Takma Kafana
Ülkenin durumu ortada. Hayat pahalılığı, işsizlik, hırsızlık, adaletsizlik, ayrımcılık, dincilik, bölücülük, kadın düşmanlığı insanlarımızı intihar noktasına getirmiş ve sen bana diyorsun ki:
“Takma kafana!”
Düşünen, soran, sorgulayan, eleştiren, dik duran, cumhuriyetin değerlerine sahip çıkan bir insan bu olup bitenleri kafasına takar. Takmayan kişiye de insan gözüyle bakmam.
Kafama takmayıp da ne yapayım? Bu zulümlere aldırmayayım mı? Üzülmeyeyim mi? İtiraz etmeyeyim mi? Hakkımı aramayayım mı? Her şey olacağına varır mı diyeyim? Kaderimiz böyleymiş mi diyeyim?
“Takma kafana!” sözü; işe yaramaz, samimiyetsiz, etkisiz bir teselli sözüdür. Fayda yerine zarar verir. Geri kalışımızın ve her gün hakarete uğrayışımızın nedeni de budur. “Takma kafana” demekle sorun çözülmüyor. Böyle klişe sözlerle beni oyalama, beni rahatlatmaya çalışma. Benimle dertleş, bana yoldaş ol.
***
Kendine İyi Bak
“Kendine iyi bak.” cümlesi, söylediğimiz kişiyi önemsediğimizi ifade eden bir veda sözüdür. Bazen çok şey söylemek isterken sadece bunu söyleyebiliriz.
Bu cümle, biraz değiştirilerek hatta biraz emir cümlesi havası verilerek: “Kendine iyi bakıyorsun, beni arıyorsun”, Kendine mukayyet ol!”, “Kendine dikkat et!”, “Kendine iyi davran!” vb. versiyonlarıyla yozlaştırıldı.
Bu cümleyi önceden ben de kullanırdım. Şimdi kullanmıyorum; çünkü mekanik bir söylem durumuna geldi. İçten söylendiğinden pek emin değilim. İçi boşaltıldı. Bazıları bu sözü, “Ne halin varsa gör!” “Sen yoluna ben yoluma!” der gibi söylüyor.
Ben, değer verdiğim bir insandan ayrılırken: “Hoşça kal!” demekle yetiniyorum.