Hava sıcaklıkları mevsim normallerinin üzerinde seyrettiği söyleniyor.
Gerçekten de çok sıcak.
Dışarı çıktığımızda fırına girmiş gibi hissediyoruz.
Dünyanın derecesi yükseldi deniyor.
Hatta biraz daha yükselirse yaşamı tehdit edeceği öngörülüyor.
Peki neden?
Ne oldu da dünya gittikçe ısınıyor?
Buzullar eriyor, su kaynakları tükeniyor, dünyanın ekolojik dengesi bozuluyor.
Peki neden?
Tüm canlılar, hayatlarını sürdürmek için diğerleriyle uyumlanırken, besin zincirinin en üstünde olan insan, her şeyi kendine uyumlamaya çalışıyor da ondan.
Ağaçları kesip, bina yapıyor.
Yüzmek için deniz yosunlarını yok ediyor.
Beslenmek için başka canlıları doğal olmayan yollarla üretiyor.
Sonra dönüp her şeyin doğalını arıyor.
Beton yığınlarına dönüşen kentlerde, arabasını park etmek için ağaç gölgesi arıyor ama evini büyütmek için bahçesindeki ağacı kesmekten çekinmiyor.
Kedi, köpeklere yapılan zulme bağırıp çağırıyor, ama çiftliklerde insan tüketimi için eziyet edilerek üretilen hayvanları afiyetle yiyor.
Müsilajdan şikayet ediyor ama keyfi kaçmasın diye denizin ekolojik dengesini bozmaktan çekinmiyor.
İnsan bu.
Bencil ve en az ikiyüzlü.
Bizim toplumda ise kim bilir kaç yüzü var.
Kendine kadar adalet, kendine kadar doğa, kendine kadar yaşam alanı ve özgürlük.
Dağ, taş, yer, gök bina.
Betona yatırdı bütün bir toplum, ahlakını, vicdanını, edebini, sağduyusunu, aklını.
Esmiyor değil mi?
Hava çok sıcak.
Sebebi pencerenin dışında.
Bak bakalım kaç ağaç var pencerenden baktığında.
