytan Mehmet’in oğlu Doğan, 18) Ziraat Teknisyeni, Zirai İlaç Bayii Mehmet Mekir.
Bu fotoğrafı içinde özellik arz eden üç sima var! Yarasarlı Mustafa, Yasinci Mehmet ve Hapçıların İsmail.
Bu üçlü oyuna kalktığı zaman bütün çalgılar başka bir coşkuyla çalardı. Bu muhteşem üçlü de Yenişehir çiftetellisi ile başlayıp, bütün oyunları sıralarlardı. Karşılama oyununu ise bir başka oynarlar, birlikteliklerine, ahenk ve figürlerinin seyrine doyum olmazdı. Hatta bu üçlünün Bandırma’da yapılan mahalli oyunlar yarışmasında Yenişehir’i temsil ederek birinci oldukları söylenir.
Mehmet Mekir’e uzun ömürler diliyor, diğerlerini de rahmetle anıyoruz.