Köyün Tarihi
Bizans döneminden beri kurulu bulunan bir yerleşim yeridir. Aşıkpaşazade, Neşri, Oruçbey gibi ilk döneme ait hemen tüm kroniklerde Köprü-Hisar ve Çakır-Pınar arasında gösterilen İncir Pınar burası olmalıdır.
Osmanlının kuruluş döneminde önemli bir yer tutan İncirli; Köprühisar tekfuru ile Bilecik tekfurunun aralarındaki kavgada Osman Gazi'nin Bilecik tekfurundan taraf olması ve yardımda bulunması ile Bilecik tekfuru galip gelir. Galip gelen Bilecik tekfuru bu olay karşısında memnuniyetinden İncir Pınarı mevkiinde Osman Gazi'ye bir ziyafet verir. Osman Gazi'nin gazilerini dahi nimetlendirip elini öptürür. Bu olaya içerleyen Osman Gazi Bilecik kalesini fethetmek ister. Bu sebeple de amcası Dündar Bey'le arası açılır. İncir Pınarı'nda yaşanan bu olay, yine bölgeye çok yakın olan Çakırpınar'da Osman Gazi'nin amcasını öldürmesine sebep olur ve Bilecik Kalesi fethedilir.
İlk dönem Osmanlı kaynaklarının birçoğu bu bölgeden bahsederken İncir Pınarı Kalesi tabirini kullansalar da köy veya çevresinde herhangi bir kale bulunmamaktadır. Kaplanoğlu bu durumu; “özellikle dağ ve yamaç köylerinde, yol güzergâhından uzakta bulunan küçük yerleşimlerde Bithynia zamanında kale ve surlara rastlanmamaktadır” şeklinde açıklasa da Osmanlı'nın kuruluş döneminde burada bir yerleşimin olduğu tartışmalıdır. Kaplanoğlu; 15.yüzyıl tahrir defterlerinde köy ile ilgili kayıtlarda Rum hanelerinin kayıtlı olmasından, Bizans döneminde burada bir Hıristiyan köy yerleşiminin varlığının düşünülebileceğini belirtmektedir.
Gerek eski köyün ve gerekse yeni köyün olduğu bölge Bizans döneminde ve sonrasında kuruluş döneminde bir müddet mesire yerinden ibarettir. Bölgenin serin, yumuşak hoş havası ve suyu bol kaynaklarının olması Bizans döneminde özellikle ilkyazlarda çevre tekfurların ziyafet âlemlerini yaptıkları bir yer olmuştur.
Kuruluş döneminin ardından Yenişehir'deki çok geniş toprakların gelirini vakfına irat olarak kaydeden Şehzade Süleyman Paşa İncirli arazisini de mülkü içerisine almıştır. Köy arazisi bu dönemde irili ufaklı bir kaç çiftliğe ev sahipliği yapmaktan öte yerleşime uğramadığını düşünmekteyiz. Nitekim Göktekin; Ebeköy ile İncirli arasında kurulu olduğunu düşündüğü antik Maandır kentini bu bölgede lokaliz ettikten sonra, Orhan Gazi ve Sultan I. Murad'ın ilk devirlerinde geldikleri anlaşılan Türkmenlerin bu bölgeye yerleştirilmesi ile burada bir yerleşim oluştuğunu belirtir. Türkmenlerin nereden geldikleri ya da hangi aşirete mensup oldukları ile ilgili bir kayda rastlanılamamıştır.
Köy ile ilgili en eski kayıtlar, 15.yüzyıla aittir. 1455 yılına ait bir nüfus kaydında bu tarihte köyde 2 hane Rum'un yaşadığını göstermektedir. 1486 yılına ait bir kayıtta köyün vergi geliri 1.150 akçedir. 1487 yılına ait Tahrir defterinde 17 çiftlik yeri kayıtlı olan köyde bu tarihte Rum nüfusun sadece 1 hanede müteşekkil olduğu görülmektedir. Bu tarihte köy kesimci ve ellici idi. 1530 yılına ait vergi defterinde 1486 yılındaki vergi tutarı değişmemiş yine 1.150 akçe olarak kaydedilmiştir. 1573 yılına ait belgede köy Hassa-kesici olarak gösterilirken 32 hane Müslüman nüfus kayıt altına alınmıştır. Döneme ait vergi kayıtları incelendiğinde, hububat üretimi ve bağcılık dikkat çekerken, ceviz ağaçlarından elde edilen gelirde kayıt altına alınmıştır. 1500'lü yıllarda köyün Karaca Paşa zaviyesinin vakıf köyü olduğu görülmektedir.
16. yüzyılın ortalarında Köprühisar köyünün kuzey batısında kuruluş döneminde kurulmuş bir Yörük köyü olan Çakır Hasan köyü çeşitli nedenlerle dağılmış halkın bir kısmı Köprühisar'a bir kısmında İncirli köyüne yerleşmişlerdir.
16.yüzyılın sonlarında köyün tamamen boşaltıldığına dair iddialar mevcuttur. 17. yüzyıl ve sonrasına ait kayıtlarda adına pek fazla rastlanmamaktadır.
1877-78 yıllarında vuku bulan 93 Harbi olarak bilinen Osmanlı-Rus savaşının ardından bölgeye gelen bugünkü Günece köyünün halkına ilk olarak İncirli köyü sınırları içerisinde bulunan Karabağlar ya da Karabayır olarak bilinen mevki köy kurmaları için verilmiş fakat yerin kurak olması nedeniyle yerleşim yapılmamıştır.
Cumhuriyet döneminde Bilecik iline bağlı olan köy, yakınlarındaki Gökçesu ve Yarhisar köyleri halkıyla birlikte bu üç köy 6 Kasım 1935 tarihinde dönemin Cumhurbaşkanı Atatürk'ün imzaladığı karar ile Yenişehir'e bağlanmıştır. Bu konudaki Bursa vilayet delegelerinin talep yazısına bakıldığında gerekçe olarak, köyün bağlı olduğu Bilecik merkeze göre Yenişehir'e daha yakın mesafede bulunması, köylünün iktisadi münasebetlerinin çoğunluk Yenişehir'de gördükleri, idari olarak gerekli işlemlerin daha yakın ve sürekli gidip geldikleri Yenişehir'de çözülmesinin köylülere kolaylık sağlayacağı gösterilmiştir.