19. yüzyıla kadar
Köy arazisinde dönem dönem bulunan tarihi eserlerden de anlaşılacağı gibi antik dönemden bu yana bölge birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Osmanlılardan önce buralarda Roma ve Bizanslıların yaşamasının yanında öncesinde Cenevizlililer ve Venediklilerin de yaşadığından bahsedenler bulunmaktadır.
Özellikle güneybatı da Kale Altı olarak adlandırılan mevkide bulunan kale kalıntısı bölgenin tarihi geçmişi açısından oldukça önemlidir. Çamlık altında bulunan bu kalenin çevresi kalın duvarlarla çevrilmiş olduğu kalıntılarından belli olup, dönemin yerleşim anlayışına uygun bir yerdir. Üstü bugün tamamen toprak ve çalılıklarla örtülü tepenin, yani sularla çevrili kalenin içi, toprağa ayakla bile vurulduğunda altı boşmuş gibi yankı yapmaktadır. Kalenin duvarları zaman içerisinde yol yapımında kullanmak yada evlerin bahçe duvarlarının inşasına malzeme yapılmak amacıyla sökülmüş. Böylece duvarları zamana yenik düşen kalenin sadece temel kalıntıları ve izi kalmış. Kale ovada mevcut bulunan birbirini gören tepelerin sayesinde haberleşmeye mevcut konumda bulunmaktadır. Kızılhisar tepesinden, Papatya köyündeki höyüğe, bu höyükten Günece köyündeki Kale Tepe'ye oradan da Yarhisar'a uzanan bir ağın parçası gibidir. Bu hisar alanlarından bugün dahi tutulan bir ayna parçasının yansıması birbirini gören bu noktalardan kolayca hissedilmektedir.
Köyde bir ikinci kalenin varlığı da söz konusudur. Kocagöl (Girdap) bölgesinde kalan bu ikinci kalenin sur kalıntıları neredeyse yok olmuş durumda olmasına rağmen temel ve duvar izleri dikkatli bakıldığında gözlemlenebilir. Halk bölgenin önemli bir yerleşim yeri olduğunu savunmaktadır.
Köyün içindeki pınarın, Roma İmparatoru Sezar döneminde yapıldığı inanılmaktadır. 1940 yılında köyden çıkarılan Yunanca yazıt Bursa Müzesi tarafından korunmaktadır. Köyden çıkan yazı ve işaretli bir başka taş da yakın zamana kadar Şemakievi'nin bahçesinde korunduktan sonra Bursa Müzesi'ne taşınmıştır.
1950'li yıllarda köyün hemen yakınında küçük bir tepeciğin altında, tabanı renkli mozaik taşlardan oluşmuş, eski dönemlerden kalma, bir ev bulunmuş. Bu evin mozaikli tabanı alındıktan sonra üstü örtülerek kapatılmıştır.
Fatih döneminde Edebali Zaviyesinde Ferraşlık görevinde bulunan Ferraş Murad'ın Bilecik’te kurulu olduğu bilinen "Ferraş Murad Zaviyesi"nin Günece'de hasılı belirtilmeyen ziraat gelirleri bulunmaktaydı.
1487 yılında Yarhisar ilçesine (sonra nahiye) bağlı bir köy konumunda bulunmaktadır. XV. yüzyıl vakıf kayıtlarında köyün ismi Güneyce ve Günnice olarak anılmıştır. Bu tarihe ait belgeye göre köyde hariçten ziraat olunur bir çiftlik yeri mevcuttur. Bu tarihte köyde bulunan bir su değirmeni ise harab haldedir. Soğan ekiminin yanında ceviz bahçeleri bulunmaktadır.
1530 yılında Yarhisar'a bağlı bir köy olarak kayda geçen yerin adı Güneyce olarak anılmıştır. Ayrıca bu tarihte zaim ve sipahi köyleri adı altında sıralanmıştır.
1574 yılına ait tahrir defterine yansıyan vergi bilgilerine göre köyde bu tarihte; şair (arpa), hinta (buğday), alef (yulaf), burçak, mahlût ile piyaz, bağcılık ve hayvancılık ile geçim sağlandığı görülmektedir. Köy sözü geçen bu tahrirat defterinde de Yarhisar'a bağlı olarak zikredilmiştir. Bu tarihte deftere "Güney" ismi ile kaydedilen köyde, 5'i çift, 7'si mimçift olmak üzere 21 kişinin yaşadığı bilgisi mevcuttur. Ankara Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü arşivinde bulunan söz konusu tarihe ait bir belgede; iki su değirmeni bulunan köyde değirmenlerin bir tanesi harap olarak kaydedilmiştir. Söz konusu belgede köyde devlet ya da vakıf arazilerini icarlama olarak eken kişilerde şu şekilde sıralanmıştır;
Yusuf oğlu Hüseyin, Dursun oğlu Musa, Hüseyin ve Pir Civan biraderler, Memi oğlu Timur, Ali Oğlu Hüseyin, Memi oğlu Yahya ve Mahmud oğlu Hızır. Bunlardan Yusuf oğlu Hüseyin 40 senedir ekim yaptığı söz konusu defterde kayıt edilmiştir.
1864 yılına ait bir belgede çiftlik yeri statüsünde görülen arazi Acem'den (İran'dan) gelmiş olan tüccar Ali Efendi'nin mülkü olarak gözükmektedir ve "Görünce Çiftliği" olarak zikredilmektedir.
1907 yılı Hüdavendigâr Vilâyet Salnâmesi'nde "Güneyce" adıyla anılan köy bu tarihte Yarhisar bucağına bağlı gözükmektedir.
Köyün kuzey yönünde yani alt yanında bulunan Mahmudiye yol ayrımında bir zamanlar Acemler Yatırı olarak tabir edilen bir mezar yeri mevcut idi. Etrafında başka mezarlarında mevcut olduğu bu alan aynı zamanda Acem Mezarlığı olarak bilinmekteydi. Zaman içerisinde yok olan mezar yerleri bugün tarla olarak kullanılmaktadır. Söz konusu bu eski mezarlık köylülerin Rumeli'den göç ettiklerinde araziyi satın aldıkları Acem Ali'nin eşrafına ait olmalı.
Bir de köyde Çamlık Dede yatırı mevcuttu. Papatya yolu üzerinde bulunan çamlık içerisinde bulunan anıtvari büyük bir taşın üzerinde kaplumbaya benzeyen bir taşın bulunduğu yatıra köylüler tarafından çaput bağlanıp adaklar dilenirdi. Zamanla yolun değişmesi ile anılan yer de özelliğini yitirdi. Devam edecek
Yakın zamana kadar Şemakievi Müzesi bahçesinde sergilenen ve sonrasında Bursa Müzesi'ne nakledilen Günece Köyü'nde bulunan Bizans dönemine ait bir taş