CHP ve MHP Genel Başkanlarının ortak cumhurbaşkanı adaylarını açıklamasından sonra kamuoyundaki sarsıntı sürüyor.
Açıklanan aday konusunda henüz ikna edici bilgi yok. Açıklamanın yapıldığı Pazartesi gününden sonra bütün gözler siyasi parti liderlerinin Salı günü yaptığı gurup konuşmalarına çevrildi.
CHP ve MHP liderleri hiç bu kadar aciz bir duruma düşmemişlerdi.
CHP lideri gurup salonuna getirilmiş alkışçılar desteğinde uzun süre konuya giremedi. Sonunda ister istemez söz sırası cumhurbaşkanı adaylarının anlatılmasına geldi.
CHP lideri adaylarının özelliklerini açıklamak yerine bir cumhurbaşkanında olmaması gereken 10 özelliği sıraladı. Doğrusu bu sıralamada anlatılan bazı konular Türk ulusunu bütün dünyaya rezil etti. Cumhuriyet kurucusu olduğunu söyleyen bir partinin cumhurbaşkanlığı seçilebilmek için sıraladığı özellikler ibret verici idi.
Kılıçdaroğlu bir anlamda muhtemel cumhurbaşkanı adayı RTE’ye göndermeler yaptı.
Ama…
Özellikle 2. maddede açıkladığı özellik ibret verici idi. Kılıçdaroğlu’nun açıklamasına göre cumhurbaşkanı adayının “Vatandaşına tokat atan, vatandaşları benden sizden diye ayıran biri olmaması lazım” imiş.
Oysa insan olmanın temel koşullarından biri vatandaşa tokat atmamak olmalıdır. Vatandaşa tokat atmayanları alt alta sıralamaya kalkarsak ülkede milyonlarca cumhurbaşkanı adayı var.
Kılıçdaroğlu tarafından aranan 10 özellikten hangilerinin bulunan aday ile uygunluk gösterdiğini bilemiyoruz. Ancak bu açıklamalardan sonra Kılıçdaroğlu tarafından yapılan heyecanlı tanıtıma bakınca CHP-MHP ittifakının bir cumhurbaşkanı adayı değil, TÜBİTAK’a AKP’nin kabul edebileceği bir başkan adayı aradığını düşünebiliriz.
Bu kadar övgüyü bu kişiyi İslam Konferansı Genel Sekreteri yaparken AKP bile yapmamıştır.
CHP içinde aranan 10 koşula uygun cumhurbaşkanı adayı olabilecek on binlerce kişi yoksa Kılıçdaroğlu bu köklü partinin Genel Başkanlığını derhal bırakmalı ya da bu partiyi fesih etmelidir.
Bulunan adayın cumhuriyet değerlerine bağlılığı, laikliğin koruyucusu olduğu konusunda elimizde en küçük bir veri yoktur. Ancak bunun aksi yönündeki bilgiler hızla akmaktadır.
Hele bulunan adayın bu toprakların çocuğu olduğu, Yozgatlı olduğu, “Bozlak sevdiği, Bozkırın tezenesi, Neşet Ertaş” edebiyatı komik bile değildir.
Cumhuriyeti kurmuş bir parti için “geçmişi şaibeli” kavramını sadece akçeli konularla sınırlamak düşünce fukaralığıdır. Bulunan adayın aile geçmişi Atatürk cumhuriyet ve devrim düşmanlığı ile tescillidir. Her ne kadar kimseyi babası ile yargılamamak gibi genel doğruyu savunsak da söz konusu şahsın babası ile farklı düşündüğünü açıklayıcı bulgulara sahip değiliz.
Bu ülke, babası Atatürk’e suikast suçlaması ile asılan, ancak cumhuriyete bağlı aydınları da yetiştirmiştir.
Kahire doğumlu bir kişiyi Yozgatlı diye anlatma çabası bazı gerçeklerin gizlenme telaşından doğma boş bir uğraştır.
Seçilen aday için görüşme yapılan sanatçıları referans gösterirken ülkesine “soykırımcı” yaftası yapıştırarak Nobel kazanan Orhan Pamuk’un adının öne çıkarılması da CHP tabanı ile alay etmenin bir başka yolu olsa gerek.
CHP liderliği tabanın sesine kulak vermeli ve vakit geçmeden bu yanlıştan dönmelidir. Aksi halde Ağustos ayından önce ya da sonra CHP kaçınılmaz olarak parçalanacaktır.
Parçalanarak birleşme stratejisi parçalanmaya sürüklenen bir ülke ile uygunluk gösterse de ülkenin ihtiyaçlarına uygun değildir.
Yorumlar kapalı.