Dünya Emekçi Kadınlar Günü kutlu olsun.
Bugün tüm dünya kadınlarının önce emekçi, ama aynı zamanda da kadın olduklarını anımsattıkları gün.
150 yılı aşan emekçi kadın mücadelesinde halen aşılacak çok yol olmasına rağmen kadınlar büyük kazanımlar elde ettiler. Egemenler emekçi hareketi ile bütünleşerek ilerleyen kadın mücadelesinde belirli haklar vermek zorunda kaldılar. Ancak daima kadın hareketini emek hareketinden ayırmaya çabaladılar. Kadın hareketini sadece cinsiyetçi bir harekete hapsetmeye çalıştılar. Bu nedenledir ki başta iktidar çevreleri olmak üzere 8 Mart günlerini emek mücadelesinden ayrılmış ve arınmış bir kutlama gününe dönüştürme çabası içindeler.
Üstelik bu çaba sadece bizim ülkemizde değil, gelişmiş ülkeler dahil, dünyanın pek çok ülkesinde de sürüyor. Suudi Arabistan gibi gericilik merkezlerinde de kadınların insan olup olmadıkları tartışmaya açılıyor.
Emekçi kadın hareketi sözcüleri “dünyanın yarısını kadınlar omuzluyor” deseler de kadınlar dünyanın yarısından çok daha fazlasına omuz veriyor.
Ve ne yazık ki büyük mücadelelerle elde edilen Dünya Emekçi Kadınlar Günü rotasından saptırılarak özgürleşememiş ve erkek esareti altındaki kadınların sözcülüğüne terk ediliyor.
Mustafa Kemal Atatürk ve Cumhuriyet devrimleri sayesinde pek çok kadın hakkına gelişmiş ülkelerden önce kavuşan Türkiye’de, kadın hareketinin sözcülüğü Emine Hanımlara, Hayrunisa hanımlara, Şule Yüksellere teslim edilmeye çalışılıyor. Eşlerine ikinci, üçüncü kadın bulma çabası içinde olduklarını TV ekranlarından ilan edenler kadın hakları savunucusu gibi sunuluyor.
Bir dinsel yasağı sürdürme baskısını “türban özgürlüğü” adı altında “özgürlük” mücadelesi olarak savunan kadınlar ile onların esaretinin sürmesi için destek veren erkekler şimdi “emekçi” sözcüğünü saklayarak 8 Mart öncülüğü yapıyor.
Türkiye’nin ve dünyanın kadınları emek mücadelesi vererek kadın haklarının önünü açacaklardır. Emekçi olduğunun bilincinde olan kadın özgürleşecektir. Özgürlük isteyen kadın emek mücadelesinin dışında kaldıkça kadın mücadelesini de zafere ulaştıramaz.
Türkiye Cumhuriyetinin aydınlık yüzlü kadınları, kendine dünyanın pek çok ülkesinden önce kadın haklarını veren Mustafa Kemal Atatürk’e şükran borçludur. Bu nedenle Atatürk’e ve Cumhuriyet devrimlerine yapılan saldırıların en önünde mücadele etmektedirler. Türkiye Cumhuriyetini “çağdaş uygarlık seviyesinin ötesine” taşımanın yolu devrimlere sahip çıkmaktan geçmektedir. Ancak bu sayede kadın hakları da aşamalar kazanacak ve kadınlarımız özgürleşecektir.
İster fabrikada, tarlada, atölyelerde, bürolarda emekleri ile özgürleşsinler, ister evde yemek yapmaya, hamur yoğurmaya, çocuk doğurmaya mahkum edilsinler, kadınlar emekçi bilinciyle ve Cumhuriyet aydınlanması ile özgürleşeceklerdir.
Dünya Emekçi Kadınlar Günü kutlu olsun…
