İnsanı zorla konuşturuyorlar. Susalım, yüzlerine vurmayalım, gerçekleri ulu orta söylemeyelim diyoruz ama bazılarında öyle özgüven patlaması 
var ki bir de millete yol yordam gösteriyorlar. Adama sorarlar sen kendin düzgün müsün diye ama bundan dahi çekinmiyorlar. Yok, şuna benzeyin, yok şurada okuyun, buradakiler böyle, şuradakiler şöyle olur diyerek insanları ayırıyorlar. Ama dediğim gibi aynaya bakmaya gelince şöyle bir geri duruyorlar. Nasıl bir özgüven ya da nasıl bir kendini bilmezlik anlamadım gitti.
Neden mi bahsediyorum, hepiniz anladınız sanırım.
Geçtiğimiz günlerde Yenişehir’de bir okul açılışı yapıldı. Eğitim-öğretimde hep bireysel başarılara kalmış, bu alanda bir türlü sıçrama yapamamış şehrimizde, hangi alanda okula ihtiyaç var elbette ki bakılmadan, tüm Türkiye’de olduğu gibi bir anda çoğalan İmam Hatip okullarından biri daha açıldı Yenişehir’de. Bilimsel bazda ve ihtiyaçlara göre düzenlenmeyen, maalesef tamamen siyasetin kontrolünde hareket eden eğitim sistemimizde, Türkiye çapında popülist bir yaklaşımla ve oy devşirme amacı ile desteklenen İmam Hatip okulları, bir de bir dizi açılışlarla yapılıyor, böylece vatandaşa da sempatik görünülüyor.
Her türlü okul elbet olacak şehrimde, ülkemde. İmam Hatip Okulu da olacak ihtiyaç var ise. Yani kimsenin sahipleneceği, siyasete alet edeceği yerler değil bunlar. Zira bunlar okul. Sonuçta burada bizim kardeşlerimiz, çocuklarımız, vatandaşlarımız okuyor.
Tabi bu okullar nasıl teşkilatlanıyor, nasıl eğitim veriyor, mezunlar nerelere geliyor, ne amaçla istihdam yapılıyor bunlar ayrı tartışma konusu.
Ama burada önemli olan şey, ciddi anlamda bir okulun, bir mezun grubun, bir cenahın geri kalanlarla yarıştırılması, karşılaştırılması ve birbirine çarpıştırılması. İşte böyle bir ortam bu sefer şehrimizde yaşanıyor.
Yenişehir’de açılan bir İmam Hatip Lisesi’nin açılışına katılan Bursa Milletvekili Bülent Arınç, İmam Hatip dışındaki okullarda yaşanan bazı olumsuzlukları –sanki sadece buralarda böyle olaylar oluyormuş algısı ile– bilinçli olarak gündeme getirerek, “Hem kız, hem talebe, hem de 14-15 yaşlarında. Kafayı çekmişler, rezalet çıkarmışlar.” diyerek had sınırlarını aşan, lafın nereye gittiğini bilmeyen bir söylem geliştiriyor. Devam eden Bay Arınç, kötü yetişen gençliğin bayrağa, vatana, ülkeye sahip çıkmayacağına dikkat çekerek, “Bak, Davutoğlu gibi olacak çocuklarımız. Taşkent gibi bir yerden öksüz büyümüş bir çocuk, dağların arasından kendisini yetiştirmiş, üniversiteler bitirmiş, kitaplar yazmış, yurt dışında öğretim üyeliği yapmış, okumuş, çalışmış dayanışma içinde olmuş bugün Türkiye’nin başbakanı. Ben Yusuf Ateş Yenişehir İmam Hatip Lisesi’nden de nice başbakan çıkmasını istiyorum” diyerek bu ülkede, sanki İmam Hatip’ten Başbakan çıkmazsa başka yerden çıkmaz; çıkarsa da bayrağa, vatana, ülkeye sahip çıkmazmış gibi, sanki İmam Hatip mezunu olmayanların hepsi hayırsız, uğursuz insanlarmış gibi söylemlerde bulunuyor. Ve bunu inanın ilk defa yapmıyor, ilk defa yapmıyorlar. Arşivlere bakarsanız neredeyse artık hiç genel lise açılışı da yapmıyorlar, yaptıkları her İmam Hatip açılışı, yemeği, pilav günü vs. böyle konuşmalar yapıyorlar. Eskiden devlet üniversitelerinin öğrenim yılı açılışları falan devlet büyükleri tarafından yapılırdı, onları da “kendi etraflarındaki vakıf üniversitelerine” kaydırdılar. Yahu Cumhurbaşkanı’nın mütevelli heyetinde olduğu vakıf üniversitesi, hayatta iken adının verildiği devlet üniversitesi ve bunu yaşatma derneği olur mu? Burada oluyor.
Bu yazıyı okuyanların kaçı İmam Hatip mezunu ya da kaçı diğer liselerden mezun bilmiyorum ama lafın nereye geldiğini çok iyi biliyorum. Bir okuldan mezunsan iyi, güzel, ala; diğerinden mezun olan ya da olacak tüm Yenişehirli gençler ise, işte kafayı çeken, rezalet çıkaran, hayırsız, uğursuz insan. Bunu sen ne İmam Hatip mezunu Yenişehirli kardeşime diyebilirsin, ne de diğer okullardan mezun Yenişehirli kardeşime diyebilirsin. Ki ayrımcılık yapıldığını söyleye söyleye iktidara gelmiş mağdur ama mağrur, iktidar ama muhalefet gibi takılan AKP’nin kurmayları, siz toplumu, gençleri İmam Hatipli, İmam Hatipsiz diye nasıl ayırırsınız. Ama siz yaparsınız. Siz bu ülkede, canım Yenişehir’imin, canım ülkemin temiz kalpli insanları “yok yapmamışlardır canımmmmm” dediği her şeyi yapansınız.
O yüzden dikkatli konuşmazsanız, size de 17-25 Aralık Yolsuzluk Operasyonlarında, devleti soyanlar nereden çıktı derler. Paraları sıfırlayanlar, “sıfırladık babacım” diyenler nereden çıktı derler. Komşuda Müslümanları vuran, öldüren uçaklar nereden kalktı, iç savaşları kim körükledi, bunlara izin verenler nereden mezun derler. Derler ki, Türkiye’de faili meçhul bazı cinayetlerden yargılananlar, adam öldürenler, Madımak’ta insanları yakanlar, yakanları savunanlar nereden çıktı derler. “Toplumu bir lise ile bile bölmeye kalkarsan” işte bu sefer de sana başka şeyler derler.
Ama ben tabi sizi çok iyi anlıyorum, yani gençleri, liseleri bölmeye çalışanları. Sizler kutuplaşmadan, sizler din sömürüsünden, sizler İmam Hatip sömürüsünden iktidar, daha doğrusu para rant devşiriyorsunuz. O yüzden hiçbir alakanız yokken dinden, diyanetten, İmam Hatipten ama sürekli bunlardan bahsediyorsunuz.
Sözün özü, insanın nereden mezun olduğu, nereye geleceğini, nasıl bir kişiliğe sahip olacağını belirlemez. İnsanın ne olacağını belirleyen onun kişiliği, aile terbiyesi, vicdanıdır. İnsanın vicdanı yoksa mesela zalim olur; vicdanı varsa alim olur! Ama tabi ki insan çocuğunun iyi bir yerde olması için dua eder. Benim de tek duam var, hem kendi çocuklarım hem de Yenişehir’in çocukları, gençleri için.. Gençlerimiz hırsız olmasın, hayırsız olmasın, vatandaşa sevgisiz, gençlere ilgisiz olmasın, yurttaşına düşman olmasın da nereden mezun olursa olsun.
Yorumlar kapalı.