Malumunuz önümüzdeki hafta sonu ülkede çok önemli bir gündemimiz var. Haziran seçimleri sonrası koalisyon kurmayı 
başaramayan siyasi partiler nedeniyle yeniden bir seçim yapılmak zorunda kalındı.
Koalisyon görüşmeleri süreciyle ilgili bir şey söylemek istemiyorum ancak hepimizin bildiği üzere geçici hükümet dönemi tüm ülke adına çok sancılı bir dönem oldu.
Kaos ortamının bile isteyerek yaratıldığını düşünenlerdenim. Onlarca şehit haberi, Suruç ve Ankara katliamı, ekonomik istikrarsızlık vb. birçok olay için yapılan açıklamaların tamamı ‘400 milletvekilini vermediniz, çekin cezanızı. Size son bir şans tanıyoruz aklınızı başınıza toplayın’ içeriğine sahipti.
Bu açıklamalar bile tek başına yeterli bence verilen gözdağını anlayabilmek adına. Yine de anlamamakta ısrarcı olanlar var tabii ki, o bambaşka bir konu.
Şimdi yine bir seçim öncesi süreç yaşıyoruz hep beraber. Birçok yerde siyasi partilerin kendilerince vaatlerine şahit oluyoruz. Propagandalarına maruz kalıyoruz.
En çok dikkatimi çeken ise AK Partinin seçim vaatlerinin nerdeyse tamamının para içerikli olması. Tüm ülkeyi fakirliğe sürükledikten sonra, para dağıtma üzerine bir kampanya oluşturmaları oldukça trajikomik geldi bana.
Üstelik boy boy afişleriyle şehri dört bir koldan sararak adeta bir pazarlama şirketi gibi çalışan parti, aklınıza gelebilecek her konuda para dağıtacaklarını yazıyorlar.
Peki, hangi parayı dağıtacaklar? Ülkenin ekonomik durumu ortadayken, neredeyse tüm sektörler çökmüşken, dış borçlanma ülkeyi satsalar -ki sattılar sayılır zaten- ödenemeyecek hale gelmişken, bir siyasi parti nasıl oluyor da para dağıtmak üzerine vaatler verebiliyor?
Üstelik son 13 senedir iktidarda olan bir parti bunu yapıyor. Onların herkesten daha çok bilmesi gerekmez mi ülkenin içinde bulunduğu durumu?
Hal böyle olunca benim aklıma yalnızca iki ihtimal geliyor. Ya seçilene kadar vaat edip seçim sonrası unutmayı planlıyorlar ya da imana gelip bugüne kadar götürdüklerinin bir kısmını geri verelim diyorlar. Bana göre ikinci seçenek büyük bir ütopya olabilir ancak.
Her koşulda bir siyasi partinin yönetmek için onayını istediği halka tek vaadinin para olması bugün geldiğimiz noktanın acı tablosunu gözler önüne seriyor.
Şimdi hep beraber 1 Kasımda ülkenin kaderini belirleyecek olan seçime sürüklenirken, herkesin dönüp geriye bakmasını, nereden nereye geldiğimizi düşünmesini ve nelere maruz bırakıldığımızı görmesini diliyorum.
Bugüne kadar ki birçok seçimde ülkemin insanlarının uyanmasını umutla bekleyip her seferinde hayal kırıklığı yaşamış biri olarak defalarca umutsuzluğa kapıldım.
Ancak bu sefer tuhaf bir şekilde umutluyum. Nedenini bilmesem de böyle hissetmek iyi geliyor. Umarım bu defa hayallerimiz gerçek olur. Umarım bu defa 2 Kasım uyandığımız bir bayram olur.
