İnsanlar karşılık vermedikleri için zorbalığa maruz kalırlar. Yapısı gereği sevecen ve özverili insanlar böyle durumlarla daha sık karşılaşırlar. Duyarlı insanlar, kendilerini savunmak için gerekli olan öfkeyi sürekli baskılarlar.
Saldırganlığa karşı koyabilecek kararlılığı gösterebilirseniz durumu dengelemiş olursunuz. Daha işin başında “Hayır” deyip bu “ret” yanıtınızın arkasında durabilirseniz zorbanın baskısını durdurabilirsiniz.
Duyarlı insanlar, davranışlarını birkaç basit önermeyle yönlendirirler. Onlara göre, insanlar özünde iyidirler. Kimse bir başkasına zarar vermek istemez. Fiziksel ya da psikolojik güç tehdidi yanlıştır. Bu önermeler, zarar vermeyi amaç edinenler için geçersizdir ve onları cesaretlendirir.
Kimse itilip kakılmak istemez ama insanların çoğu buna uzun süre katlanırlar. Bu insanlar kırgınlıklarını söz ve öfke olarak yansıtabilecek kapasiteye sahip olduklarını, kendilerini savunabileceklerini göstermek zorundadırlar. Eğer bu tepkiyi gösteremezlerse travmalardan ve stres bozukluklarından kurtulamazlar.
Zorbalığa karşı koyma kapasitesinin olduğunu gören kişi zorbalık karşısında gerilemez, korkularından ve ürkekliklerinden kurtulur. Kişi ezik olabilir ama hayatını ezik bir şekilde devam ettirmek zorunda değildir.
Kişi bu güçsüz durumunu ailesinden almış olabilir, dışlanmış olabilir, zorbalığa maruz kalmış olabilir ama bu durumdan kurtulabilir. Kişi, öfkesini ve kırgınlıklarını yansıtabilecek kapasiteye sahip olduğunu gösteremezse, toplum içinde omuzlarını düşürerek dolaşırsa insanlar kendisine çok düşük bir statü yakıştırırlar.
Yenilgiye uğramışlık duygusundan sıyrılamayan kişinin beyni yeterince serotonin salgılayamaz. Kişi daha kaygılı, daha mutsuz, daha üzgün, daha çaresiz olur. Hakkını koruması gereken yerde geri adım atar ve psikolojik dengeleri bozulur. Bu durum bir süre sonra kalp hastalıklarına, kansere, bunamaya ve bazı bağımlılıklara yol açar.
Koşullar değişir. Koşullar değişebiliyorsa siz de değişebilirsiniz. Etkiye tepki göstermek amacınızı olumsuz etkileyebilir ama sizi ileriye de taşıyabilir. Belki de amaçladığınızdan daha fazlasını elde edersiniz. Öz güveninizi kazanabilirsiniz. Kendinize olan saygınız artar.
Omuzlarınızı arkaya itin ve dimdik durun. Duruşunuz güçsüzse, omuzlarınız öne doğru düşükse, başınız öne eğikse, korkak ve aciz görünüyorsanız, kendinizi yenik olarak sunuyorsanız insanlar size kaybetmiş gözüyle bakarlar. Sırtınızı dikleştirmeye başlarsanız insanların davranışları da değişir.
Fiziksel olarak dik durmak sorunlarla gönüllü olarak yüzleşmek ve yeniden yapılanmak anlamına gelir. Felaketlere meydan okuyacak güce ulaşırsınız. Korkudan sinmezsiniz. Kendinizi savunur ve özgürlük alanınızı genişletirsiniz.
Omuzlarınızı arkaya iterek dik durmak; korkuyu yenmek, yeniklik ve eziklik duygusundan kurtulmak, saldırılardan korunmak, toplumda saygın bir yer edinmek, zorbalıklara karşı direnmek, zalimin zulmüne kafa tutmak demektir.
Duruş önemlidir. Duruşunuza dikkat edin. Omuzlarınızı düşürerek, kamburunuzu çıkararak dolaşmaya son verin. Sırtınızı dikleştirerek ve gözlerinizi dimdik karşıya dikerek yürüyün. Düşüncelerinizi ifade edin. Böyle davranabilirseniz olumlu tepkiler almaya başlarsınız ve kaygılanarak geri çekilmezsiniz.