Kişi kendini bilmeli

Ne zaman ve nerede bir seçim olsa, orada hesap yapan adaylar olur.

Kim, kimin adamı? Kim kime oy verir? Kim satılık? Kim kiralık? Soruları dolanır ortada.

Aday olunan yerin, yüklediği sorumluluklar, kimsenin umurunda değildir.

Sadece aday olurlar ve destek olup oy verenlere teşekkür, vermeyenlere küfür ederler.

Daha açık bir ifadeyle işin kolayını seçerler ve hiç yapılmaması gerekeni yaparlar.

*

Yapılması gerekenler zordur, zahmetlidir. Emek ister, birikim ister, cesaret ve kararlılık ister.

Nedir yapılması gerekenler?

Önce, mevcut alanla ilgili durumu analiz etmek. Yapılanlar ve yapılamayanlar ile ilgili fikir sahibi olmak. Mevcut durumun daha ileriye nasıl taşınacağı ile ilgili kafa yormak gerekir.

Ve…

Eksikler tespit edilip bir yapılacaklar listesi hazırlamak.

Bu aynı zamanda, dönem içinde yapılacaklarla ilgili çalışma programıdır.

Bu, aday olunan yerde size oy verecek insanlara yapılmış taahhüttür.

Bu da yetmez.

Siz, aday olduğunuz alanla ilgili her tür sorunun cevabını biliyor olmalısınız.

Talep ettiğiniz yer, temsil makamıdır ve hataya tahammülü yoktur.

*

Sözünü ettiğimiz yer siyaset ise durum daha karmaşık bir hal alır.

Hayatın her alanını kapsar ve sorumluluklarınız daha fazladır.

Hizmet makamlarının hepsinden daha fazla donanım gerektirir.

Her şeyden önce, kamuoyuna anlatacaklarınız vardır ve bu anlattıklarınız, içinde bulunduğunuz siyasi oluşumun genel ilkeleriyle çelişmemesi gerekir.

İşin zor olan bir yanı ise “Çizdim oynamıyorum” diyemezsiniz.

Bu tür sorumluluk makamlarının geri dönüşleri zor olur.

İşin özeti şudur.

Kişi kendini bilmeli. Yapılabilir olan ile yapılamaz olanı ayırt edebilecek durumda olmalıdır.

Aldığı sorumluluğun boyutlarını anlamalı ve kendi şartlarıyla kıyaslamalıdır.

Bilinen bir fıkra ile somutlaştıralım.

Fıkra bu ya!…

Bir hayvanat bahçesinde; ziyaretçiler bir maymuna çeşitli yiyecekler vermektedir. Maymun aldığı her yiyeceği önce arkasına götürür sonra yer.  Bu durum,  bir ziyaretçinin dikkatini çeker ve ”Bu maymun neden yiyecekleri önce arkasına götürüyor, sonra yiyor! Diye sorunca, oradaki bir görevlide: ”Geçenlerde bir ziyaretçinin verdiği şeftalinin çekirdeği biraz fazla büyükmüş, Maymun şeftaliyi yedikten sonra çekirdeğini çıkarırken bayağı zorlanmış, canı çok acımış!… Zavallı Maymun şimdi akıllanmış o yüzden bir daha ölçmeden yemiyor hiçbir şeyi!…” demiş…