Cehalet

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bilimsel bir dergide okudum. İnsanlara sıradan bir fermuarın nasıl işlediği sorulmuş ve elden geldiğince ayrıntılı şekilde anlatmaları istenmiş.Deneye katılanların pek çoğunun bu konuda en küçük bir fikrinin bile olmadığı ortaya çıkmış.

   Birey olarak çok az şey bilmemize karşın çok şey bildiğimizi sanıyoruz. Başkalarının kafasındaki bilgilere kendi kafamızdaymış muamelesi yapıyoruz. Bir şeyi kendi başımıza anlamak gibi bir çaba içine girmiyoruz. Başkalarının bilgilerine güvenmek bizlere yetiyor.

   Geçmişte bunun bir anlamı vardı ama modern çağda yok. Çünkü dünya giderek daha da karmaşıklaşıyor. İnsanlar ne olup bittiği hakkında ne kadar cahil olduklarını algılayamıyorlar.

   Bunun sonucunda meteoroloji ya da biyoloji hakkında neredeyse hiçbir şey bilmeyen biri, kalkıp iklim değişikliği ve genetiğiyle oynanmış ürünlerle ilgili bilgiçlik taslayabiliyor. Haritada Ukrayna’nın yerini bile gösteremeyecek kişiler, Rusya-Ukrayna savaşı konusunda kesin görüşlere sahip olabiliyorlar. Özellikle yandaş medya, her şeye burunlarını sokan bu kifayetsizlere çok yüksek miktarlarda cehalet maaşı ödüyor.

   Peki, bu insanlar cehaletlerinin farkına neden varamıyorlar? Çünkü çevresindekiler de onlar gibi. Bilgi fukarası bu kişilerin düşüncelerini sorgulayacak güçleri yok. Bilim insanları ve aydınlar bu yapıda varlık gösteremedikleri için yaltaklanmaya ve çıkar sağlamaya çalışan bu kişiler çok rahat. Kendileri çalıp kendileri oynuyorlar.

   Geri bıraktırılmış ve bilimden uzaklaştırılmış ülkelerde insanlara doğru ve nitelikli bilgi sunmak nerdeyse olanaksız. Bilimsel eğitime ve bulgulara dayalı uzman görüşlerine aldıran yok. Depremi kadere bağlayan ve bundan ilahi bir sonuç çıkarmaya çalışan zihniyetten çağdaş bir tutum beklenebilir mi?

   Demokrasinin kökleşemediği ülkelerde bilim gelişmiyor. Siyasal gücü elinde tutanlar, geleneklerine ve inançlarına uymayan düşünceleri içeri sokmamak için her türlü baskıyı uyguluyorlar. Meydan cahilce tahminlere, batıl dogmalara ve komik komplo teorilerine kalıyor.

   Özellikle sağ görüşlü tutucular, gücün kara deliğinden kurtulamıyorlar. Onların bireysel cehaletlerini ortaya çıkarmak için yapılan çalışmalar geri tepiyor.

Şu durum çok dikkatimi çekmiştir:Ekolojik düzene, ata topraklarının, ormanların ve nehirlerin korunmasına tutucu kesimin daha çok önem vermesi beklenir ama böyle olmuyor. Onlar çevre kirliliği, küresel ısınma, ekolojik dengenin bozulması vb. sorunları umursamıyorlar. Umursamadıkları gibi rant kaygısıyla doğaya saldırıyorlar.

   Sol görüşlü yenilikçiler doğayı ve doğa içindeki canlıları korumak için seferber olmuş durumda. Ekolojik düzene zarar gelmemesi için onlar mücadele ediyor. Çok ilginç değil mi?

 

 

 

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Cehalet
Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.