1915 yılında Yenişehir’in Osmaniye (Ulupınar) köyünde dünyaya gelen Hüseyin Kaplan; 100 yaşına basmaya tam bir ay kala Bursa’da gözlerini yaşama yumdu. Yaşama olan tutkusu ile tanıdığımız ve saygı duyduğumuz Hüseyin Kaplan’ın cenazesi vasiyeti üzerine Bursa Hürriyet Soğukkuyu mezarlığında bulunan annesinin yanına gömüldü.
Yenişehir’in yaşayan canlı tarihini kaybettik. 8 Kasım 1915 tarihinde dünyaya gelen Hüseyin Kaplan; 100 yaşına basmaya tam bir ay kala yaşamını yitirdi. Emekli olduktan sonra ailesinden kalan Osmaniye köyündeki 13 dönümlük arazisi içine çocukları ve kendisi için 3 dubleks daire yaptıran ve geri kalan arazisini de meyve ağaçları ile dolduran ve geçtiğimiz 3 yıla kadar yaşamını yalnız başına köyde kurduğu arazide sürdüren Hüseyin Kaplan yaşlılığı nedeniyle Bursa’daki evinde yaşamını sürdürüyordu.
Bursa Tapu Müdürlüğünden emekli olduktan sonra ailesinden kalan araziyi değerlendiren Hüseyin Kaplan, yaşamını burada yalnız başına sürdürmeye başladı. Hatta 96. yaş gününde yaşadığı çiftliğin arazisinde tüm eş ve dostları için bir yaş günü partisi bile düzenlemişti.
Emeklilik yaşamında da boş durmayan Hüseyin Kaplan 2004 yılında Hayatım ve Hatıralarım adlı eski ve yeni yazı ilk kitabını yazdı ve sadece dostlarına verilmek üzere az sayıda baskısını yaptırdı.
2011 yılında doğduğu ve o sıralarda yaşadığı köyün tarihçesini dile getiren Osmaniye Köyünün Tarihçesi kitabından sonra Osmanlı Padişahları-Sadrazamları ve Bunların Türk Irkına Bakış Açıları üzerine yaklaşık 750 sayfa tutan bir kitabın yazımını da vefat edinceye kadar tamamladı.
Her zaman temiz giyimi, efendi davranışları ve insanlarla ilişkilerini en yüksek düzeyde tutan Hüseyin Kaplan, Hayatım ve Hatıralarım adlı kitabının önsözünde şunları yazıyor:
“Tarihlerini, mazilerini bilmeyen uluslar istikbal için hedef tayininde güçlük çekerler ve sonunda yok olmaya veya en azından bir başka devletin kölesi olmaya mahkûm olurlar. Bu husus aileler hatta münferiden şahıslar içinde geçerlidir. İşte bu mülahaza ile haleflerime faydalı olacağını düşünerek uzunca sayılan hayatımda geçirdiğim safhaları bir kitapçık halinde kaleme almak istiyorum. Senin ilkel, yoksul ve sefil hayatından ne öğreneceğiz diye bıyık altından gülenleriniz hatta müstehziyane bir eda ile dudak bükenleriniz olacaktır. Olacaktır ama dünyada en iyilerin bile eleştirildiği ve bir değişmez kaide olduğu gerçeğini dikkate alarak bunu yapmağa çalışacağım. Bunu yaparken yanlışlarım, hatalarım olabilir. Hatasızlık yalnız Tanrı’ya mahsus olduğuna göre benim yapacağım yanlış ve hataların hoş görüleceğini ümit ederim.”
Haber: Yenişehir gazetesi
Yorumlar kapalı.