ABD Senatosu CIA’nın işkencelerini açıkladı.
Rapor dünyada şaşkınlık yarattı. Şaşkınlık nedeni herkes için farklı. Bazıları için dünyanın en “demokratik” ülkesi ABD’nin böylesine vahşi işkenceleri uygulamış olması. Onlar yine de durumu kurtarmak için işkencelerin açıklanabilmiş olmasını ABD’deki “demokratik” düzenin kanıtı olarak sunuyor. Bazıları ise ABD’de demokrasi olmadığını kabulleniyor. Ancak bu raporun nasıl olup da açıklanabildiğine şaşırıyor. Esas aldatmaca da bu noktada başlıyor.
ABD kendi içinde demokrasiyi uyguluyor görüntüsü verse bile Senato’nun CIA işkence raporunun açıklandığı dakikalarda pek çok kentte siyahlara karşı yargısız infaz uygulanması nedeniyle protesto gösterileri şiddetle bastırılıyor. Senato raporunda anlatılanlar ise 11 Eylül tertibi nedeniyle dünyanın değişik ülkelerinden kaçırılan Müslüman tutuklularla ilgili.
Açıklamalar bize “hamamın namusunun temizlenmesi” hikayesini anımsatıyor.
Hikayede hamamın namusu yılda 1 gün temizleniyor. ABD ise namusunu 40 yılda 1 kez temizliyor. Sonra eski tas, eski hamam. Öyle ya da böyle açıklananlar ABD’nin çirkinliklerini sergiliyor. Olayın Türkiye’yi ilgilendiren tarafı ise işkenceye uğrayan tutukluların bir kısmının CIA uçaklarınca Türk hava sahasının kullanılarak yasa dışı taşınmış olması. Bu vahşete katkı sağlayan Türk yöneticilerin ise kimler olduğunu tahmin etmek güç değil.
ABD hayranları için yapılan işkencelerin bir kısmını anımsatalım. Ülkemizde de darbeler döneminde uygulanan işkence yöntemleri ile benzerlikleri bize bazı çağrışımlar yaptıracaktır.
Konuya ilişkin gazete haberi şöyle: “ABD Merkezi Haberalma Teşkilatı’nın (CIA) 11 Eylül sonrası terör şüphelilerine uyguladığı işkence içeren gözaltı ve sorgulama tekniklerine dair Senato İstihbarat Komitesi raporu açıklandı. Yaklaşık 6 bin 200 sayfa olduğu belirtilen raporun, CIA yetkililerine dava açılmasını engellemek için Beyaz Saray tarafından redakte edilen 528 sayfalık özeti, kamuoyuyla paylaşıldı.
“CIA’nın 6 milyon belgesinin taranmasıyla hazırlanan raporda, istihbarat kuruluşunun ‘Zorlayıcı sorgu teknikleri’ olarak adlandırdığı yöntemlerle ‘Bazı saldırıların püskürtüldüğü, teröristlerin yakalandığı ve birçok yaşamın Kurtarıldığı’na yönelik iddiası yalanlandı. CIA’in daha önce açıkladığından çok daha yoğun ve vahşi yöntemlerle işkence yaptığını belgeleyen Senato raporunda “Birçok defa mahkûmlar, psikolojik olarak harap oldu.
“Halüsinasyon, paranoya, uykusuzluktan mustarip olan mahkûmların bazıları kendilerine zarar vermeye çalıştı” denildi. 2002 yılında CIA’in ilk kez bu yöntemlerle sorguladığı El Kaide zanlısı Ebu Zübeyde’ye 83 kez suda boğulma hissi veren ‘waterboarding’ adlı işkencenin uygulandığını belirten raporda, Ebu Zübeyde’nin bu yöntemle sorgulanmadan önce daha fazla bilgi verdiği ancak işkencenin ardından kendisinden daha az bilgi elde edildiği kaydedildi.
“Raporda ayrıca CIA’nın bu yöntemle sorguladığı tutuklu sayısını da çarpıttığı belirtildi. CIA’ye göre ‘100’den az mahkum’ bu yöntemle sorgulandı ancak CIA belgelerini inceleyen Senato İstihbarat Komitesi, bu rakamın 118 olduğunu rapor etti.
“ABD Senatosu İstihbarat Komitesi’nin raporunda CIA’nın dünyanın dört bir yanındaki gizli hapishaneleri için hükümetlere ‘teşvik’ dağıttığı belirtiliyor. CIA’nın personel dışı harcamalarının yıllık 300 milyon dolar olduğu kaydedilirken, bu rakamın küçük bir kısmı gizli sorgulama merkezlerinin inşasına harcandı.
“Bir CIA yetkilisinin ‘zindan’ olarak nitelendirdiği sorgulama merkezlerinin bizzat kendilerinin işkence olduğu raporda yer aldı. Rapordaki bir diğer ilginç noktaysa, ‘zorlayıcı sorgu yöntemleri’ için CIA’ınn iki psikiyatrist tarafından kurulan bir firmayla çalışılması. Adlarının hiç açıklanmayacağı garanti edilen psikiyatrisiler bu iş için CIA’dan 81 milyon dolar aldı.
“Akli dengesi yerinde olmayan ve masum olduğu bilinen bir tutukluya işkence yapıldı. Acı çekerken ağladığı görülen videosu ailesine baskı yapılmak için kullanıldı. En az bir tutukluya süpürge sapıyla tecavüz tehdidinde bulunuldu.
“Birçok vakada saldırgan sorgu tekniklerine başvuruldu. Tutuklulardan bazıları 180 saat uykudan mahrum bırakıldı. Tutuklulardan bazıları 180 saat uykudan mahrum bırakıldı. Bazılarına saatlerce elleri başlarının üzerinden zincirlenmiş şekilde acı verici pozisyonlarda bekletildi.
“Kafalarına kukuleta geçirilen bazı tutuklular çıplak halde koridorlarda sürüklendi, kırbaçlanıp dövüldü. Bazı tutukluların dışkılarını atmalarına izin verilmedi. Bu esirler dışkılarıyla birlikte aynı alanda yaşamaya zorlandılar.
“Bir tutuklu idam sehpasına koyarak infazla tehdit edildi. 2000 yılında USS Cole gemisine bombalı saldırı düzenlemekle itham edilen Abdurrahman el Nasiri’ye matkapla işkence yapıldı. Bir CIA ajanı, tutukluya Rus Ruleti oynatarak bilgi almaya çalıştı.
“Tutukluları aşağılamak için, acı verici ve gereksiz bir yöntem olan ‘Rektal beslenme’ye başvuruldu. (Makattan gıda verme) Bir tutuklu, betona zincirlendiği için ısı kaybından yaşamını yitirdi.
“El Kaide zanlısı Ebu Zübeyde waterboardinge uzun süre maruz kalınca tamamen tepkisizleşti. Ağzından köpükler çıkmaya başladı. Ebu Zübeyde ayrıca 266 saat tabut şeklindeki bir kutuda bekletildi. 11 Eylül saldırılarını organize ettiğini söyleyen Halid Şeyh Muhammed’e 183 kez waterboarding yöntemiyle işkence edildi.
“Bazı tutuklular ölümle tehdit edilirken, bazılarına işbirliğine yanaşmamaları durumunda annelerine tecavüz edileceği söylendi.”
İşte AKP iktidarının CIA uçuşlarına izin vererek katkıda bulunduğu işkencelerin bir kısmı. Şimdi temizlendiği zannedilen hamamın namusu da bu kadar…
Yorumlar kapalı.