Çok fazla konuşmaya, uzun uzun yazmaya gerek yok.
Memleketin hali, yaratılan ortam ortada.
400 verilmedi diye, tek başına iktidar olamadı diye, erken seçimde oyları yükselsin diye, falanca parti ya da partilerin oyları düşsün diye, başkan olabilsin diye memleketi kan gölüne çevirenleri herkes biliyor.
Milliyetçiliği pompalayıp, bir partiyi son olayların, çatışmaların sorumlusu gösterip, bir yerden HDP’nin oylarını düşürüp, baraj altı bırakıp, MHP’nin oylarını da bu kaos ortamında alıp tek başına iktidar olmak ve Erdoğan’ı başkan yapmak amacıyla her gün şehitler geliyor, sürekli ölümler oluyor.
Neden mi böyle düşünüyorum? Çünkü AKP’nin bakanları, MİT Müsteşarı Süleyman Şah Türbesi’ne iki bomba atarız kaos olur, istersek böylece Suriye’ye gireriz demişliği varken, yani kendi toprağını bombalayıp kendi insanını öldürebileceğini daha önceden açıkça söylemişken, şimdi Türkiye’de sayısı azımsanmayacak, ciddi bir kesimle birlikte böyle düşünmem normal değil mi?
PKK ile Oslo görüşmelerinde, o zamanki yerel seçimlerde destek isteyen, seçim üzeri terör faaliyeti olmaması için pazarlığa oturan AKP, bunun karşılığında her türlü talebi yerine getireceğini söylemedi mi? Bu kasetleri dinlemedik mi? AKP, çözümü falan düşünmüyor. Varsa yoksa seçimler, seçimleri kazanmak, iktidar, rant, para!
Varsa yoksa Kaçak Saray..
Düşündükleri kavramlar SADECE bu! Vatandaşın can güvenliğinin bu sıralamada yeri yok!
Seçimin de, iktidarın da, başkanlığın da, sarayın da senin olsun, hepsi yerin dibine batsın. Yeter ki kimse, bir saray budalasının ihtirasları için, hırsları için ölmesin..
Düşünün ki, seçimler öncesi oyları patlasın diye cami avlusunda cenaze üzerinden prim elde etmeye çalışan, tabuta yaslanarak saygısızca konuşan bir kişi var! Bu kadar vicdansızlık, bu kadar duygusuzluk, bu kadar ahlaksızlık olur mu?
İşte bu yüzden attığımız her adıma dikkat edelim, onların istediğini yapmayalım, bu kutuplaşmaya alet olmayalım, bu oyunun figüranı olmayalım, yaptığımız yanlış çıkışlarla Erdoğan AKP’sine oy kazandıracak siyasi ortamlara prim vermeyelim.
Tek bir açıdan bakarak, tek bir tavırla çözebiliriz bu oyunu.
Utanmadan, sıkılmadan şehit cenazelerine gelen hükümet yetkililerinin son 1,5 aydaki ölümcül oyunun “asıl” mimarı olduğunu, sırf iktidarları için ülkeyi kaosa sürüklediklerini, ölümlerden birinci derece sorumlu olduklarını, içte ve dışta gerçekçi ve samimi olmayan sadece işlerine gelen saçma sapan işler, icraatlar yaptıklarını, kararlar aldıklarını bilelim ve asıl tepkiyi başta bu olaylardan sorumlu olan Erdoğan olmak üzere tüm şürekâsına karşı verelim. Verelim ki, bu tezgahı yemediğimizi anlasınlar!
Geçtiğimiz günlerde Bursa’da şehit cenazesinde halkın verdiği tepki böyledir işte..
Çünkü değişmez kuraldır, katil mutlaka olay yerine tekrar gelir. İşte marifet, burada bir şekilde tepki koyabilmektir.
Ya da Yarbay Mehmet Alkan’ın verdiği tepki! İşte olay bu tepkidir!
En büyük tepki de, erken seçimde oylarının kendi istedikleri gibi artacağını düşünenlere halkın sandıkta vereceği cevap olacaktır.
Çünkü Artık, Gelecek Seçimleri Değil, Gelecek Nesilleri Düşünen Siyasetçilerin Sahneye Çıkma Zamanı Gelmiştir!
AKP’Yİ SEÇTİRME HÜKÜMETİ..
Erdoğan’ın oyuncağı olmuş canım ülkemde, baştan sona bir tiyatro oyununu andıran koalisyon arayışı süreci, usul ve Anayasa ihlalleri ile AKP adına başarı (!) ile nihayete erdi.
Anayasa’nın 114. ve 116. maddeleri net bir şekilde ihlal edildi. Öncelikle 45 gün bitmeden Davutoğlu adına başarısızlıkla sonuçlanan koalisyon çabaları, Kılıçdaroğlu’na hükümet kurma görevi verilmemesi ile açık bir teamül ve demokrasi ihlali anlamına geliyordu.
Kurulacak seçim hükümeti ile ilgili çağrılar PARTİ GRUPLARINA yapılması gerekirken, milletvekillerine yapıldı ki, bu çağrılar da tam bir tuzak mahiyetindeydi.
Oluşan siyasi kriz sebebiyle, AKP’nin Anayasa ile belirlenen sayıdan fazla elde ettiği bakanlar, bir de “sözde bağımsızlar” yani bürokrat, müsteşar ve AKP’li akademisyenlerle (!) birleşince, 2 HDP’li bakan dışında, tam bir AKP hükümeti oluşturuldu. Seçime kadar yandık denilecek mahiyette bakanlar tarafından şimdilik kısa süre de olsa yönetileceğiz.
Örneğin, konser basan kitlenin o tarihteki genel başkanı olan kişi, komiktir Kültür Bakanı; geçmişteki söylemlerine bakıldığında kadın ve aile ile ilgisi olmayan, daha önceleri defalarca şeriat çağrısı yapan, Erdoğan aşkını da hiçbir zaman saklamayan biri Aile Bakanı oldu. Çarşamba Genel Müdür, Perşembe Müsteşar, Cuma günü bir anda bakan olan da oldu.
Devam ederse Cumhuriyetimizin çöküş hükümeti mahiyetinde olan, erken seçimlerde AKP’Yİ SEÇTİRMEK İÇİN KURULAN, şimdilik kısa süre ile ama seçim yaratılan çatışma ortamında yaptırılmazsa daimi OLABİLECEK hükümet bu şekilde kuruldu.
Buna sebep olanlar utanır mı çıkan sonuçtan bilmem ama şu çok net ki, Anayasa ve teamüllere aykırı bu hükümet, bu hali ile bizlere pek hayırlı olmayacak.
