Karanlık Güçler Tarafından Ankara’da Bahçelievler’de Katledilen Üçü Yenişehirli 7 Türkiye İşçi Partili Genç, Her Yıl Olduğu Gibi Bu Yıl da Ölümlerinin 41.Yılında Mezarları Başında Anıldılar.
Yenişehir’deki anma programına katılacaklar 06 Ekim 2019 pazar günü saat 13.00’da heykel meydanında toplandı ve buradan Yenişehir Mezarlığına yüründü. Latif Can ve Osman Nuri Uzunlar, Yenişehir mezarlığındaki mezarları başında, Efraim Ezgin ise Çeltikçi Köyü mezarlığındaki mezarı başında yapılan törenle anıldılar.
12 Eylül’de kapatılan Türkiye İşçi Partisi’nin son İl Başkanı Mehmet Demirci, anma töreninde yaptığı konuşmaya, “Efraim, Faruk, Hürcan, Latif, Osman Nuri, Salih ve Serdar arkadaşlarımızın 8 Ekim 1978'de Türkiye İşçi Partisi'nin faşizme karşı ortak mücadele çağrısı yaptığı bir toplantının gecesinde eli kanlı katillerce evlerinde katledildiler. Hepsini saygıyla, sevgiyle, özlemle anıyoruz.” Diyerek başladığı konuşmasında, 41 yıllık hukuk mücadelesinde yaşananları anlattı.
“Bahçelievler Katliamı 12 Eylül’ün yollarını açan katliamlardan faili meçhul bırakılmış davalar arasında, faili meçhulden sıyırabilmiş tek tük birkaç davadan birisidir. Bu davada, işin içinde olanların nasıl ortaklaşa katliam yaptıkları bütün delilleriyle ortaya konuldu. Ve bu deliller açık mahkemelerde tartışıldı, mahkûmiyet kararları bütün aşamalardan geçerek onaylandı. Sonucunda katiller 7’şer kez idam cezası aldılar.” Diyen Demirci, Katillerin cinayet için kullanacakları eteri hangi ilişkiler içinde ve nasıl temin ettiklerinden tutun, yer tespitleri, cinayette kullandıkları arabanının kimlere ait olduğu, adım adım cinayeti nasıl işledikleri yalnızca tanık ifadeleri ile değil, sonraki yıllardaki kendi açıklamaları ile de ortaya çıktığını söyledi.
Açıklama özetle şöyle:
Katiller cinayetlerini biyografilerinde, gazete ve televizyon röportajlarında açık açık anlattılar. Bu kaynaklara üstünkörü bir taramayla bile herkes kolayca erişebilir.
Katliamın 41. yılındayız. 41 yılın özeti, 7’şer kez idam cezasının yalnızca 10 yıl cezaya dönüştürülmesidir. Cinayet planlanırken, işlenirken var olan ortaklık bütün aşamalarda devam etti ve tam anlamıyla kişiye özgü yasalarla katiller affedildi.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesindeki bütün davaları titizlikle izleyen devlet, nasıl oluyorsa yedi arkadaşımızın katillerinin iddiaları konusunda mahkemeye hiçbir bilgi, belge yollamıyor. Kendi kirli geçmişinin katillerin lehine bir hava yaratılması için kullanılmasına zemin hazırlıyor.
Bahçelievler Davası hukuksal olarak en iyi takip edilen davalardan birisidir. Bu hukuk mücadelesinde, bir tek duruşmasına giren hukukçulardan başlayarak bütün savunuculara, davanın taşıyıcıları Ankara Barosu avukatlarından Av. Nezahat Gündoğmuş ve Av. Erşen Sansal’a saygılarımızı sunuyoruz. Onların titiz takipleri olmasaydı katliam hiçbir gri nokta kalmadan bütün açıklığıyla kamuoyunun önüne konulamazdı. Onların yarattıkları muazzam aydınlığa, ısrarlı takiplerine rağmen durum ortada. Durum böyleyken artık varın şu veya bu nedenle gözden kaçırılan, sessiz sedasız “halledilen” davaların akıbetini tahmin edin.
Günümüzde adaletin durumu budur. Bunu bilerek davranmalı, adalet talebimizin peşini bırakmamalıyız.
Ellerinin altındaki kararları, sicilleri silebilirler. Ama insanlığın belleğini silemezler, buna izin vermeyeceğiz. Yıllar geçse de arkadaşlarımızı, bütün kayıplarımızı anmaya devam edeceğiz.
Hiçbiri unutulmadı ve unutulmayacak.