IŞID’i destekle, silah, erzak gönder. Bölgede ne kadar terör örgütü varsa hepsini destekle, ülkeleri bölmeye çalış, 
her şeye burnunu sok, onun bunun maşası ol, komşunda savaş çıkarmaya çalış, sonra dön dün senin çıkardığın IŞID senin içinde bombalar patlatsın, sonra da de ki “bizim IŞID ile aramızda 360 derece fark var” Bu bir itiraf olsa gerek… Geometriye göre 360 derece aynı yere dönmektir, yani aynı yerdeyiz demektir. Bu bir itiraf mıdır?
Can damarında, Ankara’da bomba patlatılsın 100’den fazla vatandaşın ölsün, bunun 3-4 katı yaralı.. Çık utanmadan canlı bomba listesinden bahset, yakalayamazdık, hukuken şöyle böyle de. Yahu istediğini içeri alıyorsun, istemediğini salıyorsun.. Sen kanal bile kapatıyorsun, çocuk kahramanını terörist yapıyorsun.. Gazeteciler, aydınlar, siyasetçiler yok yere 5 yıl içeri tıktınız. Siz desenize canlı bombayı yakalayamadık ya da yakalamadık!
Güvenlik zafiyeti yokmuş, doğru çünkü güvenlik yok bu ülkede, dolayısıyla tabi zafiyette söz konusu değil. Bir de çıksın hükümetin bir bakanı niye istifa edeyim desin, istifa edilecek bir durum görmesin, doğru benim istifa etmem lazım! Diğeri de, pişkin pişkin sırıtsın.
Paris’te bir dergiye saldırı yapıldı, ertesi gün canlı yayında failler yakalandı, canlı yayında! Demokratik ülke bir de, şeffaf her şey, kaptı kaçtı yok orada. Bizde ilk iş yayın yasağı konuldu. Canlı Bomba soruşturması ile ilgili tek bir adım yok ama yayın yasağı hemen daha başta koyarlar. Amaç ne karartma, olayı örtbas etme, halk hiçbir şey öğrenmesin, kimse konuşmasın, herkes sussun. Daha basit söyleyeyim rezillik daha fazla çıkmasın diye. Başta şahsım olmak üzere birçok STK ve meslektaşım yayın yasağına itiraz etti, 48 saat geçti karar yok, hafta sonu girdi araya, Pazartesiye kaldı. Ee kararı tak diye koyuyorsun, itirazı niye şak diye değerlendirmiyorsun?
Bu arada dikkatinizi çekeyim, Fransa’da failleri tespit edip derhal yakalama girişimi oldu, bizde faillerin parçalarını birleştirip teşhis etmek daha uzun sürdü.
Aynı Fransa’da hükümet dünyayı topladı teröre lanet yürüyüşü yaptı, bizde saldırıyı kınamaları bile bir şeydi.
Suruç’ta daha geçen Temmuz bomba patlamış, adam diyor ki bombacıyı yakaladık. Yahu canlı bomba paramparça oldu neyini yakaladın. Ya zeka sorunu var ya da bunlara bile inanacak bir kitle olduğunu düşünüyor hükümetin başı.
Normal bir ülkede, hiç olmaz ya, olursa da 50 yılda bir terör eylemi, 50 yılda bir bomba patlar; bizde 50 günü bulmuyor birinden sonra diğerinin patlaması, bazen 50 saati bulmuyor başka bir terör eyleminin olması.. Daha Reyhanlı, Diyarbakır, Suruç aydınlatılmadı, üstüne Ankara’da tarihimizin en kanlı saldırısı oldu tık yok.
Kim yaptı diyorsun IŞID diyorlar, sizin dahliniz var mı demeden, bizle ne alakası olabilir diye suçlu psikolojisi ile karşılık veriyorlar, hadi onu geçtim bu nasıl bir ülke, nerede istihbarat, nerede güvenlik diyorsun, utanmadan bir diğeri çıkmış, bilinse, istihbarat fark etse bile engellenmesi zor hatta imkansız bir eylem diyor. Ne demek bu yahu?
Kardeşim siz nesiniz, necisiniz, siz neye yararsınız?
Siz sadece bu ülkeyi bitirmeye, kodlarını değiştirmeye, bölüp paramparça etmeye mi yararsınız? Bu ülkeyi mahvetmeye mi yararsınız?
Hadi bu olaylarda dahliniz yok. Yahu kim besledi bu bölgedeki terör odaklarını? Kim dedi şu seçimde beni destekle diye birine; şuna karşı seni koruyayım, dur yarın işime yarar, şunu destekleyeyim falanca devlet de sizi desteklesin diye demedin mi öbürüne? Ey bu ülkenin başındakiler, siz öyle bir ülke yarattınız ki, terör batağına batmış, her an bir yerde bomba patlayacak, sürekli ölümlerle vatandaşlarını kaybeden, sürekli ölüm haberleri verilen, mutsuz, savaşa bulaşmış, kutuplaşmış bir ülke…
Yahu ben küçüktüm komşuda biri ölse bir hafta televizyon açtırmazdı anneannem, sizin yarattığınız ülkede kendi ölüsünü yuhluyor insanlar!
Biz tarihte ilk halk savaşını başarı ile vermiş, bağımsızlığını tüm dünyaya haykırmış, demokrasiyi tesis etmiş, Cumhuriyet’i ilan etmiş, tüm dünyaya ve bölgesine örnek olmuş, mazisi belli acılarla da olsa, başarılarla dolu, birçok güzelliğe sahip, belki çok mutlu olmayan ama her daim dik duran insanlara sahip bir ülkeydik.
Bölgedeki ülkelerin imrendiği, hatta bizi kurtarırsa Atatürk ve Türkiye kurtarır dediği günlerden bugünlere geldik.
Biz “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” dedik örnek olduk, savaşları bitirdik.
Sizler bu sözleri öyle danışmanınızın cama yazdığı sözler mi zannediyorsunuz ee be cahil yöneticiler..
Madeninde işçilerin ölür hesap vermezsin, askerlerin şehit olur hesap vermezsin, masum vatandaşlar saldırıya uğrar ölür, yaralanır hesap vermezsin, hem bölgenin içine tükürürsün hem de vurdumduymaz bir şekilde geniş geniş koltuğunda oturursun.
Kardeşim siz ne işe yararsınız, ne işe?
Bu ülkeyi mahvettiniz, Allah da sizi kahretsin.
Şimdi defolun bulunduğunuz yerlerden.. Defolun ve bir daha bu ülkenin de bu ülkenin güzel insanlarının da canına, malına, huzuruna, hayatına, geleceğine zarar vermeyin.
Gölge etmeyin, gidin müteahhitlik yapın, gidin kara para aklayın, gidin dolandırıcılık yapın, aracılık yapın, simsarlık yapın, neyi iyi biliyorsanız onu yapın; ama bu ülkeyi siz yönetmeyin, lütfen defolun gidin.
Bu lafların adresi belli, şimdi söyleyeceğim siz değerli halkımıza, vatandaşlarımıza, hemşerilerimize..
Sizden ricam, eğer ufacık bir hakkım varsa bir vatandaş olarak, 1 Kasım’da sandığa gidin.. Gitmeyen olursa ona hakkımı helal etmeyeceğim.
