Okumayan, öğrenmeyen, okuyanı öğreneni baskı altında tutan bir toplumun tarih bilinci ne kadar olur?
Tarihsel olayları konu alan ancak gerçeği bütünüyle yansıtmayan filmler, diziler de olmasa tarihimizi hiç bilmeyeceğiz. Halkımız padişahların evlatlarını, şehzadelerin kardeşlerini öldürmesine izin veren Fatih Kanunnamesini “Muhteşem Yüzyıl” dizisi sayesinde öğrendi. Üstelik o günün maddi koşulları altında bu geleneğin gerekli olup olmadığını irdelemeden…
Okumadığımız, bilmediğimiz her şeyi yok saydık. Biz bilmiyorsak, duymadıysak “yoktur, olmamıştır” kolaycılığı ile idare ettiğimizi sandık.
“Muhteşem Yüzyıl” dizisine konu olan olayların bir kısmını anlatan Peçevi Tarihini bir kez daha okuma gereksinimi duyunca çok ilginç bir saptamayı daha önce atladığımı fark ettim.
Nevruz bayramının bu coğrafyada yaşayan insan topluluklarının tümünün bayramı olduğunu yıllarca inkar ettik. Oysa Nevruz ne sadece Kürtlerin, ne de sadece Türklerin bayramı idi. Bu coğrafyada yaşayan herkesin bayramı idi. Geleneklerimize sahip çıkamadığımız için bu bayramı önce unuttuk, giderek inkar ettik.
Kürt asıllı yurttaşlarımızın 30-35 yıl önce Nevruz şenlikleri yapmak istemesini şiddet ile bastırdık. Bu bayramın kutlanmasını doğal karşılarsak ülke bölünür zannettik. Oysa şimdilerde ülke bizzat iktidar eliyle bölünüyor. Azerilerin ve Asya’daki diğer Türk toplulukları ile Balkanlarda Nevruz kutlamalarının geçmişini araştırmadık.
Sonunda “açılım” gibi ilkesiz politikalarla Kürt vatandaşların demokratik haklarını vermiş gibi olduk. Kürt vatandaşlar da bu bayramı söke söke aldıklarını ilan ettiler. Sonraları devlet erkanı ateş üstünden atlayarak Nevruz şenlikleri yaptıysa da inandırıcı olamadı.
Peçevi Tarihinin yazarı İbrahim Peçevi Macaristan’ın Peç şehrinde doğmuş Bosna asıllı bir Osmanlı memurudur. Ünlü Sokollu Mehmet Paşanın da akrabasıdır. Bugünkü anlamda tarihçi olmasa bile anlattıklarının o dönemin en gerçekçi bilgileri olduğu söylenir.
Peçevi 1526 yılındaki Mohaç Zaferini yazdığı bölümde Balkanlardaki Nevruz’dan söz etmektedir. Peçevi tarihinde en ayrıntılı anlatılan bölümlerden biridir Mohaç savaşı…
Peçevi Nevruz’u o kadar doğallıkla anlatmaktadır ki Balkanlarda bu şenliklerin asırlardır yapıldığı anlaşılmaktadır. Kanuni Sultan Süleyman’ın Mohaç seferi şöyle canlandırılmaktadır:
“ Dırava ırmağı geçildikte, hemen orada elverişli bir yerde konaklandı. Önce İslam askeri Mum Donanması ( fener alayı) yaptı. Sanki dokuz feleğin yıldızları bir yere toplanmış her tarafı Nevruz gününün bile kıskanacağı bir görünüme sokmuştu.”
Eser bugünkü dile Prof Dr. Bekir Sıtkı Baykal tarafından kazandırılmış ve Kültür Bakanlığı yayınları arasında yer almaktadır. Basım daha sonra olsa da eserin tamamlanma tarihi 1979’dur. Nevruz inkarcılığının en yoğun yaşandığı dönem ise 12 Eylül dönemidir.
Bu dönemde hiçbir aydın çıkıp Peçevi tarihinde yazanları darbecilere anımsatamamış her yıl Nevruz kutlaması adı altında kan dökülmüştür.
İnkarcılık bize hem Kürt yurttaşlarımızı hem de Nevruz’u kaybettirmiştir.
Tarih bilincimizi körelttikçe daha çok değerimizi kaybedeceğiz. En önemlisi Cumhuriyetimizi de kaybedeceğiz.
İnkarcılığın kaynağı, okumamak, okuyana baskı yapmak, kitap korkusu ve tarih bilincine sahip olmamak.
Yorumlar kapalı.