ADD Yenişehir Gençlik Kolları, Gezi Parkı ile özdeşleşen, ancak vatanın her karış toprağına yayılarak bir direnişe dönüşen süreci değerlendirdi.
Yapılan yazılı açıklamada, Ülke çapında ya da yerelde alınan kararlara karşı, anayasanın vermiş olduğu en temel demokratik haklardan protesto hakkını, her fırsatta bizzat vatandaşın can ve mal güvenliğini sağlamakla yükümlü kolluk kuvvetleri aracılığı ile bastırılması eleştirildi ve “her fırsatta provokatif söylemler vermekten kaçınmayan; ulusu ulus yapan tüm parçaları ötekileştirmeye çalışan; iktidar oldukları günden bu yana en ufak bir eleştiriye bile tahammül edemeyen bir zihniyetle ile karşı karşıya bulunmaktayız.” Denildi.
Açıklama şöyle:
Gezi Parkı’nda doğal yaşamın ve insan hayatının bir parçası olan ağaçları korumak adına halk tarafından başlatılan sivil bir eylem, bugün birçok vatandaşımızın zarar gördüğü, öldürüldüğü, halkın kolluk kuvvetlerine ve devletin yönetim erklerine karşı olan güvenini yitirdiği bir sürece evrilmiştir. Birçok vatandaşımız gibi anayasal görevlerini icra etmekle yükümlü avukatlarımız, Avrupa’nın en büyük -bina olarak- adalet sarayında darp yoluyla gözaltına alınmıştır. Ulusumuz ve çağdaş dünya nezdinde en temel insan hak ve hürriyetlerine aykırı uygulamalar gerçekleşmiş ve gerçekleşmeye de devam etmektedir.
Savunma hakkı gasp edilmiştir!
Gezi Parkı’ndaki doğal yaşamı korumak adına doğrudan gençliğin başlattığı mücadeleye destek çağrısı, yanıtsız kalmamış, olaya bizzat vatandaş/halk müdahil olmuştur. Gezi’deki mücadele böylece ulusal gündemimize oturmuş; her biri farklı ve ideolojik olarak bambaşka siyasi düşünceye sahip bireyler, demokrasi tarihimizde ender rastlanan bir durum olarak; çatısız, örgütsüz, partisiz, şiddetsiz bir sivil direniş destanı halini almıştır.
Gezi Parkı’ndan başlayarak İzmir/Gündoğdu, Ankara/Kızılay ve diğer illerimize de yayılan halk direnişi her geçen gün etkisini arttırarak somut bir hal almış, bizzat gençlerin başlattığı mücadele: vatandaş-sanatçı-öğretmen-doktor-hukukçu-müzisyen-ev hanımı-öğrenci- gibi çeşitli sosyo-ekonomik gruplara dağılarak, kendini gösteren halkta, vücut bulmuştur.
Kendi halkına karşı orantısız şiddet ve güç uygulayan siyasal iktidarı halk yurdun dört bir köşesinde “hükümet istifa” sloganları ile istifaya davet etmiştir.
Gezi Direnişi, güzel yurdumuzun diğer doğal yaşam alanlarının savunulması açısından da örnek teşkil eden bir mücadeledir.
Atatürk Orman Çiftliği ve diğer doğal yaşam alanlarının talan edilmesine karşı halk Ankara’da da ayrıca eylemler düzenlemekte, ancak basın asli görevi olan haber verme işlevini yerine getirmediği için göz önüne gelmemektedir.
Mesele çoktan doğal yaşam alanlarını koruma mücadelesi olmayı aşmıştır. Gezi Parkı başta olmak üzere yurdun dört bir yanında şiddete maruz kalan vatandaş için mesele artık özgürlük ve hürriyet meselesidir. Ülkemizde doğal yaşam alanları ile birlikte vatandaşın, özgürce nefes bile alamadığı bir yönetim kurulmuştur.
Mesele partileri aşmıştır!
Mesele halk olmuştur. En temel insan hak ve hürriyetlerini korumaya çalışan halk vardır hükümetin karşısında!
Demokrasinin sadece sandık olmadığını gösteren bir halk vardır!
Demokrasinin çoğunluk değil çoğulcu bir anlayışa sahip olması gerektiğini, şiddetsiz, demokratik bir eylemin nasıl gerçekleştiğini, hükümete bizzat öğreten halk vardır. Birleşmiş, ayrılıklara son vermiş bir gençlik vardır.
Bundan sonra süreç değerlendirmesi yapacak olan hükümete ilk tavsiyemiz; dizi ve film yıldızlarını değil bizzat kendi halkını muhatap almasıdır. İlk aşamada Taksim Dayanışma Platformu’nun istekleri yerine getirilmeli, ülkemizde demokrasinin yeniden tahsisi için halktan yardım istenmelidir. Ayrıca İstanbul, Ankara, Hatay, Samsun ve diğer illerdeki olayların sorumluları yakalanmalı ve derhal adalete teslim edilmelidir. Sorumlular cezasız kalmamalıdır.
Yorumlar kapalı.