Güleyim mi ağlayayım mı bilemedim. Hangi birine yanayım onu da bilemedim.
- Seçimde yapılan usulsüzlük iddialarına mı,
- Oyları düştü tek başına hükümet kuramıyorlar diye neredeyse bayram havası estiren ve bunu başarı kabul eden milletime mi,
- Terörist bir grubun kurduğu alenen ortada olan ve açıkça dile getirilen bir partiye yapılan yönlendirmeler sonucu bu partinin (ciddiye alınması gereken)artan oy potansiyeline mi,
- Gerçekten bu ülkede yaşayıp, bu kadar baskıyı, sıkıntıyı çekmesine rağmen hala usanmadan oy atan insanlara mı?
Gerçekten bilemiyorum.
Yaradılışımızdan gelen düşünme, muhakeme etme yeteneği insan suretiyle dünyaya gelen her canlıda mevcutken, bazı insanların neden sadece fotosentez yapmakta ısrarcı olduğunu anlayamıyorum.
Gözle görünen ve hatta görülmekten bir adım ötede hissedilen, yaşatılan baskılara rağmen oy verenleri zaten anlamaya çalışmıyorum bile artık.
Ancak hangi noktadan sonra akıllı bildiğimiz insanlar, bir terör örgütüne bu kadar destek vermeyi normal kabul etti ve ateşli savunucusu oldu bunu gerçekten merak ediyorum.
Yıllar önce terör örgütü elebaşı yakalasın, linç edilsin, idam edilsin diye kendini paralayanlar bugün onlarında demokratik olarak savunulması gerekiyor demeye başladılar.
Tamam demokrasi her insan içindir. Dil, din, ırk ayırt etmez. Adil yargılama herkesin hakkıdır. Bunları o dönemde de söylemiştik. Ama bugün olan başka bir şey.
Bugün olan, ayan beyan özerklik isteklerini dile getirenlere altın tepside al bakalım koalisyon hakkı tanıyoruz sana demektir. Peki, bu ne demektir?
Birkaç sene içinde gel al özerkliğini, istediğin bölgeler senin olsun demektir.
Peki, bu noktaya nasıl gelindi? Neden insanlar alternatif partinin oylarını yükseltip işi garantiye almaya yönlendirilmedi? Ya da bir muhalefet daha çıksın deniyorsa neden HDP dışında bir parti seçenek olarak sunulmadı? Bence oturulup düşünülmesi gereken bu.
Bu seçimin sonuçları artık daha aydınlık bir Türkiye mi getirecek yoksa zaten baştan beri hedeflenen gerçek bölünmüş Türkiye projesine bir adım daha mı yaklaştıracak? İşte asıl düşünülmesi gereken bu.
Yarın sabah başkanlık sistemine uyanmayacağız diye sevinirken uzun vadede acaba uyanabileceğimiz bir Türkiye kalacak mı hep beraber yaşayıp göreceğiz.