Cumhuriyet Halk Partisi, geç başladığı Kongre ve Kurultay sürecini, Kadın Kolları ve Gençlik Kolları Kurultayları haricinde, her kademede gerçekleştirdi.
Uzun zamandır bir türlü gelemeyen seçim zaferleri, örgütteki değişim talepleri, olağanüstü kurultay uğraşları, süreci sıkıştırılmış, birbiri ardına dizilmiş olan kongre ve kurultayları ortaya çıkardı.
Bilenler bilir, Cumhuriyet Halk Partisi Parti Meclisi Üyeliği’ne son iki Kurultay’da da adaydım. Proje üretmek, halka çözümlerle ulaşmak, ideolojik yapıyı korumak ve geliştirmek, partiyi iktidara taşımak adına önemli bir görev ve adaylıktı benim için.
Kurultayda, 81 İlden Kurultay Delegeleri ile Milletvekilleri ve Parti Meclis Üyeleri olan doğal delegelerin de verdiği oylarla birlikte, toplam 1300 civarında bir delege ile kadrolar belirlenmekte idi. Nitekim Cumhuriyet Halk Partisi’nin kadroları geçtiğimiz Cumartesi – Pazar günleri tüm Kurultay delegelerinin verdiği oylarla belirlendi.
Kurultay’ın ismi Demokrasi, Değişim ve Kardeşlik Kurultayı idi.
Gördüğüm birkaç Kurultay’a bakılarak değerlendirme yapılırsa bence en sönük Kurultaylardan biriydi.
Eskiden CHP’nin Kurultaylarının sonuç bildirgeleri tüm sorunlara çözüm üreten, tarım, ekonomi, dış politika çözümlerini de ortaya koyan bir halde olmakla, fasiküllere basılıp bir hükümet programı gibi sunulurken, bu sefer böyle nitelikli bir çalışma ortaya konulamadı.
Bu Kurultay’ın adında Demokrasi vardı ama Demokrasi ruhu yoktu. Çünkü bence, tek adaylı demokrasi olamazdı. Bu hususta bir adayın daha çıkması teşvik edilmesi gerekirken, bunun düşünülmesini bırakın, tek aday olması için çaba sarf edildiği de tarafımdan tespit edildi.
Kurultay’da değişen Tüzük maddeleri de demokratik koşulları sekteye uğratır nitelikteydi. Ön seçimle belirlenen Milletvekillerinin erken bir seçimde değiştirilmesi yetkisi ve Kontenjan adaylığının kalkmakla birlikte, geçtiğimiz döneme etki etmemesi tartışılır konular.
Aslında Tüzükte gündeme alınması gereken, daha fazla kadın ve gencin siyasete katılımı için, Kurultay’daki %20 oy barajını daha aşağılara çekmek ve milletvekili olan ve olmayan illerin Kurultay’daki temsiliyeti konusunda Siyasi Partiler Yasasına kadar uzanan bir öneride bulunmak olabilirdi. Her zaman milletvekili çıkardığımız Edirne ile 30 yıldır milletvekili çıkaramadığımız bir ilin arasında delege açısından 6 kat fark olması bence olağan bir durum değil.
PM’de bu sefer de istenen, “nitelikli” genç temsiliyeti olmadı. Daha önceden sayı doldurmak için kullanılan gençler, son kurultayda bu şekilde bile listeye giremedi. 19 Milyonun olduğu Türkiye’de gençlik sadece 2 PM üyesi ile temsil edilebildi.
Biz bu yola, ekip arkadaşlarımızla, örgütten aldığım güçle ve Üsküdar'da 3 Kongredir aldığım oy desteğiyle birlikte çıkarken, Deniz Gezmiş’in şu sözü ile yola koyulduk : “Vatan için uykularınız kaçıyorsa, Devrim başlamış demektir”. “Yürümek, Yürekten Gülerekten Yürümek” dedik bu faşist düzenin üzerine üzerine yürümek istedik. Olağan koşullarda çok kıymetli bir 3 yıl var seçimsiz geçecek. Bu 3 yılda partimize ivme kazandıracak projeler, anlayışlar, söylemler ortaya koyabilirim diye düşündüm.
Emeğimiz varsa sözümüz de olmalı dedim genç arkadaşlarım için. Genç arkadaşlarımla birlikte her türlü mücadeleye giren, eylemlerde, adliyelerde, karakollarda, üniversitelerde yanlarında olan genç bir siyasetçi olarak yine gençlerin yanında olup onları temsil etmeye çalışıp, onların önce gönüllerine sonra oylarına talip olabiliriz diye düşündüm. "Onurlu bir gelecek" dedik.
Sonuç olarak bazı demokratik olmayan, eşit yarışmaya engel konularla karşılaştık. Örneğin, son gün gelen “Arkadaşlar Genel Başkanın listesi bu elimde görmüş olduğunuz listedir, diğer listelere itibar etmeyiniz” anonsu gibi. Ne oldu, benim yarışım sekteye uğradı.
Bursa’da ise siyaset bir başka ilerliyor anlaşılan.. Neden mi, test ettim, sağlamasını da yaptım farklılığının da ondan..
Benim bir özelliğim var tabi, hepinizin bildiği gibi Bursalıyım, Yenişehirliyim, ben dışında ailemin tamamı Bursa’da, 18 yaşına kadar ben de kesintisiz olarak Bursa’daydım, Annem Yenişehir Kadın Kolları Başkanı, Büyük Amcam Fuat Cingil CHP Yenişehir İlçe Başkanlığı ve İlde birçok görevde bulunmuş biri, ben Yenişehir’den hiç kopmamış, hiçbir şey yapmasam bu köşeden Yenişehir ve Bursa için çözümler üretmeye çalışan birisiyim, fakat ben son 10 yılımı İstanbul’da geçirdiğim için bir yönümle de İstanbulluyum.
İki şehirli bir siyasetle birlikte, aslında avantajlı gibi görünsem de, sanırım benim genç ve aktif bir siyasetçi olmam, tanınmaya başlamam, gelecek vaat etmem gibi faktörler ortaya çıkınca, bu dezavantaja dönüşmeye başlamış, Bursalı bazı partidaşlarımın sanırım biraz huzuru bozulmaya başlamış.
CHP Kurultay’ında Bursa’nın 36 İl Kurultay Delegesi, 5 Milletvekili ve 1 PM Üyesi olmak üzere toplam 42 Delegesi vardı. 42 Delege Anadolu’da küçük bir ilin en az 10 katı delege demek. Yani Bursa’dan tam oy alırsan, en az 10 tane Anadolu ilinden oy aldın demektir, katkısı büyüktür.
Kurultay’dan yaklaşık 10 gün önceden tek tek Bursa Delegelerini aramaya başladım, zaten birçoğunu da şahsen tanıyordum. İl Başkanımızı da Kurultay'a kadar 2 defa aramıştım. Hemen hemen tüm vekillerimizi mecliste bizzat ziyaret ettim, yerlerinde bulamadıklarıma not bıraktım, telefonla destek istedim. Kurultay gelince tüm delegelerimizle ilk önce Cumadan Genel Merkezde görüştüm, sonra Cumartesi ve Pazar Kurultay Salonunda tek tek Bursalı hemşerilerimle, çoğunluğunla da Bursa’da siyaset yapan annem Semra Cingil ile birlikte görüştüm. Hemşerilerimle, gurbette buluşmak güzeldi.
Parti Meclisi seçimlerinde 203 oy gibi bir oyla, güzel bir sonuç aldık ekip olarak. Her ne kadar Bursa sandığından bana Milletvekilleri ve PM Üyeleri hariç 10 oy çıkması beni üzse de, Van, Bingöl, Adıyaman, Bolu, Burdur, Kırşehir, Ordu, Kırıkkale, Düzce, Gaziantep, Kilis ve hatta Şırnak bana tam destek veren sadece birkaç ilden biri olması beni fazlasıyla memnun etti (Bu delegelerle Kurultay sürecinde sadece kendimi anlatarak, irtibat kurarak tanıştım) Bu arada sosyal medyada Şırnak, “Seninleyiz” diye yazı bile yazdı bunu da unutmam hiçbir zaman.
Herhalde ben bir şeyleri eksik yaptım da, biz gönüllere giremedik de Bursa'dan çok güzel bir sonuç alamadık diye düşünüyorum (!)
28 Yaşında, mütevazı bir ekiple, Genel Başkan'ın listesinde olmadan tam 203 oy aldım ve en az bunun 4-5 katı gönül kazandım. Bu yönden ilçeme, ilime, yaşadığım şehir Üsküdar'a karşı başım dik, gururluyum
Ben Parti Meclisi'ne girme şansını 53 oyla kaçırdım dostlar.. Çünkü Gençlik Kotasından 256 oy ile Parti Meclisi'ne girebiliyordum ama 53 oy daha alamadık.
Ben kazansaydım Bursa da kazanacaktı. Ama olmadı.
Son olarak, Bursa'nın vekillerinin hepsi bu dönemde farklı, çalışkan, değerli insanlar. Ama biri var ki Bursa’da sahip çıksın herkes ona. Onun adı Orhan Sarıbal, o genç siyasetçileri destekleyen, yol yürünebilen biri, “Ben Girdim Ama Onur PM’ye Giremedi, Tek Üzüntüm O ” diyecek kadar adam!”
Bu sefer olmadı ama #ONURLUBİRGELECEK pek yakında gelecek..