1950’li yıllarda İlçemizde otuz civarında terzi ustası vardı. Bu ustaların en yoğun olduğu yer Cumhuriyet Caddesiydi. Bu caddenin doğu tarafından, Ahmet Efendi Sokağının girişine kadar olan terzihaneleri sıralayacak olursak; Çarşı Camii’nin bitişiği Terzi Veysel Uyanık’ın işyeri imiş. Daha sonra burada, Yusuf Ağa’nın yanında yetişen kuzeni Niyazi Ağa (1937-1989) askerden terhis olunca kendi adına bu mekânda terzilik yapmıştı.
Mülkünü ise Burhanettin Ersöz’den 1960 yılında 21 bin liraya satın aldığını, kuzey tarafındaki işyerini ise (Şimdi orası camiye ait boş alan) Orhan Akyüz’den 1967 de 28 bin liraya satın alarak, her iki dükkânı da birleştirip genişlettiğini, yanında da Ahmet Sert ile Yakup Kosa’nın çalıştığını kuzeni Mahir Ağa söylemişti.
Niyazi Ağa’nın yanında Terzi Şükrü Söğüt’ün işyeri bulunuyordu. Onun da bitişiği Ali Osman Gür’ün manifaturacı dükkânıydı. Sonra da bu dükkâna Veysel Uyanık taşınarak burada terzilik yapmıştı. Yan komşusu ise Şapkacı Mehmet Tanrıverdi’nin işyeriydi. Necmi ile Halit Tanrıverdi’nin babalarıydı. Büyük oğlu Necmi ile kuzeni Mehmet Çetin (Tuhafiyeci) yanında çalışırdı. Mehmet Ustanın kardeşi Tahir Tanrıverdi’nin şapkacı dükkânı da saat kulesinin batı tarafındaydı. Adem Kalkanlı da onun yanında çalışırdı.
Cumhuriyet Caddesinin batısındaki terzihaneleri sıralayacak olursak: bu caddenin başlangıcı olan, Süleymanpaşa Türbesinin karşısında Yusuf Özendim’in terzi dükkânı vardı. Kalfası Faik Eruysal, çırağı da Yakup Canıtez’di. Yusuf Usta’nın komşusu Fırıncı Adem Pirinççiydi. O zamanlar da Ali Can Caddesi henüz açılmamıştı. Fırının yan tarafında Aşiretlerin Osman Oğuz’un nalbant dükkânı vardı. Onlarında yanında Zahireci Ahmet Dübek’in evleri, evin altında da büyük oğlu Fahri Dübek’in terzihanesi vardı. Belediye Başkatibi Hasan Türe’nin oğlu İbrahim Türe (Goban) onun çırağı idi.
Girgin Sokağı girişinin sağ köşesinde ise Terzi Faik Sırman’ın işyeri vardı. Yanında Rustumlu (Çamönü) Yaşar Burhan çalışıyordu. Bu Sokağın (No.4) içinde İsmail Elkit’in terzilik yaptığını, mesleğini bıraktıktan sonra da Orman Memuru olduğunu, altmışlı yıllarda mahrukatçılıkla uğraştığını, Emekli Belediye Başkatibi Kadir Çeltik hatırlattı.
Tahıl Caddesi (Garaj Caddesi) kavşağından itibaren bu caddenin batı tarafındaki ilk dükkân Kara Ahmet’in terzi dükkânıymış. Daha sonra burada Yusuf Ağa terzilik yapmıştı. Bitişiğinde Ali Ataç ile kardeşi Ahmet Cevdet Ataç’ın işyeri bulunuyordu. Bir dükkân ilerisinde Terzi Arif Horoz ile kardeşi Ahmet Horoz’un dükkânı vardı. Yine bir iki dükkân ilerisinde de Lümbeli (Çiçeközü) Terzi
Mehmet Turan, oğlu Osman ve kardeşi Yusuf Turan ile birlikte çalışıyorlardı. Mehmet Turan Bursa’ya gidince bu dükkânı, kalfası Abdurrahman Kaya’ya devretmişti. Abdurrahman Kaya da bu mekânda uzun bir zaman terzilik yaptı. Şalvarlı Sokağına gelmeden önce de Terzi İbrahim Yalta’nın işyeri bulunuyordu, yanında Ziya Mançolar çalışmıştı. Buradan İstanbul’a giderek mesleğini İstanbul’da sürdürmüştü.
1958-1960 dönemi Belediye Başkanlarından Şakir Üntut, işyerlerine öğle yemeği tatilini (12.00-13.30) zorunlu olarak uygulamaya başladığında, bu caddedeki terzihanelerde çalışanların öğle yemeğine gidişlerindeki insan yoğunluğu adeta fabrika çıkışını andırırdı.
O yıllarda Şalvarlı Sokaktaki 7 No.lu mekânda Doğru Ayşe’nin oğlu Hüseyin Üzüm’ün kahvehanesi vardı. Bende okul tatillerinde bu kahvehanede çıraklık yapardım. Her terzi dükkânında usta hariç en az dört- beş kişi çalışırdı. O nedenle bu caddedeki insan yoğunluğu çırak ve kalfalarının fazla olmasından kaynaklanırdı.
Cumhuriyet Caddesinden Tahıl Caddesine (Garaj Caddesi) girdiğinizde, sağ köşede Gazozcu Hasan Okandan’ın kahvehanesi, yan tarafında da Cezaevi bulunuyordu. Cezaevinin bitişiğinde, Berber Hüseyin Süsler’in dükkânı, devamında, Terzi Demirali Ağa’nın, Alanyalı Terzi Ali Özdemir’in işyerleri vardı. Ali Özdemir’in yan tarafında da eski ustalardan Abdurrahim Demirağ’ın (Mehmet ve Behçet Demirağ’ın ağabeyleri) terzihanesi varmış. Abdürrahim Usta Bursa’ya taşınınca dükkânını Uluköylü Terzi Hasan Özben’e devretmiş. Kadınlar Pazarı Sokakta ise ilk bayan terzisi olan Coşkun Uluköy’ün işyeri, Bakkal (Paket) Hüseyin Karnabat’ın evinin yanındaydı