40 Yıl Önceki Cumhuriyet

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Cumhuriyet gazetesini en azından 45 yıldır bilinçli olarak izliyorum. Üniversite öğrencisi olduğumuz o yıllar, ltfTürkiye Cumhuriyetinin de en çok örselendiği dönemdi. 12 Martın faşist darbecileri yürürlükteki 27 Mayıs Anayasasını “lüks” bulmuşlar, “sosyal uyanışın ekonomik uyanışın önüne geçtiğini” söyleyerek sosyal uyanıştan korkularını ilan etmişlerdi.

“Fırtına harekâtları”, “Makabline şamil yasa” hazırlıkları, “aranıyor” ilanları, “sayın muhbir vatandaşlar” dönemi idam sehpalarının önündeki engelleri temizliyordu. Darbe kendi “mıntıka temizliği”ni yaparken Cumhuriyet gazetesini de ihmal etmemiş, gazetedeki ilerici yazarlar susturularak Cihat Baban yönetimine teslim edilmişti.
Bilinçli Cumhuriyet okurları gazeteyi almayarak satışların dibe inmesini sağladı ve gazete tekrar eski çizgisine kavuşmuştu. Bu bilinçli okurlar çok kez ellerinde ya da ceketlerinin dış cebinde gururla taşıdıkları gazeteleri yüzünden dayak yemişler, ölümlerden dönmüşler, bazıları da ne yazık ki ölmüşlerdi.
Cumhuriyet, Mustafa Kemal Atatürk’ün isteği ile Yunus Nadi tarafından Ankara’da Yeni Gün olarak kurulmuş, Cumhuriyet’in ilanı ile birlikte İstanbul’a taşınarak “Cumhuriyet” adını almıştı. Cumhuriyet geçmiş yıllarda da savrulmalar yaşamış, daha sonra da, günümüzde de yaşayacaktı.
40-45 yıl öncesinin Cumhuriyet okurları çok iyi anımsarlar. O yıllarda gazetede “40 Yıl Önceki Cumhuriyet” adlı bir köşe vardı. Bu köşede tam 40 yıl önce o günün Cumhuriyetinin önemli haber başlıkları, bazen tıpkı basım ile, bazen de çizerlerce anımsatılırdı. O yıllardan 40 yıl öncesi yani 1930’lu yıllar bütün Dünyada faşizmin yükseldiği yıllardı. Almanya’da Hitler, İtalya’da Mussolini, Japonya’da Hirohito Dünyayı ateşe vermek üzere savaşa hazırlanıyordu. İspanya da Cumhuriyetçileri boğazlamak üzereydi.
Faşist ideoloji bütün Dünya’da yükselirken Türkiye’de de yükselen değer olmuş, ortalığı Hitler bıyıklı adamlar kaplamıştı. Hitler bıyıklılar Hükümete kadar uzanabilmişlerdi. Cumhuriyet gazetesi de bu etkinin dışında kalmadı. O günün koşullarında kalmazdı da…
Gazetede her gün Hitler’in savaş hazırlıkları coşku ile veriliyordu. Savaş başladıktan sonra yıllar boyu Hitler’in çılgınlıklarının zafere ulaşmasını gönülden isteyenler gazete başlıklarına bu isteklerini yansıtıyorlardı.
1970’li yıllardaki Cumhuriyet’te “40 Yıl Önceki Cumhuriyet” köşesinde sıra Cumhuriyetin o utanç yıllarına gelince köşenin adı birdenbire değişerek “50 Yıl Önceki Cumhuriyet” adını alarak olaylar ve gazete başlıkları verilmeye başlandı. Yani 1930’lu Hitler’li yıllar yerine 1920’li yılların Cumhuriyet gazetesinden başlıklar verilmeye başlandı.
Elbette 1930’lu yılların gazete başlıklarının sorumluğu 1970’li yıllardaki gazete yöneticilerinin olamazdı. Ancak Cumhuriyet gazetesinin 1970’li yıllardaki yöneticileri o yıllardaki hatalı tutumlarının farkındaydılar ve bu hatalı başlıkları anımsamak, görmek bile istemiyorlardı.
Bütün bunları geçen hafta toprağa verdiğimiz Oktay Akbal’ın cenaze töreni sırasında anımsadım. Oktay Akbal hasta yatağında ilen kovulmuş, O’nu kovanlar utanç içinde cenaze törenine gelememiş ya da bir köşeye saklanmıştı. Gazete ile yollarını ayırmak zorunda kalan yazarlar üzgün ama dimdik okurlarının gazeteyi yeniden devrimci çizgisine oturtacağı günleri özlemle bekliyorlardı.
Cumhuriyet gerçek çizgisine oturmak için 30-40 yıl beklemeyecektir. Gazete bir gün yeniden eski başlıklarını veren bir köşe hazırlarsa günümüz Cumhuriyet gazetesini utanç yılları olarak saptayacaktır. Gazeteyi bugünkü çizgisine getirenleri kimse anımsamayacaktır.
Mustafa Kemal Atatürk’e “Mustafa” diye hitap ederek büyümek adına film çekenleri anımsayanlar da pek hayırla yad etmeyeceklerdir.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
40 Yıl Önceki Cumhuriyet
Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.