İnsan değişir hem de her yaşta.
Bu değişim, çoğu kez yavaş yavaş ve tepki vererek kendisini geliştirmesiyle olur.
Ve genellikle zamana yayılan, birikimli bir süreçtir bu.
Değişen insan değiştirir.
Değişim talebi ve değiştirme gücü, kendini geliştirmekle ilgilidir.
Ve de gerek başlanması gerekse sürdürülmesi zor bir iştir.
Olduğumuz kişi ile olmak istediğimiz kişi arasında gösterilen bir çabadır.
Değişimden yana olanların umutsuz olma lüksü yoktur.
*
Değişim bir süreçtir.
Değişim talebi, her zaman beklenen sonuçları vermeyebilir.
Tahmin edilmeyen sonuçları olabilir.
Çünkü değişim sadece insanla ya da sadece bir kesime ilgili değildir.
Bunun yanı sıra, örgütsel değişimin de başarılı bir şekilde yürütülmesi gerekir
İnsanın değişmesi örgütsel değişimi, örgütlerdeki değişim çabası ise diğer alanlarda değişimi başlatır.
*
Örgütsel değişimin kişisel boyutu önemlidir.
Bireyler, değişimle kişisel boyutta birleşmedikçe, örgütsel anlamda değişim gerçekleşmez.
Başarılı ve değişimin sürdürülebilir olması için hedefler somut olarak belirlenmeli ve bu hedefe kişiler birleştirilmelidir.
Örgütsel değişimde, çalışanları motive eden, koordine eden ve takımlar tarafından yapılan işlere odaklanan liderlere ihtiyaç vardır.
Örgütsel değişim, genellikle zaman içinde gerçekleşen çok sayıda küçük değişimlerden oluşur.
Ancak bu değişimler köklü ve dönüştürücü de olabilir.
Yöneticiler, sadece değişimi planlayıp uygulayan olmamalı, aynı zamanda çalışanların sorumluluk alarak uygulamaya katılmalarını sağlamalıdır.
*
14 Mayıs öncesinde oluşan değişim talebi istenen ve beklenen oranda sandığa yansımamış olabilir.
Ancak bu talep doğrultusunda gösterilen çaba ve verilen oylar çok değerlidir.
Değiştirmeye yetmediğinin görülmüş olması, yetecek orana ulaştırılması konusunda bir uyarı olmuştur.
Değişimden yana olan herkes bu talebini daha güçlü bir şekilde 28 Mayıs’ta tekrarlayacaktır.