Bundan önceki her iki sayımızda, 50’lili yıllarda faal olan 30 dan fazla terzi ustamızı fotoğraflarıyla tanıtmıştık. Bu sayımızda da altmışlı ve daha sonraki yıllardaki ustalarımızdan bahsedeceğim.
Altmışlı yıllara başlamadan önce, Cumhuriyet Dönemi yıllarında üç terzinin olduğunu, Tarihçi-Araştırmacı Yazar Salih Erol’un Hüdavendigar Vilayet Salnamelerinde Yenişehir Kazası (1870-1927) adlı kitabının 375 nci sahifesinde, Meslek Dallarına Göre Yenişehir Esnafı çizelgesinden öğreniyoruz,
Bizde bu üç terzi ustamızı tespit etmek için yaptığımız araştırmalarda, Abacı Mehmet Orhun’un (Terzi Hasan Orhun’un babası), Terzi Mehmet Emin Akalın’ın ve Ahmet Gürses’in, 1927 yılında terzilik yaptıklarını belirledik.
O yıllarda ilçemizde aba kumaştan ceket ve yelekler yapılırdı. Pantolonlar ise külot tarzında olup, süvarilik (dizlere ve arkaya yama) konurdu. Yünlü ve pamuklu kumaşlardan ise kruvaze ceket ve yelek yapılırdı. Pantolonlar ise geniş paçalı olup “32 paça” diye adlandırılırdı. Hatta golf tipi pantolonların da imâl edildiğini, eski fotoğraflarda görüyoruz. Yine yünlü ve pamuklu kumaşlardan İngiliz külotu adıyla süvarilikli pantolonlarında yapıldığına tanık olduk.
Gençlik yıllarımızda ise, ceketler iki düğmeli hatta tek düğmeli olurken, pantolon paçaları da 8-10 cm. daraltılarak 22-24 cm.ye düşürülmüştü. Paça genişliği düşürülünce de kemerlerde düşük tarzda dikilmeye başlamıştı.
Bu tarzlar altmışlı yılların modası olurken, pantolonluk kumaşlarda terilen ve keten türüne dönüşmüştü. Arkadaş grupları yaz mevsiminde bu kumaşlardan bir örnek pantolon, aynı renk ve desende gömlek diktirilerek kolej talebeleri gibi giyinilirdi. Bu kıyafetlerle özellikle tatil günleri düğünlere, derneklere, parklara, maçlara gidilir, boy gösterilirdi. Cadde ve sokaklarda ve bilhassa Akçeşme yolunda bu şekilde turlar atılırdı. Hatta bir ara boş olan şeker çuvallarını kireç kaymağına yatırarak, bu çuvalların kumaşından beyaz renkte yazlık pantolonlar diktirilirdi.
En arka sırada ayaktakiler: 1- İbrahim Sevinçer, 2- Hayırlı Basri (Ataç), 3- İbrahim Türe, 4- Ergin Oğuz, 5- Ahmet İnceoğlu, 6- Sıtkı Ekim, 7- Necmettin Dübek (Berber), 8- Ziya Mançular, 9- Neşeli Osman (Tanır), 10- Mehmet Çetin,11- Hayati Yaman.
Ön sırada oturanlar: 1- Yaşar Özkan, 2- Yusuf Özendim, 3- Fahri Dübek, 4- Muharrem Özkan, 5 Kazım Söğüt, 6- İdris Çetin (Kahveci), 7- Mehmet Tığlı, 8- Ömer Özel (Rustumlu). (Fotoğraf kaynağı Ziya Mançular)
İşte o yıllarda Tahıl Sokaktaki Eski Cezaevinin, Yenigün Mahallesine nakledilmesiyle, boşalan cezaevinin yerine, mülk sahibi İngiliz Mehmet Göntekin tarafından, 10 dan fazla işyeri yapılarak burasını pasaj haline getirmişti. Adı da İngiliz Pasajı olmuştu. Buradaki Terzihaneleri soldan itibaren sayacak olursak: Yusuf Özendim, Fahri Dübek, Osman Tanır (Neşeli), Muharrem Özkan, Kazım Söğüt ve Yaşar Özkan bu mekânlarda mesleklerini sürdürürken, Ergin Oğuz’un da gömlekçi dükkânı vardı.
Daha sonraları bu pasaj da Yaşar Burhan, Necati Yaman, Emin Zonkur ve İsmail Tekin de terzilik yapmışlardı.
İstiklal Caddesinde Terzi Ali Ezer’in, Şerif Tosun’un, Mehmet Can’ın, Recep Sağır’ın ve Adem Tamir’in; Cumhuriyet Caddesinde Ömer Adıgüzel’in, Arasta İçinde Ekrem Koç’un, Nizamettin Güldüm’ün, Kasaplar Aralığında ise İbrahim Tufan’ın (Pate) terzihaneleri vardı.
Gündoğan Mahallesi Saraçoğlu Sokağında Terzi Cahit Atılgan, Halit ile Halil Desova ve İsmail Bora bu meslekle uğraşıyorlardı.
Eski Hal civarında İsmail ile Ethem Dinç’in, Orhan Süpürtülü’nün, İbrahim Koral’ın, İbrahim Ün’ün, Hamdi Özken’in, Adem Kalkanlı’nın, Seyit Ahmet Birol’un, Cemil Şevki’nin, Mustafa Sert’in, İbrahim Sevinçer’in işyerleri vardı. Terzi Hayrettin Titiz’de Hal içindeki işyerinde bu mesleğini hâlâ sürdürmektedir.