Her şeyin bittiği bir yerde, bitmiş tükenmiş bir ülkenin topraklarında, bunlar kim biz o boğazı kısa sürede geçeriz diyen zamanın en büyük ülkesine ve yanındaki müttefiklerine karşı yeniden doğmaktır Çanakkale.
Bu ülkenin Hiroşima’sıdır. Nagazaki’sidir. Yani atom bombası düşmüş Japonya’nın yeniden küllerinden doğması gibidir.
Bütün cephelerde kaybetmiş İttifak Devletlerinin ilk kazandığı cephedir Çanakkale.
“Ben size savaşmayı değil, ölmeyi emrediyorum” diyebilmektir.
Ordusunu yöneten büyük deha Mustafa Kemal Atatürk’ün askerlerinin önünde savaş hattına atıldığı, dünyaya karşı ilk defa büyüklüğünü, zekasını, cesaretini, başarısını gösterdiği bir yerdir Çanakkale.
Çanakkale Atatürk’tür, tüm dünya öyle yazmıştır, ülkedeki yöneticiler silmeye çalışsa bile.. Çok gülüyorum bu uğraşlarına, ne yapsalar olmuyor o ayrı..
Düşünün son şansınız.
Ülke elden gidiyor.
Yaşayacak başka bir vatanınız yok.
Ne var ne yok ortaya koymak, doğru karar vermek, seferberlik halinde ülkeyi kurtarmaya çalışmak gerek.
Düşünün ki, 57. Alay ölmek için savaşıyor ve bir alay asker şehit oluyor.
Diğer kuvvetler gelene kadar bulunduğu yeri terk etmeyip can veren, insanlık hali korkup kaçarım diye tüfeğinin kayışını ayağını bağlayan, kendi sayılarından 5-10 katı fazlası askere, erişilmesi zor silah teknolojisi ve mühimmata karşı koyan bir ruh Çanakkale.
Çanakkale “bana ne canım” dememek, “hep padişahlıkla yönetildik, pek bir şey görmedik, hep krizler vardı, aman biraz da İngiliz sömürgesi olarak yönetilelim” dememek, çocukların, geleceğin için mücadele etmektir.
Doğru karar vermektir, ülkenin halini anlamak, çözüm için çabalamaktır.
Çanakkale bir ruhtur, 1915 Ruhu. Çanakkale, Kurtuluş Savaşı’nı vermek, Bağımsızlığı sağlamak, Cumhuriyeti kurmaktır.
Çanakkale Geçilmez!
Çanakkale bu anlatılanlardır, daha fazlasıdır ve hatta tarifi imkansızdır.
Çanakkale, KESİNLİKLE Başbakan Binali Yıldırım’ın dediği gibi “Çanakkale geçilmez dediler, biz bir köprü yaptık, artık geçilecek” değildir.
İşte bu yüzden, Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı’nın cepheleri ilkokullarda zorunlu ders olmalıdır. Ve hatta her yıl olmasa da birkaç yılda bir Çanakkale’de ders yılı açılışı yapmak, çöküş burası, şahlanış Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet de yeniden doğuş diye anlatılmalıdır.
Anlatılmalıdır ki, halk ne koşullarla var olabildiğini ve elinde olanların değerini bilsin.
Bu ruh yakalanmalı ki, bugün verilecek ülkemize ilişkin kararlarda olduğu gibi ülkenin, çocuklarımızın, torunlarımızın geleceği için hayırlı kararı ortaya koyabilsin.
Ben diyorum ki; “Bu ülke için hiç düşünmeden canını veren atalarımız, dedelerimiz, ninelerimi, ne yapsak hakkınızı ödeyemeyiz.. Bundan 102 yıl önce, "Dur Yolcu" dediniz, bu ülke uğruna can verdiniz.. And olsun, kurtardığınız bu ülkeyi de, kurduğunuz bu Cumhuriyet'i de hiç kimseye yıktırmayacağız..”; herkes bu yemini edebilsin.
Bir ülkemiz var, bir Cumhuriyetimiz var, bundan vazgeçmeyin. Ülkeyi hiçbir zaman ateşe atmayın, bilmediğiniz yola sokmayın.
Her zaman, “düşünün toprak altında binlerce kefensiz yatanı..”
Bu ülkenin vatandaşları bir daha Çanakkale görmesin, ülkemiz Suriye’ye benzemesin..
Çok şey borçlu olduğumuz Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve korkusuzca savaşan atalarımızı saygı ve minnetle anıyorum..