A&G Araştırma Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Adil Gür,
Son yaptıkları araştırmaya göre Türkiye'de ABD karşıtlığının arttığını,
Rusya karşıtlığının azaldığını söylüyor ve ekliyor:
“karşıtlık oranı yüzde 85-90'lara çıkmış durumda.”
*
Adil Gür’ün bir başka tespiti daha var:
“Türkiye'de yaşayan Kürtlerin yüzde 82'si, Amerika'nın, Kürtlerin dostu ve müttefiki olmadığını düşünüyor.”
Yine bir araştırma sonucu:
“Türkiye'nin Rusya ile yakınlaşmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna,
Katılımcıların yüzde 62,1'i "olumlu", yüzde 22,4'ü "olumsuz", yüzde 15,5'i ise "fikrim yok" yanıtını vermiş.
*
Durum buysa toplumda oluşan Rusya sempatisi dikkat çekici.
Demokrat parti döneminden itibaren kullanılan,
Ve sadece komünistleri değil,
Muhalif olan, hak arayan herkese karşı kullanılan “Komünistler Moskova’ya!” sloganı tarih oldu,
Moskova, iş dünyasının temsilcileri ile tüccarlara kaldı demektir.
*
İşin ilginç olan yanı, bu sloganın hâlâ ölmemiş olması.
Komünizm suçlaması, şu ya da bu halde yaşamaya devam ediyor.
Üstelik hedefindekiler komünist değil.
Vatandaşlıktan çıkarmayı önerenler de var.
Bilet paralarını verip göndermeye çalışanlar da.
*
Geçen hafta ilginç bir durum daha yaşandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yaptığı bir açıklamada,
En eski vatan hainlerinden (!) Nazım Hikmet’in
"Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın, yok edin insanın insana kulluğunu, bu dâvet bizim…"
Dizelerini okudu.
Bağımsız bir ülkede, sömürülmeden yaşama özlemini,
Daha güzel anlatmanın, başka bir örneğini bulamadığı için olsa gerek.
*
Konu, vatan ve memleket sevdası olduğunda,
Amerikan karşıtlığının, yükselen değer olması yetmez.
Bu çaba sözde kalır.
Topyekun emperyalizme karşı çıkmak ve tam bağımsız bir ülke istemek gerekir.
*
Yazıyı, büyük ustanın aynı şiirden alınmış dizeleriyle bitireyim:
“Dörtnala gelip Uzak Asya'dan, Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan, bu memleket bizim.”
0
Mutlu
0
Üzgün
0
Sinirli
0
Şaşırmış
0
Virüslü
