Seçime giden yolda son virajdayız.
Siyasi partiler, kalan sürede ne yapacaklar bilmiyorum ama
Son birkaç ayda ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalışırken
İşin ciddiyetini, sınav arifesinde kavrayan öğrencilere benziyorlar.
*
Yapılacaklar listelerini tamamlamış olduklarını düşünenler,
Herkesten daha çok 31 Mart’ı bekliyorlar belki de.
Ne yaptıysak yaptık, sonuç ne olacaksa olacak, bitsin artık bu koşturmaca,
Bitsin bu bekleyiş, bitsin bu gerilim. Diyenler bile olabilir.
Bunlar, az zamanda çok iş yapmaya çalışanlar,
Bunlar, siyasetin seçimden seçime yapılmasını yeterli sananlar.
*
Bu nedenle de “daha çok ne yapabiliriz” yerine, Kim kazanacak? Diye soruluyor.
Hemen herkes, karşılaştığı herkese, aynı soruyu yöneltiyor.
Kim kazanacak?
Bu sorunun cevabı kimsede yok aslında.
Buna rağmen soruya muhatap olan herkes cevap veriyor.
Verilen cevaplar çok farklı.
Öyle farklı ki her cevap, kızdırıyor karşıdakini.
“yok, canım” diye başlayan hayret ifadeleri,
Çoğu kez, “Sen Yenişehir’de yaşamıyorsun galiba” Şeklinde bitiyor.
Üstelik bazıları bu kadar kibar bile olamıyor.
*
Sözün kısası şu;
En yetkili ağızlar bile sonuçlardan emin değil.
Bunun en önemli nedeni de, seçim sonuçlarını etkileyecek çok sayıda etken olması.
Bunu, hem olumlu hem de olumsuz anlamda söylüyorum.
Bu nedenle de kendi tahminlerim de dahil olmak üzere hiçbir tahmini,
Geçerli ve doğru bir ölçek olarak görmüyorum.
*
Seçim sonuçlarıyla ilgili bir tahmin yapmayacağım ama
Seçim sonuçlarını etkileyecek önemli bulduğum bir konuyu paylaşmak istiyorum.
*
Yenişehir’de gerçek anlamda bir belirsizlik var.
Belirsizliğin kaynağında ise kadın seçmenler.
Öyle ki bazı adaylar, kendi evlerinden bile oy alamayabilir.
Ben, evlerde kadına yönelik yapılan birebir çalışmaların etkili olacağını ve seçim sonuçlarını etkileyeceğini düşünüyorum.
Her alanda olduğu gibi seçimlerde verilen oylarda da kadınları, güçlü ve belirleyici görüyorum.
Evet, kimin kazanacağını bilmiyorum ama kimin kaybedeceği ile ilgili bir fikrim var.
Kadınları göz ardı eden aday kaybedecek.
