19 Şubat 1932 tarihinde kurulan Halkevleri çok kısa bir zamanda yurdumuzun en ücra yerlerine kadar yaygınlaşarak toplumumuzun eğitiminde ve aydınlanmasında etkin olmuştur. İl ve ilçelere şubeler, köylere ise Halkodaları açılmış ve bunlar 20 yıla yakın hizmet sunmuştur.
Bu kurumların amacı; Türk toplumunu soysallaştırmak adına kültür, sanat ve edebiyat ile güzel sanatların her dalında insanları eğiterek yetiştirmektir. Yetiştirilen bu insanları kötü alışkanlık ve ortamlardan alıkoymak, sportif çalışmalara özendirerek aynı zamanda sağlıklı yaşamlarını temin etmektir. Sonrasında da insanların öğrendiklerini ve hazırladıkları kültürel yapıtları halkın hizmetine sunarak, aydın bir toplum yaratmaktır. Halk Okulları diyebileceğimiz bu eğitim merkezleri, köylerde de Halkodaları adı altında örgütlenmiştir.
Köylümüze okuma-yazma öğretmek, tarım ve hayvancılığı uygulamalı olarak öğreterek ve eğiterek bilinçlendirmek ve de sosyal etkinlikler düzenlemek başlıca görevlerindendir.
Bu kurumlarla ilgili olarak Bursa Tapu Sicil Müdürlüğünden emekli olan ve emeklilik dönemini Yenişehir- Osmaniye köyünde sürdüren ve geçen yıl kaybettiğimiz asırlık çınarımız Hüseyin Kaplan (1915-2014) bir sohbetimizde anılarını şöyle sıralıyordu:
“Halkevleri; 1930’lu yılların başında kapatılan Türk Ocaklarının yerine İl ve ilçelerde Halkevleri, köylerde ise Halkodaları olarak faaliyete geçmişti. Bunların kuruluş amacı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün inkılaplarını benimseyen, laik ve aydın bir toplum yaratmaktı. Bunun için eğitime son derece önem verilerek okuma-yazma seferberliği ilan edilmişti. Çünkü halk çok cahildi, okur-yazar oranı çok mu çok düşüktü. Bu nedenle cahil halkı eğitmek ve öğretmek ancak bu kurumlar sayesinde oluyordu. Milletimizde kentlisiyle, köylüsüyle tek vücut olup, Halkevlerine ve Halkodalarına büyük ilgi gösteriyor, birbirine tavsiye ediyordu. Her geçen zaman içinde çeşitli il ve ilçelerde Halkevleri açılıyor; eğitim ve sanattan tutunda, spor, müzik, köycülük, kütüphane gibi çeşitli kollarda faaliyetleri oluyordu. Müzik ve tiyatro kurslarına ilgi daha fazlaydı. Halk Kütüphanesi herkesin hizmetine sunulmuştu. Köylerde ise gençlerin okuma -yazma öğrenmeleri Halkodalarının sayesinde oluyordu. Ben bile Türk Alfabesiyle okuma ve yazmayı köyümüzde açılan Halkodasında Köy İmamımız Hafız Hasan Özkan’dan öğrenmiştim. O zaman köyümüzün muhtarı Ahmet Yaşar çok aydın ve müteşebbis bir insandı. Aynı zamanda Halkodası başkanıydı. Cumhuriyetimizin 10. yıl kutlamalarında köyümüz meydanına çok güzel bir sahne kurulmuştu. Köy gençlerinden oluşan bir piyes bu sahnede oynanmıştı. Bende o zaman 18-19 yaşlarında idim. Bu kutlamalar için çevre köylerden öğretmenler, öğrenciler ve özellikle enstrüman çalan misafirler davet edilmişti. Herkes pürneşe eğleniyor, çalgılar çalıp oyunlar oynanıyordu. On yıl önce düşman işgalinde inim inim inleyen insanlarımız bu kez kurtuluşumuzun ve de Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kuruluşunun 10.yıl dönümünün bilinci ve şuuru ile çok coşkulu bir gün geçiriyordu. Bu coşku uzun bir zaman unutulmadı. Bu güzel günleri bizlere yaşatan başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına sonsuza dek minnettarız. Bu vatan uğruna canını seve seve feda eden bütün şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi de şükranla anıyorum.”
Osmaniye köyündeki 10. Yıl kutlamalarının canlı tanığı, Halkodalarının 1933 yılında faal olduğunu işaret ediyordu.
Yazımızda yer alan ve İlçemizdeki Halkevinin önündeki çekilen bu fotoğraf 29 Ekim 1933 Pazar günü tarihini taşıyor. Cumhuriyetimizin 10. Yıl Kutlamaları sırasında objektife yansıyan bu görüntü Yenişehir Halkevinin de o tarihlerde faal olduğunu belgeliyor. Devam Edecek