Yenişehirli Terziler (2)

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Şükrü Söğüt
Şükrü Söğüt

Veysel Uyanık’ın dükkân komşusu olan Terzi Şükrü Söğüt (1908-1971) ile ilgili bilgileri küçük oğlu Kazım Söğüt’ten aldım;

Dedem Mustafa Efendi Yenişehir’e Söğüt’ten gelip yerleşmiş. Orada Helvacı olduğu için lakapları da Helvacı Oğulları diye anılırmış. Soyadı kanunu çıktığında Söğüt soyadını almış. Babam Şükrü Söğüt, terzilik mesleğini, eski ustalardan Terzi Mehmet Emin Akalın Usta’nın yanında öğrenmiş. İlk dükkânını Arasta da Saraç Ahmet Saraç’ın olduğu yerde açmış. Ondan sonra Cumhuriyet Caddesindeki Akbay’ların Kahvenin olduğu yerde devam etmişti. 1949 yılında da Hacı Ahmet Ersöz’lere ait olan Cumhuriyet Caddesindeki 39 No.lu dükkânı 15 liraya kiralamıştı. Ağabeyim Mustafa Söğüt (1934-2003) 18 yaşını ikmal edince, babamda ağabeyimi 1952 de yapmıştı. O yıllarda reşit olan her genç, şayet çalışıyorsa gelir vergisine tabi oluyordu. Ortak olunca tahakkuk eden verginin yarısı ödeniyordu. O nedenle babamda ağabeyimi yanına ortak almıştı. Ağabeyim terhis olduktan sonra babamla birlikte çalışmaya devam etmişlerdi. Bende reşit olunca üçümüz ortak olup, birlikte terziliğe devam etmiştik. Babamın yanında Hapçıların İsmail Parlar, Konyalı Mustafa Güvenç, Şazıman Çağlar, Fazlı Noyin ve Şükrü Mercan yetişmişti. Askere gidip terhis olunca, İngiliz Pasajında kendi iş yerimi açmıştım. Ağabeyim 1964 yılına kadar, bende 1972 yılına kadar bu meslekle uğraşmıştık. Ağabeyimin yanında Cahit Atılgan, Burhan Büyükkardeşler, Nizamettin Güldüm ve Nurettin Özendim çalışmıştı. Benim yanımda ise; Ziya Mançolar, Emin Şen, Emin Zonkur, Kerim Güç ve Mecidiyeli Mehmet Çetin çalışmıştı. Babam bu mesleği bırakınca ömrünün sonuna kadar tarla ve bahçe işleriyle uğraşıp oyalanmıştı. Ağabeyim 1964 yılında nakliyeciliğe başladı. Bende 1972 yılında sarraflık işine devam ettim,” diyordu.

 

Eski terzilerden (Kara) Ahmet Özsoy’un (1899-1966) oğlu, Nafi Özsoy’u da (1936) geçtiğimiz günlerde dinlemiştim;

Babamın bu mesleği kimin yanında öğrendiğini bilmiyorum. İlk dükkânı Cumhuriyet Caddesinde İngiliz Mehmet’in yanındaydı. Dükkân sahibi de samut bir kadındı. Bu dükkânı satınca, babamda işyerini İstiklal Caddesindeki evimizin yanına taşımıştı. Askere gidinceye kadar burada babamla birlikte çalıştık. 1956 yılında ben askere giderken babam hâlâ terzilikle uğraşıyordu. Yanında çalışanlardan Konyalı Mustafa Güvenç ile Sofuların Nuri Can’ı hatırlıyorum. Askerden terhis olunca terzi dükkânı yerine bakkal dükkânı ile karşılaşmıştım. Demek ben askerde iken bu mesleğini bırakmış. Babam sosyal bir insandı. Esnaf Kefalet Kooperatifinin de kurucularındandı. Kooperatifin Kurucu Başkanı Şakir Üntut idi. İkinci Başkanı ise Babam olmuştu. Babamdan da Mehmet Ertuş bu görevi alıp uzun bir zaman başkanlık yapmıştı. Ayrıca koyu bir Demokrat Partiliydi. 1966 da vefat edince, bende tavukçuluğa başladım. Bu işi tam 25 yıl yaptım. Nihayet 1990 yılında da emekli oldum,” diyordu.

Yusuf Ağa
Yusuf Ağa

Yusuf Ağa’nın (1923-1979) kardeşi Mahir Ağa, ağabeyi ilgili anılarını şöyle anlatıyordu:

“ Ağabeyim Yusuf Ağa, bu mesleği Terzi Abdurrahim Demirağa’nın yanında öğrenmiş. Askerde iken babam Cumhuriyet Caddesindeki 54 No.lu işyerini 1945 yılında altı bin liraya satın alıp, askerden terhis olunca bu dükkânda yetmişli yıllara kadar terzilik yapmıştı. Baş kalfası Ali Özdemir imiş. Demirali Ağa, Niyazi Ağa, Ömer Söğle, İsa Desova, Ahmet Desova, Nurettin Özendim ve Necati Yaman yanında yetiştiler. Dükkân komşularımız Ali Ataç, Cevdet Ataç, Arif Horoz ve Ahmet Horoz’du. Ağabeyim de dahil olmak üzere bu insanların hepsi de müstesna şahsiyetlerdi. Onlardan geleceğim adına çok şeyler öğrendim. Her türlü sosyal faaliyetlerde bulunurlardı. Siyasi alanda, sivil toplum örgütlerinde hep görev alırlardı. Hayır kurumlarını ise asla boş çevirmemişlerdi. Esnaf Kefalet Kooperatifinin kurucu üyeliğini, Merkez İlçe Tarım Kredi Kooperatifinin Kurucu Başkanlığını ve üyeliğini yapmıştı. Böyle güven duyulan dürüst insan örnekleri bu ülkede kalmadı artık.”

Yusuf Ağa’nın dükkân komşusu, Terzi Ali Ataç ile kardeşi Ahmet Cevdet Ataç’ın (Kayınpederim) olduğunu ve ilgili bilgileri geçen sayımızda sunmuştum. Yan komşuları İplikçi Keramettin Ural’dı. Onların da yan komşusu, Ali Ataç’ın kayınbiraderi olan Mehmet Horoz’un oğlu Arif Horoz’un dükkânı vardı. Kardeşleri Ahmet ile Ali Horoz onun yanında yetişti.

Arif Horoz
Arif Horoz

Arif Horoz’un (1922-1979) büyük oğlu Hakkı Horoz’dan babasıyla ilgili aşağıdaki bilgilileri aldım:

Babam askere gitmezden önce İstanbul Terzilik Okulunda iki yıl eğitim aldıktan sonra, 1944 yılında Cumhuriyet Caddesi 62 No.lu iş yerinde bay ve bayan terziliğine başlamış. Bu mesleğin eğitimini alan tek ustaydı. Dikişi olsun, işçiliği olsun tartışılmazdı. Bayanlara da manto dikerdi. Yanında Ahmet amcam ile Ali amcamda çalışıyordu. Ayrıca Coşkun Uluköy, Fahri Dübek, Ali Dıngıl, Nejat Aşkın, Sabri Ferik (Samut), Ayhan Uçar, Orhan Süpürtülü, Mehmet Özellibeş, Celal Seven, Yakup Kosa ve Mustafa Eker de çalışmıştı. İlçemizde hatırı sayılan, sosyal bir insandı. Yetmişli yıllarda Cumhuriyet Halk Partisi İlçe Başkanıydı. Esnaf Kefalet Kooperatifinin de kurucularından olup uzun yıllar Başkan Yardımcılığında bulunmuştu.“ 

Abdurrahman Kaya (1933) terzilikle ilgili anılarını şöyle anlatıyordu;

Bulgaristan’ın Osmanpazarı şehrinde 1949 yılında terzilik mesleğine Petre Ustanın yanında başladım. 1951 yılında Türkiye’ye göç ederek Isparta’ya yerleştik. Burada da Terzi Ethem Düzok’un yanında çalışmaya başladım ve makası da Ethem Ustadan aldım. 1956 da Yenişehir’e gelerek Cumhuriyet Caddesi No:68 deki Lümbeli Mehmet Turhan Ustanın yanında çalıştım. Oğlu Osman ile kardeşi Yusuf Turhan da birlikteydik. 1957 yılında Mehmet Usta Bursa’ya

Abdurrahman Kaya
Abdurrahman Kaya

taşınınca, kardeşi Yusuf Turan yanımda kalmıştı, birlikte çalıştık. Daha sonra Yusuf Turan İznik’e taşınmıştı. Yanımda Ahmet Aydın, Necip Türkyılmaz, Hüseyin Güler, Ömer Narin, Turgut Gilan ve İbrahim Çoban yetişmişti. Haftada 6 takım elbise dikerdim. Kumaşları İstanbul’dan Altınyıldız veya Bahariye’den alırdım. Bu meslek sabır ve özen isteyen bir iş koludur. İğne ile kuyu kazmak bu meslek için söylenirdi. En yoğun işler, bayram arifelerinde yaşanırdı. Sabahlara kadar çalıştığımız çok olurdu. Elbiseler çıraklar vasıtasıyla müşterilerin evlerine gönderilirdi. Bahşişlerde çıraklara verilirdi. Zaman geçtikçe konfeksiyon sanayi de gelişti. Bizim maliyetler artınca, hazır giyim sanayi bizden ucuza imal edip satmaya başladı. Bu nedenle bende bu mesleğimi bırakıp, altmışlı yılların sonunda halıcılığa başladım.”

Ayrıca eski terzilerden Lümbeli Ali Molla’nın Cumhuriyet Caddesinde terzilik yaptığını, oğlu Şaban’ın da yanında çalıştığını, dükkân komşuları olan Eski Arçelik Bayii Halit Beysel’den öğrendim.

Gelecek sayımızda (Yenişehirli Terziler-3) de buluşmak ümidiyle sağlıklar dilerim.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Yenişehirli Terziler (2)
Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.