Yenişehir’in Oto Tamirci Esnafları (4)

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 

Şevket ve Necdet İşsever’lerin Sanayi Çarşısı Çınar Sokak 6 No.lu

tamirhanelerinden 1975 yılına ait bu kesit, o günlerin Sanat Okulu, Oto Tamir ve Torna bölümünü andırmakta olup, çırak ve kalfalar ustalarıyla birlikteler.

Ayaktakiler Soldan itibaren: 1- İlhan Can, 2- Ali Uykan, 3- Salih Şahin, 4-

Resul (Kantarcı Abdullah’ın oğlu), 5- Sedat Bel, 6-Nihat Köseoğlu, 7- Babaççalı Mehmet, 8- İlhan Yıldız, 9- Hüseyin Uyanmaz, 10- İsmail Akay, 11- Usta Şevket İşsever,

 

Oturanlar: 1- Sedat Sönmez, 2- Usta Necdet İşsever, 3- Şakir Büyükkardeşler, 4- Konyalı Mehmet, 5- Erol İşsever (Erol İşsever albümünden)

 

Şevket İşsever (1942) ve Kardeşi Necdet İşsever (1944) Ali Osman Yılmaz’ın yanında yetiştiler. Her ikisi terhis olduktan sonra da 1970 yılına kadar birlikte çalıştılar. Ustasının yanından 1970 yılında ayrılarak, Sanayi Çarşısı Çınar Sokak No: 6 da Zeki Dolguna ait olan dükkânda birlikte traktör tamirciliği yaptılar. 1972 yılında Tos marka torna makinası aldılar. Torna da hem kendi hem de piyasaya iş yaptılar. Daha sonra aynı sokaktaki kendi iş yerlerine taşındılar. 1975 yılında ikinci tornayı (Tos) da aldılar. 1980’li yıllarda ortaklıktan ayrıldılar. Şevket Usta bu gün oğluyla birlikte New Holland traktörlerine servis hizmeti vermektedir. En küçük kardeşleri Erol da Reyhan Sokak ta torna işleriyle uğraşmaktadır. Fazlı Tunaoğlu ve kardeşi Kemal Tunaoğlu Bursa Sanat Okulu mezunudur. 1960 yılında Bursa’dan gelerek Çayır Mahallesi Çayır Sokak ta babalarına ait değirmenin yanında küçük bir tezgah ile tornacı olarak

çalışmaya başlamışlardır. 1968 yılında da Sanayi Çarşısı Sanayi Caddesindeki kendilerine ait iş yerlerinde geçerek burada devam etmişlerdir. Bu arada en küçük kardeşleri Nazım da 1970 yılında Sanat Okulundan mezun olunca bu birliktelik devam etmiş. Sonrasında önce Reyhan Sokakta, daha sonra da Saraç Sokaktaki iş yerinde aynen devam etmektedir. Kemal Tunaoğlu Fıçıcı Sokakta faaliyetlerini sürdürmüş, emekli olduktan sonra iş yerini de kapatmıştır. Fazlı Tunaoğlu uzun yıllar bu işi yaptıktan sonra, kardeşleri ayrılıp, her iki oğlu da Bursa’ya gidince, kendisi de emekli olduktan sonra işi tasfiye etmiştir.

Nazif Güney (1945) Tornacı: Bu mesleğe Bursa da Demirtaş Hamamının karşısında tornacılık yapan Faik Erdem’in (Eski tornacı Necati Erdem’in yeğeni)

yanında 1958 yılında çalışmaya başlamış 1963 de Yenişehir’e dönmüştür. Askerlik görevini eda ettikten sonra, Sanayi Çarşısı Sanayi Caddesi Bila No da, Pıytar Mehmet Ergün’e ait dükkanı kiralayarak 1,5 M.lik Tos marka torna tezgahı ile 1970 yılına kadar burada çalışmıştır. 1970 Yılında Almanya ya giderek 1973 de, Yenişehir’e kesin dönüş yapmış. Reyhan Sokaktaki kendi mülkünde aynı işine devam etmiş. 1975 yılında da bu mesleği bırakmıştır. Kalfası Kazım Batum, çırağı da Fehmi Toy’dur.

Tahir Uçan (1948) : Ali Osman Yılmaz’ın çıraklarındandır. Halk Bankası Yenişehir Şubesinden 1970 yılında, torna için ilk tesis kredisini alan Tahir Uçan’dır. İlk iş yerini Sanayi Çarşısı Sanayi Caddesinde Yusuf Kocabıyık’ın karşısında açmıştır. 1975 yılında Metin Çolpanın

Keresteci dükkânının yanında, (bu gün o yerde Ali Uykan çalışmaktadır). Kendine ait iş yerini yaparak faaliyetlerini uzun bir zaman sürdürmüştür. Şu an Bursa-Yenişehir hattında minibüsüyle çalışmaktadır.

 

 

 

 

 

 

 

 

Sadettin Koçumoğulları ( 1935-1998) Tornacı: Mesleğinde on numara olarak tanıdığım Sadettin Usta çok düzgün bir insandı. Disiplini seven, yalan ve yanlıştan nefret edenlerdendi. Onun huylarını eniştem olan Arap Hüseyin Turhanlı’ya benzetirdim. İkisi de gerçekten adam gibi adamdı. Sanayideki bütün çırak ve kalfaların çekindiği ustalardandı. Sanayi Çarşısında böyle ustalar kalmadığı gibi, artık aranır oldu. Bu gün oğlu Raif Koçumoğulları (1960) kendilerine ait olan iş yerinde baba mesleğine devam ederken, Ona layık olmanın gayretini gösteriyordu. Dükkâna her uğradığımda bana Turgut Dayı diyerek, candan davranması, her gelen müşteriye vel-i nimeti olarak, güler yüz, aşırı tahammül göstermesi alkışa değer tavırlardır. Raif’ten eski resimleri istediğimde hemen ertesi gün temin edip getirmişti.

Sadettin Ustanın eski resimleri karşımızda dururken oğlu Raif de koca ustayı şöyle anlatıyordu.

“Babam 1935 yılında Bursa da doğmuş. Yedi yaşında iken babasını kaybetmiş. İlkokulu bitirdikten sonra Bursa’nın ünlü oto tamircilerinden olan dayısı Ahmet Balkanlı, eski garajın oralarda ünlü tornacı Behçet Kurşun’a teslim etmiş. Bu mesleğe ilk kez orada başlamış. Büyük bir heyecanla, her gün farklı bir şeyler öğrenerek bu mesleği başaracağına inanmış. Bir gün ustası büyük bir parçayı tornaya takmak ister fakat başarılı olamazmış. Sonra başka işe devam eder akşam olurmuş. Ertesi gün tekrar o büyük parçayı tornaya bağlamak ister yine bağlayamazmış. Üçüncü günü babam hem sıkılarak, hem de korkarak Behçet ustaya parçanın ters çevrilerek takılabileceğini söylemiş. Usta da çırağının bu düşüncesini önemseyip, onun dediği gibi yapmış ve o büyük parçayı aynen tornaya bağlamış. Behçet usta derin bir ohh!.. çektikten sonra üç gündür uğraşıyoruz neden daha önce söylemedin diye, babama bir de tokat atmış. Ve usta diğer çırak ve kalfalara dönerek “Bakın işte adam olacak çocuk nasıl belli oluyor” diyerek babamı da onare edince tokadın acısını unutuvermiş. Behçet usta Limon sandıklarından babamın ayaklarının altına stant yapıp, o gün torna da çalışmaya başlamış.

Günlerden bir gün, dükkâna Gaziantepli sanayici elindeki eski parçayla gelmiş. Bu parçanın aynı şekilde yeniden yapılmasını istemiş. Babam da parçanın yarın hazır olabileceğini söylemiş. 8 ağızlı, her iki tarafı da somunlu olan bu parçayı babam yaparak hazırlamış. Ustaları olan Behçet Kurşun giyimine özen gösteren, ipek gömlekli, ipek kravatlı, temiz ve bakımlı bir insanmış.

Ertesi gün Gaziantepli müşteri dükkâna geldiğinde, yazıhanedeki temiz giyimli insana “Ustaya bakmıştım” demiş.

O da “Yemekteler şimdi gelirler, buyurun oturun, bir şey içer misiniz?” demiş. Müşteri de teşekkür edip, usta zannettiği babamı beklemeye başlamış. Babamlar atölyeye geldiklerinde yazıhanedeki Gaziantepli müşteriyi görünce, yapmış olduğu 8 ağızlı vidayı eskisiyle birlikte Behçet ustaya teslim ederken. Bu durumu gören müşteri hayretler içinde kalır ve Behçet ustaya bakarak “Usta siz misiniz?” derken, sözüne devam eder; “Bu parça ithal ettiğimiz dokuma makinasının bir aparatı. Yedeği olmadığından, yenisini yaptırmak için önce Adana’ya sonra Ankara’ya ve nihayet Eskişehir’e gittim, yapacak hiç bir usta bulamadım. Tesadüfen bir kişi, bu parçayı Bursa’da Tornacı Behçet Kurşun ustanın yapabileceğini söylemiş. O nedenle buraya geldim. Behçet usta diye dün parçayı teslim ettiğim kişi, meğer kalfanız Sadettin ustaymış” deyince, Behçet usta da

“Onlar isterlerse helikopter bile yaparlar” demiş. 1955 yılında askere Behçet ustanın yanından gitmiş. 1957 de terhis olunca Uluyol Caddesindek i Rektefiyeci Şükrü Orhanettin ustanın yanında çalışmaya başlamış. Annem bana hamile iken 1960 yılında Almanya’ya işçi almak için Bursa’ya sınav heyeti gelmiş. Bu sınav da, konik bir aparatın orta noktası 50 mm. her iki yana doğru küçülerek 30 mm. kalınlıkta konik parçanın yapımı istenmiş. Tek soru bu olup bütün adaylara aynı sorunun yapımı istenmiş. Sıra babama geldiğinde gayet basit diyerek, sınav heyetine tarif etmiş. Birde ameli olarak atölyede tezgâh üstünde göstermiş. Almanlar babama şaşırmışlar ve sınavda birinci olmuş. Fakat babaannem annemin hamileliğini bahane ederek Almanya ya gitmesine izin vermemiş. 1963 yılında da Şükrü ustanın yanında 800 liraya çalışırken, Oto Tamirci olan dayısı Ahmet Balkanlı’nın yanında iken tanıştığı Seyfi Büyükkardeşler (1983 yılında damadı oldum), Bursa’ya gelerek Yenişehir’e gelmesini birlikte çalışmalarını aylık ücretin 1.200 lira olacağını söylemiş. Bu teklife sıcak bakan babam da ev eşyasını toplayarak Ahmet Şen’in (Koca Ahmet) kamyonuyla Yenişehir’e gelerek, Bursa yolundaki Halil Mercan’ın evine taşınmışız. Seyfi babam ile mekân sahibi olan Yusuf Kocabıyık usta ile ortak, babamda aylıkla yanlarında çalışmaya başlamış. Bu dükkânda çalışırken, bir gün karpit kazanı patlıyor, babam bir gözünü burada kaybediyor. 1967 yılında da Seyfi babam trafik kazasında vefat edince, çok sevdiği arkadaşı yitirmenin acısı ve yaşanan aksilikler sonunda, babamda 1968 yılında buradan ayrılıp evin altında kendi adına çalışmaya başlıyor.

1970 yılında Sanayi Çarşısı Kıvılcım Sokak No: 4 de, Demirci Kel Ahmet’in (Pazarcık) dükkânını kiralıyor. Bu dükkânda da 6 yıl çalışıyor. Çırakları Lütfü Mercan, Mustafa Kerim, Vahit Özdemir, Sami Engin, Sami Kaya ve Metin Püsküllü’dür. 1976 yılında Reyhan Sokak No: 21 deki kendi mülkümüz olan bu dükkânın tavan betonu dökeceğimiz sıralarda. Hava Meydan Komutanı Albay Yusuf Bey babamı telefonla arıyor. Uçak angarlarını yapan Ankaralı müteahhit Yaşar Beyin mikserinin bozulduğunu, dükkâna geleceklerini söylüyorlar. Ve hemen geliyorlar. Babam da arızalı parçayı kiralık dükkânda onarıyor. Hep birlikte inşaat halindeki bu dükkâna geliyorlar. Mühendisler bu dükkânın proje taslağında değişiklik yaparak tavan betonunu onarılan bu mikserle atıyorlar. Hazır beton Yenişehir de ilk önce bizim bu dükkanın tavanında kullanılıyor. Bu işlem yapılırken Albay Yusuf Bey ve Müteahhit Yaşar Bey de burada hazır bulunuyor. Yaratıcı özelliği olan babama herhangi bir parça yapımını tarif edin. Onu çok iyi algılar, olabilecekse olur der. Aksine olmaz der bırakır. Hava Meydanında çimenlik alan çok geniş olduğundan çimenleri ve otları biçmek büyük bir dert oluyormuş. Bu sıkıntıyı gidermek için babam, düşündüğü çimen biçme makinesini yaptı. Albay Yusuf Bey de bunu çok beğenmişti. Fakat bir gün Askeri Havaalanına gelen yüksek rütbeli komutanlardan biri, çimen makinesini Ankara’ya götürünce, babam Askeri Havaalanına tekrar bir çimen biçme makinesi daha yapmıştı. Benimde idealim makine mühendisi olmaktı. Tophane Endüstri Meslek Lisesini bitirdim. Yıldız Makine Mühendisliğini okumak istiyordum. Fakat kısmet olmadı. 1982 de askerden terhis oldum, 1983 yılında da merhum Seyfi Büyükkardeşlerin küçük kızı ile evlendim.

Bu dükkânda babamla neler yapmadık ki; iki ağızlı vidalar, somunlar, hidrolik yağ pompaları, kranklar, şanzıman dişleri, ön takım aparatları, marj dinamo dişlileri velhasıl tornada yapılan bütün aparatlar yapılmıştır. 1988 yılında emekli olan babam 1998 yılında hakkın rahmetine kavuşmuştu, “ diyordu.

On dört yıl önce babasından devir aldığı bu görevi yerine getirdiğine inanıyor, aramızdan ayrılanları rahmetle anarken, hayatta olanlara da sağlıklar diliyorum.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Yenişehir’in Oto Tamirci Esnafları (4)

Yorumlar kapalı.

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.