Sinan Paşa Külliyesi’nin geçen ay başlatılan restorasyon çalışmalarında, araç ve malzeme girişini sağlamak amacıyla tarihi duvarın yıkılarak kapı açılmasına tepkiler bütün hafta sürdü.
Bursa Büyükşehir Meclis Üyesi, Plan-Bütçe Komisyonu Üyesi, Yenişehir Belediye Meclisi Milliyetçi Hareket Partisi Grup sözcüsü Ercan Özel ile başlayan ve kısa sürede tüm yurtta etkili olan tepkiler hafta içinde Başbakan Davutoğulu’nun da müdahale etmesiyle yasal bir hüviyet kazandı.
Bu kapsamda, geçen hafta Yenişehir’e gelen Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu durumu yerinde inceledi. Heyet aldığı örneklerde duvar inşaatında kullanılan yapı malzemesinin hangi döneme ait olduğunu araştıracak. Restore edilen 435 yıllık külliyenin duvarının kamyonların rahat girebilmesi üzerine yıkılmasının ardından bakanlığın üst düzey yöneticileri inceleme yapmak için Yenişehir’e geldiler.
Yenişehir MHP ve Geçen hafta başından itibaren konuyu Yenişehir kamuoyu ile paylaşan Ercan Özel ve MHP Yenişehir Belediye Meclisi Grup sözcüsü Ercan Özel, olay yerinde yaptıkları incelemenin ardından basına yaptıkları açıklamada, Yenişehir Tarihinin Yağmalandığını söylemiş ve “Sadrazam Sinan Paşa’nın Kemikleri Sızlıyor…” demişti.
Özel açıklaması özetle şöyle:
Yenişehir’in tarihi zenginliklerinin farkında olan ve Osmanlı İmparatorluğu’nun bırakmış olduğu bu yapılardan günümüze kadar ayakta kalan tek orijinal yapı olan bu kültürel mirasın önemini ve değerini bilen Yenişehirliler dün kabus dolu bir güne uyandı. Halkımız arasında Kurşunlu han olarak adlandırılan Sinan paşa Külliyesi’nin, 420 yıldır ayakta duran ve günümüze kadar orijinal haliyle gelen duvarları artık ayakta değildi.
Yunan Bile Saygı Gösterirken, Yağmalayan, Yok Eden Biz Olduk
Kurtuluş Savaşı boyunca 1920 ve 1921 yılları arasında Yunanlılar tarafından Bursa’nın en fazla yıkıma uğrayan ilçeleri arasında yer alan Yenişehir, tam beş kez Yunan askeri tarafından işgale uğramasına rağmen Osmanlı’nın yaptığı tarihi eserlere saygı göstermiş ve bugün kadar yapılan tahribatı ve yağmayı yapmamışlardı.
Her şey seçimlerden hemen önce 22 Mayıs günü, Büyükşehir Belediyesi tarafından tarihi külliyeyi sosyal tesis’e dönüştürmek için restorasyon çalışmalarına başlanmasıyla ortaya çıktı. İlçe tarihi açısından oldukça büyük bir öneme sahip olan ve 5 asırdır ayakta kalan külliye’nin Yıkımı’nın da bu şekilde önü açılmış oldu.
Halkımız, iyi bir hizmet gelecek düşüncesiyle beklerken, dün karşılaştıkları manzara ile adeta yıkıldılar. Restorasyon adı altında tarihi ve kültürel mirasımıza, 7 kıtaya hükmeden ecdadımızın bizlere bıraktığı emanetlere karşı, Yunanlıların bile yapmadığı bir yağma ve yıkımla ile karşı karşıya kaldık.
Olay yerine gidip restorasyon çalışmalarında görev yapan çalışanlarla görüştüğümüzde; “içeriden malzeme taşımak için kamyonların girip çıkması için yıktık” ifadeleri sonucunda bunun bir şaka olduğunu düşünerek hemen ilgili Belediye’de ki yöneticiler ile görüştük. Onların da ifadeleri yine bu minvalde idi. “Malzeme taşıyacak araçların giriş çıkışı için o duvarı yıktık. Bu duvar tarihi bir yapı değil. Bir 5 yıl öncesi Anıtlar Kurulu tarafından burada bir restorasyon yapıldı ve duvar aynı yerden tekrar yıkılmıştı. (Benim evimin yıkılan o tarihi külliye’nin hemen karşısında olduğunu ve en az 30 yıl boyunca böyle bir yıkımın olmadığına benim direk şahit olduğumu bilmiyorlardı tabii) Bizi Anıtlar Kurulu’ndan bu şekilde yönlendirdiler. Yıkabilirsiniz dediler.” Yanıtını aldığımızda ne diyeceğimizi şaşırdık. Hemen Anıtlar Kurulu ile irtibata geçtik. Sonuçta, kurulun bundan haberi bile olmadığını böyle bir karara biz nasıl onay veririz söylemlerini duyunca yüreğimizin taa içi yandı.
Halbuki, külliye’nin içine araçla girebilmek için böyle bir tahribat ve yıkım yapmadan kullanılabilecek iki alternatif yol varken, verilen bu çağdışı karar, Yenişehir tarihine kara bir leke olarak işledi.
Tarih Sorumluları Asla Affetmeyecek…
Bu günden sonra Kültür ve Turizm Bakanlığı muhtemelen bir soruşturma başlatacak. Öncelikle Bursa Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’ndan bir açıklama, bir rapor istenecek. Büyükşehir Belediyesi’ne bir yazı gönderilip “hayırdır” denilecek ve sonrasında ise savcılık olaya müdahale edip sorumluları Ağır Ceza’da yargılayacak. Açıkcası birkaç gün içinde birilerini kurtarabilmek için yetkililerden şöyle bir açıklama bekliyorum (ki umarım mahçup ederler.) “O duvar çatlak’tı, yıkılmaya yüz tutmuştu. Bizlerde güvenlik amacıyla 420 yıllık tarihi duvarı yıktık.” Umarım bu işin sonunda olan orada çalışan, yıkım işini gerçekleştiren o yıkım aracını kullanan işçi kardeşime olmaz. Ama biz her ne olursa olsun, Öncelikle Kültür ve Turizm Bakanlığı’na ardından da Bursa Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’na güveniyoruz. Olayın ciddiyetle üzerine gideceklerinden hiçbir şüphemiz yok.
Tarihe saygısı olan ve ona önem veren Değerli Dostlarım;
Bu tür çalışmaların o kadar hassasiyetle yapılması gerekiyor ki! Çıkan taşların bile kayıt altına alınması, onlara numaralar verilmesi gerekirken, bizim kepçe ile kırılan parçalanan o duvarda ki taşlarımız şuan ağır tonajlı araçların altında eziliyor. Titizlikle ve hassasiyetle, gerekirse küçük fırçalarla inceleme araştırma yapılması gerekirken restorasyon çalışmaları kapsamında Yenişehir’de bir tarih yok oldu. Bu kültürel varlıklar ne Devletin ne de Vakıfların Malı’dır. Bu ecdadımızın bizlere bıraktığı önemli bir mirastır, halkındır, vatandaşlarındır, yani hepimizindir. Bizler bu konuya hassasiyet gösterip gündeme taşımaya çalıştık. Herkesin buna destek vermesini ve bu tür değerlerimize sahip çıkmasını arzu ediyoruz.
Bunlara sebebiyet verenler bu kararın altına imza atanlar belki ellerini kollarını sallayarak gönül rahatlığı içinde gezecekler ama onları tarih hiç affetmeyecek.
Yenişehirli de öyle… hem de asla…
Bursa Büyükşehir Belediyesi: Duvar Tarihi Değil
Bu açıklamanı ardından Bursa Büyükşehir Belediyesi basın kuruluşlarına gönderdiği yazılı basın açıklamasında söz konusu duvarın tarihi olmadığını iddia etti ve 1950 yılında günümüz inşaat malzemeleriyle yapıldığını söyledi.
Açıklaması Şöyle:
Bursa Büyükşehir Belediyesi olarak, Yenişehir ilçemizde yer alan Sinan Paşa Külliyesi’nde doğal nedenlerle yaşanan tahribatı gidermek için mülk sahibi Vakıflar Genel Müdürlüğü ile görüşmeler yapılmış ve söz konusu kurumla imzalanan protokolün ardından, yapının onaylı restorasyon projeleri doğrultusunda restorasyonuna başlanmıştır. Tarihi yapıda zaman içinde oluşan deformasyon problemlerinin çözümü için; Bursa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 18.04.2014 tarih ve 3163 sayılı kararında belirtildiği şekilde, Uludağ Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık fakültesi inşaat Mühendisliği Bölümü üyeleri Prof. Dr. Adem Doğangün ve Doç. Dr. Ramazan Livanoğlu’nun Jet Grout öneren projesi baz alınmıştır. Bu doğrultuda, “Yenişehir İlçesi Tarihi Sinanpaşa Medresesi Yapı, Zemin Güçlendirme ve Çevre Düzenleme Uygulama İnşaatı işi” uygulama ihalesine çıkılmıştır. Söz konusu ihale Sama Yapı İnşaat Sanayi şirketinde kalmış ve ilgili şirketle sözleşme imzalanarak 2015 Haziran ayı itibarıyla çalışmaya başlanmıştır.
Tarihi yapıda ve söz konusu duvarlarda restorasyon ve inşaat çalışması daha önceki yıllarda da gerçekleştirilmiştir. Bunlardan en yakın tarihli olanı, 2006-2007 yıllarıdır. Vakıflar Genel Müdürlüğü, külliyedeki yapısal problemler nedeniyle 2006 yılında restorasyon başlatmış ve bu çerçevede duvarlar onarım geçirmiştir. Duvarların şu anki görüntüsünde de bu düzenlemenin izleri açık bir şekilde görülmektedir.
Külliye duvarlarındaki en kapsamlı düzenleme, 1950’li yıllarda gerçekleştirilmiştir. Şu anki duvarın bulunduğu noktada bulunan bir yapının harap durumda olması nedeniyle bu yapı yıkılmış ve yerine duvar inşa edilmiştir. Bugün, duvar malzemelerinin tümüyle günümüz yapı elemanlarınca yapıldığının görülüyor olması bu nedenledir. Dolayısıyla bugünkü duvarların herhangi bir orijinalliği yoktur. Yaklaşık 60 yıl önce aslına uygun yapılmaya çalışılmış duvarlardır.
Oldukça geniş bir alana yayılan külliyede sık aralıklarla yapısal problemler meydana gelmekte ve bu nedenle de tadilatlar yapılmaktadır. 2015 yılında başlattığımız restorasyon çerçevesinde de, yapıdaki çatlakların ve bozulmaların giderilmesi için güçlendirmeler ve zemin iyileştirmeleri öngörülmüştür. Yapının bahçe duvarlarında ise, tanıma amaçlı çalışma yapılacak ve gerekli olan bölümler çürütme yöntemiyle (Duvarın tamamen sökülüp numaralandırılması ve yeniden yapılması) imal edilecektir. Bu çerçevede yapının Batı cephesindeki bahçe duvarının çürütülerek numaralandırma ve sökümü başlatılmıştır. Çürütme sırasında, harç özelliklerini yitirmiş olması ve çatlakların derin olması nedeniyle dökülmeler ve boşalmalar meydana gelmiştir. Duvarın bu şekilde düzenlenmesi sağlıklı olmayacağından, bu bölüm zemin kotuna kadar indirilerek duvar elemanları koruma altına alınmıştır. Bu bölümde zemin iyileştirme ve yeniden imalat yapılacaktır ancak, proje kapsamında Külliyenin doğu ve Güney sınırında da kazı yapılacaktır. Kazı süresince malzeme akışını sağlamak üzere, çürütülerek zemin kotuna indirilen bahçe duvarının olduğu bölge kullanılacak ve içerdeki işlerin bitmesiyle birlikte de söz konusu duvar özgün teknikler kullanılarak yeniden örülecektir.
Görüldüğü üzere, tarihi yapının bahçe duvarları, iddia edildiği gibi yapı ile yaşıt değildir, yakın tarihte yapılmış duvarlardır. Ve bu duvarların bozuk olan bölümlerinin çürütme yöntemiyle zemin kotuna kadar indirilmesi ve uygun tekniklerle yeniden yapılması, Kurul’ca onaylı restorasyon projesi içinde yer alan bir durumdur. Bu uygulama, duvarın devam eden başka bölümlerinde de uygulanabilecektir. Bazı yayın organlarındaki ‘tarihi bir eserin yıkıldığı’ şeklindeki değerlendirmelerin bilgi eksikliğinden kaynaklandığı düşünülmektedir.
Diğer yandan, restorasyon teknikleri ve tarihi eser duyarlılığı bakımından Bursa çok ileri bir noktadadır. Türkiye’nin bu alandaki en önemli kuruluşları, kamu ve özel kurumlara Bursa’daki uygulamaları örnek göstermekte, Bursa’ya gidilip incelenmesini önermektedir.
Sinanpaşa Külliyesi restorasyonunu üstlenen Sama İnşaat firması da aynı şekilde Bursa’daki bu alanda en tecrübeli kuruluşlardan biridir. Sadece Bursa’da değil, başta Balkanlar olmak üzere pek çok bölgede özel uygulamalar gerçekleştiren bir firma olması bakımından herhangi bir yanlış veya hata söz konusu değildir.