Cinnet

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Ünlü yazar Stefan Zweig’ in “Amok” adlı bir yapıtı var. Türkçemize “Amok Koşucusu” adıyla çevrildi. Amok, Malay kökenli bir sözcük. Dilimizde “Cinnet geçirmek” ya da “Cinnet getirmek” anlamlarını karşılıyor.

Kitap beş öyküden oluşuyor. Kitaba adını veren “Amok” adlı öyküde; ekonomik, siyasal ve toplumsal baskılara dayanamadığı için cinnet geçiren bir kişinin durumu anlatılır. Öykünün kahramanı aniden ve kudurmuş gibi sağa sola saldırır ve onlarca kişiyi katlettikten sonra intihar eder.  

 Cinnet, ruhsal tükenişin neden olduğu bir tür intihar saldırısıdır.  Yoksulluk içinde bunalan, hor görülen, ötekileştirilen, haksızlığa uğrayan, tehdit edilen, aşağılanan, uzun süre özgürlüğünden mahrum bırakılan kişilerde görülen bir sendromdur.

Kendisine yüklenenleri kaldıramayan kişi psikolojik dengesini yitirir ve cinnet geçirir. Cinnet geçiren kişi kudurmuş gibidir, öfke patlaması yaşar ve etrafa dehşet saçar. Kontrolünü tümüyle yitirir, gözü hiçbir şey görmez, bir anda canavara dönüşür ve önüne çıkanı yok etmeye çalışır. Bu bir tür ölüm koşusudur. Bu kişi, birileri tarafından durdurulana ya da kendini öldürene kadar asla durmaz.

Şöyle bir ülke düşünün: Bu ülkede her gün iğneden ipliğe zam yapılıyor ve bu zam oranları %150 oranlarını buluyor. Enflasyon (Hayat pahalılığı) üç haneli rakamlara ulaşmış. Adaletsizlik, liyakatsizlik, ayrımcılık, yasa tanımazlık, yolsuzluk, israf ve hırsızlık sağlıklı bir insanın dayanamayacağı boyutlara ulaşmış.

Ülkeyi yönetenler toplumu böl ve yönet stratejisini acımasızca uyguluyorlar. Baskı ve zulüm dayanılmayacak boyutlara gelmiş. Muhalif olanlara göz açtırılmıyor, derhal vatan haini ilan ediliyor. Aydınlar, gazeteciler, sanatçılar, gençler sudan bahanelerle hapislerde çürütülüyor. Medya ve basın iktidarın borazanı durumuna gelmiş.

Muhalefet partileri ilkesizleşmiş, iktidar baskısından sinmiş hatta iktidarın dilini kullanmaya başlamış. Her kesimde bir kafa karışıklığı, bir yorgunluk, bıkkınlık ve hayal kırıklığı yaşanıyor. Toplumun en az yarısı gelecekten ümidini yitirmiş.

Bu ülkede insanlar zamlarla uyanıyor zamlarla uyuyorlar. Bir malı ikinci kez aynı fiyata alamıyorlar. Televizyonlara çıkan sözde uzmanlar bu zam yağmurunu ekonomik ve siyasal açılardan değerlendirmeye çalışıyorlar ama bu zamların toplum üzerindeki etkilerini tartışmak akıllarına gelmiyor ya da işin o tarafını kurcalamaktan korkuyorlar.

Bu korkunç zamlar ve haksızlıklar yüzünden toplum çözülmeye ve çürümeye başladı. İktidar, kendi ideolojisine uygun vatandaş yaratmakla meşgul.  “Biz” duygusu ve toplumsal değerlerimiz yok oldu. Piyasalar başıboş. Herkes birbirini tokatlamaya çalışıyor. İnsanlarımız barut fıçısına döndü.

Bu toplum bu yükü daha fazla taşıyamaz.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Cinnet
Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.