Yenişehir’in en çok konuşulan ve hakkında en çok haber yapılan konularından birisidir Koçasu deresi.
Sorumlu olanlar da dahil herkes konuşur, Kocasu’nun kirliliğini.
Ve ilave ederler her hikayenin bir yerine, “biz çocukken su içerdik bu dereden” diye
*
Konu aynı olunca, haberler de benzer birbirine.
Bir konu bir konuk tarzıyla çalışan haberciler, kimi geçirirlerse ellerine, dikerler olay mahalline,
Önce poz verdirir, sonra haber yazarlar.
Haberde adı geçenin itirazı yoktur buna.
Teşekkür eder.
Fotoğrafının gazetede çıkması yeterlidir.
Ne yazdığının ise önemi olmaz.
Çok sıkışırsa, gazeteci öyle yazmış, der çıkar işin içinden.
Böyle de kurnaz olur bizim fotomodeller.
*
Haberler yapılır yapılmasına da tepki gelmez kimseden.
Yatar kulağının üstüne tüm yetkililer.
Konuşmak zorunda kalanları ise geveler lafı ağzında.
Kendisi dahil anlamaz kimse ne dediğini.
Cek’li, cak’lı cümlelerdir geriye kalanlar.
*
Sözün kısası şu, Kocasu’nun suyu çıktı.
Konu klişeleştirilip içi boşaltıldı.
Hiç kimse için hiçbir önemi olmayan bir hale geldi.
Konuyla ilgili, şimdiye kadar konuşan koça koça adamların ettiği koça koça lafları,
Alt alta getirme şansımız olsaydı, kitap olurda belki de.
*
Artık böyle bir gündemimiz, böyle bir sorunumuz yok.
Geçen hafta yaşananlardan sonra kimsenin Kocasu diye bir endişesi kalmadı.
Kimse Kocasu’nun kirliliğinden, balık ölümlerinden söz etmiyor.
Yenişehir’in tarımsal sulama ihtiyacını karşılayan Boğazköy Barajı kapaklarını kapattı.
Yeterli suyum yok, ben kalan suyumla enerji üreteceğim dedi ve bitirdi konuyu.
Kocasu, suyu çekilip balıklarıyla birlikte kururken çiftçi tarlasında perişan oldu.
Birçok ürün üretimde ve su bekliyor ama Boğazköy Barajı’nda su yok.
Olsun, Kocasu diye bir sorunumuz da kalmadı artık.
