Yılmaz Emen, Yaşam Öyküsünü Şöyle Anlatıyor:
Geçen zaman içinde mesleğimi geliştirip, tam aranan eleman oldum. Hatta 1955 de çakıcı ustası bana 6 lira teklif edip, bıçakçıdan çakıcıya geçmiştim. Babam da bana her gün 30 kuruş verir onunla sabah ve öğle yemeği için, ekmeğe15 kuruş, helvaya 10 kuruşu harcar, 5 kuruşu da biriktirirdim. Biriktirdiğim bu para ve haftalıklarla da geleceğimi hazırlıyordum.
Son ustam kılıç imalatçısı Cin Mehmet’in yanında iken 1960 yılında Türk Silahlı Kuvvetlerinin bütün kılıç ve meçleri Almanya da Solingen Fabrikalarında yapılıyordu. O dönemin Devlet Başkanı Cemal Gürsel’in talimatıyla, Bursalı bıçakçı ustalarından iyi kılıç yapanların derhal İstanbul’a getirilmesi emredilmiş. O zamanda Bursa da kılıçlarıyla ünlü olan ustamız Cin Mehmet Usta ile ben ve beraberimizde 6-7 kişilik iyi bir ekiple İstanbul Okmeydanı’ndaki Darülaceze’nin demir atölyelerine gitmiştik. Yapılan taahhüt gereği bir yılda Kara, Hava, Deniz Kuvvetlerindeki subaylar için kılıçlar, Kara, Hava ve Deniz Harp Okulu öğrencileri için de meçler yapmıştık. Taahhütten önce imal edip, teslim ettiğimiz kılıç ve meçlerden ülkemizin yüzbin dolar tasarruf ettiğini bir dergide okumuştum. Burada benimde emeğim geçtiği için çokta memnun olmuştum.
Mesleğimle ilgili 10-15 ustanın yanında sabırla çalıştım. Hepsinden de ayrı ayrı feyiz alarak bıçak, kama, çakı, pala, kılıç, meç gibi kesici aletleri yapmayı iyice öğrendim. Bana emeği geçen ilk ustam Bıçakçı Fettah Bıçakçıcıgil (Pepe), Bıçakçı Sırrı Altepe, (Büyükşehir Belediye Başkanımız Recep Altepe’nin de babası olur.) Amcası Çakıcı Ali Altepe, Bıçakçı Remzi Bakaroğlu, Bıçakçı ve Satırcı Tatar Ferhat ve son ustam da Bıçakçı ve Kılıççı Cin Mehmet idi. Aklıma gelen isimler bu kadar. Hepsini rahmetle anıyorum. Mekânları cennet olsun.
İlk iş yerimi Kızılay Dükkânlarında açtım. Bu dükkânlar Deveciler Mezarlığının olduğu yerdeydi (Demirtaş Meslek Lisesinin olduğu yerler). Askerlik görevimi 1962- 1965 yıllarında Van da 21 Müstakil Jandarma Er Eğitim Taburu Çavuş Talimgâhında Jandarma Çavuşu olarak ifa ederek 1965 de terhis oldum. Terhis olur olmaz İstanbul Şişli, Palazoğlu Sokaktaki Zekai Kılıç’ın atölyesinde benim önderliğimde, Bursalı 5-6 sanatkâr arkadaşımla beraber Türk Silahlı Kuvvetlerine tekrar kılıç ve meç yapımında çalıştım. Daha sonra Bursa’ya dönerek, 1967 yılında Eski Sebze Hali H Blok N0:17’de kendi adıma işyerimi açtım.
Burada 30-40 tane bıçakçı esnafı vardı. Kayhan Çarşısında, Dağıstan Çarşısında ve Abdal Civarında bıçak imalatı yapan ustalarımız bulunurdu. Bu arkadaşlarla görüşür selamlaşırdık. Bu yerler Bıçakçılar Çarşısı diye de anılırdı.
Sebze Halindeki işyerimde üzeri motifli kılıçlar yapmaya başladım. İlk motifli kılıcımı Kapalı Çarşıdaki antikacı Rafet Çelikkol’a yapmıştım. Baktım satılıyor, bir tane daha yaptım. Üzerlerine Osmanlı motiflerini işlerdim. Ayrıca eski yazı ile besmele, kelime-i tevhit ve kelime-i şahadeti de yazardım. Benim maksadım bıçağı mutfaktan çıkarıp, hediyelik eşya biçimine sokmaktı. Başarılı da oldum.
1968 yılında Bursa Valisi Ertuğrul Ünlüer tarafından Tunus Cumhurbaşkanı, Habip Burgiba’ya bir adet kılıç pala yapmamı istediler. Bende böyle bir eseri yapmakla ilk kez milli olmuştum. Yaptığım kılıç-pala üzerine, Bursa’mızın simgesi olan, Yeşil Türbesi, Süleyman Çelebi Türbesi, Teleferik, Hacivat ile Karagöz figürlerini, Türk Bayrağımız ile Ne Mutlu Türküm Diyene atasözünü ve en alta da imzamı atarak nakşetmiştim. Bu önemli eserimle Bursa’daki lakabım da Kralların Bıçakçısı oldu.
Yine 1968 yılında Başbakan Süleyman Demirel’e, üzerine kırat simgesini de ilave ederek kılıç-pala yapmıştım. 1969 da Fransa Cumhurbaşkanı Charles De Gaulle ile Libya Kralı İdris El Sunusi’ye, 1970 de A.B.D. Başkanı Richard Nixson’a, 1972 de İran Şahı Rıza Pehlevi ile Almanya Başkan Yardımcısı Kurt Partsch’ye, 1973 de İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth’e takdim edilmek üzere kılıç-pala yaptım. Daha sonra kılıç ile kalkanı bir araya getirerek duvar süsü olarak rölyef yapmağa başladım.
1974 yılında işyerimi Kayhan Çarşısına naklettim. Burada da mesleğimi icra ederken, 1974-1975 yıllarında Kültür ve Tanıtma Bakanlığı tarafından verilen “ÜLKE TURİZMİNE ÜSTÜN HİZMET” ödüllerini aldım. (Hitit Güneşi ve Beratı).
1978 yılında Ürdün Kralı Hüseyin’e, 1983 de 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren’e de takdim edilmek üzere kılıç-pala yaptım.
1985 de Tayyare Kültür Merkezi karşısındaki Koruyucu İşhanı’na taşındım. Burada ise metal heykeller yapıyordum. Kaşık ve çatallardan da heykeller yapıyordum ama sergilemiyordum. Nasılsa bir tanesini vitrine koydum. İnsanların çokta ilgisini çekmişti. Ondan sonra da hediyelik eşya olarak çatal bıçak heykellerini yapmaya devam ettim. Bir ara sipariş üzerine Genel Cerrahi Aletleri de yapmağa başladım. Hatta bu faaliyetimi, Enver Ören’in sahibi olduğu Medikal Gazetesi, ilan şeklinde birkaç kez Ankara da yayınlanmıştı.
1986 da 47. 1988’de 49. Devlet Resim ve Heykel Yarışmasında 2 metal heykelim sergilenmeye değer bulundu. 1988 yılı Öner Sanat Dergisince Bursa da Yılın Sanatçısı seçildim.
Yılmaz Emen Alman TV’sinin Röportajında Çalışmalarını Sergilerken
1990 da bu kez Selçuk Hatun Mahallesi 4. Karaca Sokak 1/A No.lu işyerine taşındım. 1990 ve 1991 yıllarında Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi ile Makine Mühendisliği Fakültelerine 5 metre boyunda soyut iki metal heykel yaptım.
1996 yılında bulunduğum dükkân satılınca, 1996 da Mollaarap Mahallesi, Güven Sokak No:32 deki kendi evimin bir köşesine atölyemi taşıyarak burada çalışmaya başladım. Daha sonra sokağımızın adı Vakıf Sokak olarak değişti. Kapı Numarası da 77 oldu.
Evimden sabah işime giderken 280 basamak merdiveni iniyor, akşam da eve döndüğümde aynen 280 basamak merdiveni çıkararak evime geliyorum. 2000 yılında sağ gözümü tansiyondan dolayı kaybettim ama sanatsal ruhumu ise hiç kaybetmedim.
2000 ve 2003 yıllarında Bursa Esnaf ve Sanatkârlar Odalar Birliği Onur Belgesini, 2005 yılında da Bursa Sanayici ve İş Adamları Derneğinin Meslek Ödülünü aldım.
2005 yılında Tarihi Irgandı Çarşılı Köprüdeki 10 No.lu işyerime şimdiki Büyükşehir Belediye Başkanımız Recep Altepe’nin ısrarıyla taşınarak çalışmalarımı burada sürdürmeye başladım.
2005 de T.C. Büyük Millet Meclisi Başkanlığı Onur Belgesi, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Sanatkârı Belgesi ve T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Tasarım Yarışması Onur Belgesi, 2006 da T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Tasarım Yarışması Onur Belgesi, 2007 de Bursa Hediyelik Eşya Tasarım Yarışması Ödülü, 2011 de Bursa Bıçağı Tasarım Yarışması Onur Belgesi ve 2012 de Bursa Valiliği Onur Belgesini aldım.
Ömrümün 66 yılını zanaatın ve sanatın değişik dallarında çalışarak, soğuk bakılan metale estetik biçimler vererek birçok eserler yaptım. Metal her ne kadar soğukta olsa, işlevinde sanatın estetiğini yansıtır. Tek gözle de mesleğimle metaller arasında bir bütünlük sağlayarak değişik boyut ve formlarda metal heykel çalışmalarımı hâlâ sürdürmekteyim.
Bu güne kadar 93 kişisel sergi açtım. 4 de karma sergiye katıldım. 35 adet Ulusal ve Uluslararası Sergilerim Katılım Belgesi ve Plaketi ile Yabancı Devlet Adamlarının da takdir belgeleri mevcuttur.
Bu arada 2007 yılında 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e kılıç-kalkan rölyefi, 2008’de de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a da kılıç-kalkan rölyefi yapmıştım.
2015 yılında ise 16 yıldızlı yeni tasarımım olan kılıç- kalkan rölyefini 12 nci Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a verilmek üzere Büyükşehir Belediye Başkanımız Recep Altepe tarafından sipariş edilmişti.
Topluma ulaşmamış sanat, sanat değildir felsefesiyle yola çıkarak birçok eserim, sanatseverler tarafından satın alınarak hâlâ koleksiyonlarında yaşatılmaktadır.
Beni en çok heyecanlandıran olay ise meslek hayatımın A.B.D. de İngilizce olarak 25 Ocak 2010 tarihinde Daily News gazetesinde tam sayfa yayınlanmasıdır. Bu da beni ülkem ve ilim adına son derece mutlu etmişti. Çalışmalarımın Ulusal, yerel, yabancı medya, görsel ve yazılı basında hâlâ da devam etmektedir” derken, kendi özdeyişi olan “Sanat Doğar, Asla Ölmez, Yaşasın Sanat” sözleriyle noktayı koyuyordu.
Yılmaz Emen 65. sanat yılını 13 – 25 Nisan 2015 tarihleri arasında Bursa Büyük Şehir Belediyesinin organizasyonuyla Şefik Bursalı Sanat Galerinde (Zanaattan- Sanata) bütün eserleri sergilenmişti. Bu sergi bitiminde Bursa Valiliğinin Avusturya’nın Dorbin şehrinde organize ettiği sergide ise 50 adet eseri sergilenerek, 10 gün açık kalmıştı. Bu da 2015 yılının son sergisiydi. Eşini 2011 yılının ilk günü kaybeden Yılmaz Emen 5 çocuk ve 13 torun sahibidir.
Ömrünün bu son döneminde en büyük dileği doğduğu yer olan Yenişehir de doğduğu evin müze haline getirilmesidir. Bu dileğinin kabul görülmesiyle bütün arşiv ve eserlerini getirerek bu müzeye bağışlayacağını ve son nefesine kadar da çalışmalarını burada sürdüreceğini hâlâ hayal etmektedir.
Devlet Sanatkârı olan Yılmaz Emen’in bütün hayallerinin gerçekleşmesi ümidiyle sağlıklar ve başarı dolu gelecekler diliyorum