Yurdum insanı üretmeden tüketmeye, kazanmadan harcamaya çok alıştı. Hep daha fazlasını istiyor ve kendini tutamıyor. Kışkırtmaya ve özendirmeye dayalı reklamların ve liberal ekonomi modelinin karşısında savunmasız kaldı.
Doyumsuz, aç gözlü, mala tapan, aza kanaat getirmeyen, hırslı ve kural tanımayan, derinliği olmayan bir insan tipiyle karşı karşıyayız.
Bu insan tipi, vahşi kapitalizm için bulunmaz bir pazar yarattı. İnsanlarımız hep daha fazlasını istedikçe keyifleniyor çünkü daha fazla satacak ve daha fazla kazanacak.
Yılda sadece bir hafta ya da bir ay kullanılan yazlıklar, her yıl değiştirilen otomobiller, cep telefonları, bir kere giyilip atılan giysiler ve asgarisi bile ödenemeyen kredi kartları.
Değerler değersizleşti, planlama yok, yetinmek yok. Kolay yoldan para kazanmak isteyen, duracağı yeri bilmeyen, elde ettiklerinden hemen sıkılan, hiçbir şeyle mutlu olmayan bu insanlar genç yaşta sağlıklarını yitiriyorlar; çünkü anlamsız ve ölümcül bir yarış içindeler.
Böyle insanlar şöhret ve övgü düşkünü olurlar, her zaman iltifat beklerler, özenti içinde başkalarını taklit ederler. Bu benim ihtiyacım mı? Bu bana gerekli mi, bu bana yakışıyor mu? diye düşünmezler. Moda diye külotu pantolonun üzerine giyebilirler.
Sadeliğin en güzel kıyafet ve değer olduğunu bu tiplere anlatamazsınız. Üretmeyen, emek vermeyen, gelecekle ilgili planları olmayan, okumayan, düşünmeyen, sorgulamayan sadece tüketen, günlük yaşayan kişi kendisiyle tanışmaktan korkar.
Hep daha fazlasını isteyen ve bunun için hiçbir değer tanımayan, her yolu mübah sayan hatta kutsal değerleri istismar eden, ezikliklerini servet edinerek telafi etmeye çalışan bu aç gözlü kişiler her zaman huzursuz olmuşlardır.
Hırslarını tatmin etmek için hiçbir kural tanımayan lüks ve gösteriş düşkünleri, lafa gelince şöyle laflar edecek kadar ikiyüzlüdürler: “Kefenin cebi yok!”, “Gözünüzü toprak doyursun!”, “Şükretmesini bilmek lazım.”“Dünya malı dünyada kalır.”
Yeryüzünün en mutlu insanları kimlermiş biliyor musunuz? Eskimolarmış. Mala tapan aç gözlüler bu bilgiden etkilenirler mi? Hayır, etkilenmezler. Onlar ümitsiz vakalardır.