CHP’de fırtına sertleşiyor. İzmir Milletvekili Prof. Dr. Birgül Ayman Güler’in istifaya zorlanmasının arkasından önceki gün istifa dilekçesi de 
geldi. Ancak bu istifa ile fırtına dineceğe benzemiyor.
Durumu doğru değerlendirmek için önce doğadaki fırtınaları ele almak gerekir.
Pek çok kişiye meteoroloji olayları ve hava tahminleri ilginç gelir. Hava tahminlerini bir sihir, büyücülük gibi görenler bile vardır. “Allahın işine karışmak” olarak görenler ise çok daha fazladır. Oysa her şey fizik biliminin sınırları içinde coğrafi etkenlerle oluşur. Diğer fizik olaylarına göre çok daha fazla parametre olduğu için karmaşık gibi görünür.
Parametrelerin fazla oluşu nedeniyle de zaman zaman sürprizler yaşanır.
Fırtınanın gerçek nedeni doğada yüksek ve alçak basınç alanlarının varlığıdır. Yüksek basınç ile alçak basınç arasındaki farkın büyüklüğü ve bu 2 alanın birbirine olan mesafesi fırtınanın şiddetini, süresini etkiler. Aynen suyun yüksekten alçağa doğru akması gibi hava da yüksek basınçtan alçak basınca doğru harekete geçer. Kara ve deniz kütleleri, doğal akım yolları, denizlerdeki sıcak ve soğuk su akıntıları, dağlar, dağlardaki buz kütleleri, çöller, hatta güneş patlamaları hava olaylarını etkiler. Bu etmenleri iyi hesaplayan uzmanlar hava tahminlerini daha doğru yapar.
CHP içinde yıllardır yaratılan yüksek ve alçak basınç alanlarını görmezden gelip şimdi olan bitene şaşırmak siyaseti hiç anlamamakla eş değerdir. CHP’nin kuruluş felsefesi, tabanının yapısı, hassasiyetleri, gelişen ve değişen ülke ve dünya koşulları, karşısındaki güçler, ittifak yapabileceği ve kazanması gereken güçler dikkatle hesaba katıldığında CHP’de fırtınaları engellemek de olasıdır. Fırtınaların geliş zamanını görüp önlem almak da olasıdır.
Güçlenme adına değişik çevrelerden gelen insanları partiye kazanma düşüncesi hepimize güzel gelebilir. Ancak kimlerle büyüyeceğimiz sorusuna doğru yanıt vermek gerekiyor. Bunun en doğru yöntemi de ittifakların nasıl oluşturulması konusunu anlamaktan geçer..
İttifak ustası Mustafa Kemal Atatürk’ün kurucusu olduğu partide ittifakların altında kalmak, ya da “büyüyeyim” derken esas tabanını kaybedip bölünmek en hafif deyimiyle beceriksizlik daha ağır deyimi ile gizli bir misyon sahibi olmaktır.
İttifak, yenmek istediğiniz güçlere karşı olan diğer güçlerle birleşmek, ancak kendi temel ilkelerinizden ödün vermemektir. İkincil hedeflerinizden ödün vermeden geçici olarak arka plana atmak, daha az önemsemek ittifakın kuralları içindedir.
Ülkenin ve partinin kurucusunu eleştirmek başka bir şeydir. O’nu aşağılamak hakaret etmek başka bir şey… Böylelerini içten bir özeleştiri yapmadan partiye kabul etmek, hele bir de tanıtımdan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı yapmak başka bir şeydir.
Ülkenin bir bölgesindeki halka yapılan uygulamaları eleştirmek başka bir şeydir, ülkenin o bölgesinin ayrılıp başka bir devlet olmasını savunanların avukatlığını, sözcülüğünü yapan, bir başka ülkenin istihbarat ağında kod ismi ile anılanları Genel Başkan Yardımcısı yapmak başka bir şey…
Laiklik uygulamalarında karşımıza çıkan sorunları aşmak için kafa yormak başka bir şeydir, laikliği ortadan kaldırmaya yemin etmiş kerameti kendinden menkul şeyhleri dervişleri parti içinde etkin kılmak başka bir şeydir.
Emperyalist ülkelerin çıkarlarına karşı durmak, o ülkelerle ancak eşit ilişkiler kurmak başka bir şeydir, “size biz daha iyi partner oluruz” demek başka bir şey…
Üstelik ittifak başka bir şeydir, parti üyeliği, hele de parti yöneticiliği başka bir şeydir.
Uzlaşmaz çelişkileri bir araya getirmenin, yüksek ve alçak basınç alanlarını yaklaştırmanın bir tek sonucu vardır. Fırtına…
Öngörülmeyen fırtınaların ne sonuçlar yaratacağı ise belirsizdir. Bazen çatınız uçar, bazen temellerinize su girer, bazen elektriğiniz kesilir, bazen de eviniz tamamen kullanılmaz hale gelir.
CHP’deki fırtına aday listelerinin belirlenme yöntemi sırasında şiddetlenecek, listelerin kesin hale gelmesinden sonra kasırgaya dönüşecektir.
Şu anda en çok konuşması gerekenler hiç konuşmamaktadır. Milletvekilliği aday adaylığının tek koşulu susmak olmuştur. Listeler belirlendikten sonra yapılacak konuşmaların, siyasi eleştirilerin değeri kalmayacaktır.
Şu anda CHP içinde öylesine isimlerin adaylığından söz edilmektedir ki bu isimlerin CHP için anılması bile partiye hakaret olmalıdır. Başka bir deyimle “şuyu-u vuku-undan beter” durum ortaya çıkmaktadır. İşin kötüsü hiç kimse bunlara şaşırmamakta “olamaz bunlar dedikodu” diyememektedir.
“Rüzgar eken fırtına biçer” çok bilinen bir atasözümüzdür. Ya fırtına ekenler ne biçecek?
Yorumlar kapalı.