Doğru Ayşe’nin Kahvehanesi
Bizzat işletmeciliğini bir bayanın yaptığı ilk ve tek kahvehane Şalvarlı Sokakta, Şalvarlı Çıkmazının hemen başında yer alan ve iki katlı binası halen sapasağlam duran yer “Doğru Ayşe’nin Kahvesi”ydi. Bu kahvehanenin unutulmayan garsonuTopal Ali’nin oğlu Mehmet Çoktezcan’dı. (Emekli Hava Astsb. Bçvş.) Amcası Kekeç Salih’te ocakta çalışırdı.
Çay, kahve ve şekerin karaborsa olduğu dönemlerde Doğru Ayşe’nin kahvehanesinde her şey vardı. İki katlı kahvehane gece gündüz kalabalık olurdu. Gece 12’ye doğru kapatılırken, bütün temizlikler yapılırdı. Ocak, ertesi güne hazırlanırken içine bir iki iri kömür konur ve üzeri kül ile örtülürdü. Sabah ezanları okunduğunda kahvehane açılmış olurdu. Önce ocaktaki kor olan kömürler yedeğin bacasından konur, ocağın külü alınarak toz kömür ve parça kömürlerle takviye edilerek üzerlerine barakla kapatılırdı. Barak, Bafra ya da Harman sigaralarının paketlerinden çıkardı. Kömürün kısa zamanda kor olmasını bu barak sağlardı.
Cami cemaati kahveye geldiğinde çay servisi de hemen başlardı. O zaman da çay 7,5 Kuruş, has kahvede 15 Kuruştu. Çayın ücretini ilk ödeyen müşteri, siftah için parayı yere atarak bereketli işler temenni ederdi. İş yerlerine ise askıyla çay, kahve ve meşrubat götürülürken bardaklar paslanmaz kapaklarla muhafaza edilirdi. Veresiye satışlar müşteri dükkânının arka kısmına tebeşirle işaretlenirdi. Kahvenin veresiye defterinde bütün müşteriler için ödeme tarihini ve tutarlarını gösteren bölmeler bulunurdu. Hesapları ise genellikle salı günleri ödenirdi.
Devamlı müşterilerimiz Lokantacı Mesut Ünen, Bakkal Ceketsiz Hüseyin, Tabelacı Mehmet Oğuz, Yemişçi Hüsnü, Terzi Hakkı Mete, Berber Mustafa Mumcu, Hasan Tahsin Us ve Halefleri, Berber Hasan Top, MarangozFuat Ceylan, Lokantacı Sadık Efe, Seyyar Manav Tatar Muzaffer ve Sallabaş Hüseyin’di.
1960’lı yılların başında bu mülkü, Hüseyin Üzüm devren satıp, Şoförler Kahvesini çalıştırdı, Tatar İsmail Özbek ise bu mekânı 1970’li yıllara kadar kahvehane, sonrada vefat edinceye kadar oğlu Murteza ile bakkaliye olarak çalıştırdı. Bu mekân 2010 yılında faaliyetini tatil etti. Şu an ise boştur.
Bitişiğimizde Avcılar Kulübü vardı. Çıkmaz Sokakta olan bu mekânı Şındak İsmail çalıştırırdı. Onun karşısında Mesut Ünen’ın içkili Saray Lokantası vardı. Yenişehir’de restourant adını kullanan, Sondurak otobüslerine karşı minibüs yazıhanesini kuran yenilikçi ve mücadeleci bir insandı. Mesut Ünen, uzun yıllardır Almanya’da yaşamını sürdürüyor.
Muzaffer Demirci (88); kahvelerle ilgili anısını şöyle anlatıyordu;
“Cumhuriyet Caddesi’nden Şalvarlı Sokağa girişin sol köşesinde, İdiş Mehmet’in kahvesi vardı. Mehmet Abi çok neşeli olup, şaka kaldıran bir insandı. Ağabeyi İsmail ise tam aksine sinirli mi sinirli, hiç kimseyle konuşmaz, ocaktan da dışarı çıkmazdı. Benim çıktığım kahve burası idi. Çayı ve kahvesi çok beğenildiği için, şehrin ekabirleri de buraya çıkardı. Hasan Tahsin Us da bu kahvenin müdavimlerindendi. Gecenin ilerleyen saatlerinde ekabir takımı ayrıldıktan sonra, Gazozcuların Hasan Okandan, Belediye Zabıtası Enver Karahan, Battalların Adem Battal ve Hayrullah Sayın’ın, birlikte sundukları doğaçlamalarla herkesi kahkahaya boğarlar, milleti de kırıp geçirirlerdi. Öyle ki bu kahvenin müşterileri bunları seyretmek için önceden yerlerini alırlardı. Bu gün olsa o kişiler, ünlü birer sanatçı olup televizyon şirketleri tarafından kapışılırdı,”diyor ve devam ediyordu:
“Düğünlerde, gelin damat evine indikten sonra damat dışarı çıkar, çalgılar eşliğinde evinin önünde arkadaşlarıyla birlikte oynardı. Bu arkadaş topluluğu alay halinde damadın çıktığı kahveye çalgılar eşliğinde gider, düğünde kahvede son bulurdu. Kahveci lokumları önce damat ve sağdıca sunar, onları tebrik ederken, şerbetlik denilen parayı hediye olarak alırdı. İkram edilen lokumları alan dost ve arkadaşlar ha@a oradaki müşteriler bile damat ve sağdıcı tebrik ederek mutluluklar dilerdi. Benim düğünümde İdiş Mehmet’in kahvede kutlanmıştı.”
Bu meslekte marka olmuş ve halen hatıralarıyla anılan Felek Amca (Remzi Hoşgönül) ile ilgili olarak küçük oğlu Salih Hoşgönül’den edindiğim bilgilere göre; Kahvecilik mesleğine ilk olarak Türkiye Cumhuriyeti’nin Kuruluş tarihi olan 1923 yılında Balıbey Çarşısı, Arasta İçindeki Saraç Halil Menteş’in bulunduğu dükkânda 10 yıl, Osman Karatuğ’ların Belediye Meydanındaki mülklerinin olduğu yerde 1956 yılına kadar 23 yıl ve son olarak da Zafer Meydanındaki Yüncü Emin Özel’in olduğu yerde 1976 yılına kadar toplam 53 yıl bu mesleği sürdürmüş ve 1995 yılında da vefat etmiştir. Yenişehir’de bu mesleği bu kadar uzun süre yapan, bir ikinci kişi henüz duyulmamıştır. Çayı ve kahvesiyle mesleğinin de piri sayılırdı. En büyük özelliği nargilesiydi. Nargile tiryakilerinin adresi de Felek Amca’ydı.
İstiklal Caddesi’nde Elektrikçi Ali Erbaş’ın olduğu yerde Tütüncüler kahvesi vardı. Bu kahveyi Yenişehir Gazetesi’nin sahibi; şair ve araştırmacı yazar Ali Bilgiç’in babası Mustafa Bilgiç çalıştırıyordu. Mustafa Amca bu mesleğini 1943-1963 yılları arasında 20 yıl bilfiil yapmıştır. Çok ciddi bir insandı. Müşterileri kendisi gibi elitti. Burada Cumhuriyet ve Vatan Gazeteleri okunurdu. Bu kahve adını tütün alımları zamanı Ali Osman Sönmez gibi ünlü tütün tüccarlarının burayı mesken tutmasından dolayı almıştı.
Ziraat Bankası’nın olduğu yerde Alanyalı Kamil Ağa’nın büyük bir kahvesi, batı tarafında da bir o kadar bahçesi vardı. Burada çeşitli oyun masaları bulunurdu. Amerikan bilardosunu ilk burada görmüştüm. O zaman da burasını Beyazların Nazım Gençöz çalıştırıyordu. Çok neşeli ve sosyal bir insandı. Yenişehir Gençlik Kulübü’nün de amigoluğunu yapardı. Maçlar da tenekeden yapılmış konik borudan sporcuların isimlerini söyleyerek onları teşvik ederdi. Eskiden bu kahvenin bahçesinde her türlü sanatsal gösterilerin yapıldığını, garsonların da bayan olduğu söylenirdi.
Arnavut Adem Ağanın (Aydınoğlu) Kahvesi, Yeni Otel altındaki Lokantacı Nihat ile Ayakkabıcı Hüseyin Pirinçci’nin olduğu yerde ahşap, büyük bir mekândı. Burasını, ondan sonra Celillerin Mehmet Çaylan’ın (Emekli Öğretmen İsmail Çaylan’ın babası) Dayısı Doktor Osman Şener çalıştırmış? Osman Amca mesleğinin doktoru olduğunu iddia ettiği için kendisine bu lakap takılmış? Çok neşeli bir insandı. Ağlayanı güldürür, somurtan insanları ise sevmezdi. Bu kahvede de sanatsal gösteriler sergilenirdi.
Dikçe Kuyumculuğun olduğu yerde Pazvantlar (GeceBekçisi) kahvesi vardı. Burasını Hasan Kamu (Sarı Hasan) işletirdi. Hasan Kamu itfaiye eri olarak göreve başlayınca, bu kez kahveyi Gazozcuların Hasan Okandan (Münür ve Erdinç Okandan’ın babaları) çalıştırmaya başlamıştır. Gençliğimizde bizimde çıktığımız gençler kahvesi burası idi.
Pastırmacı Mehmet’in kahvesi, eski Kasaplar Aralığı No: 5 deki yerdi. Bu kahveye Yenişehir’in bıçkın insanları çıkardı. Oğlu Osman’da babasının vefatından sonra burasını uzun bir süre çalıştırmıştı. Babamın da çıktığı kahve burası idi.
Yasinci Mehmet Zeybek’in Kahvesi Cumhuriyet Caddesi No: 8’de idi. Burada şu an Gulubiç Abdullah’ın oğulları Necdet ve Erkan Dalhan’ın Çerezci dükkânları bulunuyor. Mehmet Amca Belediyenin Su İşlerine atanınca burasını Balarımlı Mustafa Çalık, ondan sonrada Seyit Ahmet Bayram çalıştırdı.
Yarım Asır Öncesine Kadar Bu Mesleği Yapanların Adreslerini Öğrenelim, Bulabildiklerimizi De Resimleriyle Tanıyalım.
Mustafa Akbay, Akbay’ın Kahvesi, Cumhuriyet Caddesi No:63 (Vardar Pastanesinin yeri)
Mustafa Bilgiç, Tütüncüler Kahvesi, İstiklal Caddesi No: 59 (Elektrikçi Ali Erbaşı’n yeri)
Talip Çağlar (Kel Talip), Kelem Pazarı No: 22 (Şimdiki Şımarık Mağazasının olduğu yer.)
İdris Çetin, Yeni Pasaj No:15 ( Günece Köyü Kültür ve Dayanışma Derneği’nin yeri)
Kahveci Hüseyin Onbaşı’nın oğlu Ahmet Erge (Oto Boyacısı Nejat’ın dedesi) (Zafer Meydanı No:10 daki boş dükkânın olduğu yer)
İsmail Gökgöz sonra Muharrem Kılıç daha sonra da Ethem Sağ ve Refik Eruysal; İstiklal Caddesi No:2 (Cici Berberin yeri)
Alanyalı Kamil Ağa, sonrası Nazım Gençöz (Ziraat Bankasının olduğu yer) .
Muharrem Hasırcı, Bursa Caddesi No:11 (Babasultan Mahallesinde idi).
Remzi Hoşgönül (Felek Amca), Zafer Meydanı No: 23 (Yüncü Emin Özel’in yeri).
İbrahim Güney, Belediye Meydanı No: 18 (Felek Amca’nın eski yeri).
Muhittin Kutlu (Sarı MuhiAn), Kule Karşısı No: 22 (Saat Kulesi Karşısı Tek Kıraathanesinin yeri).
Pazvant Kahvesi Hasan Kamu-Gazozcuların Kahve Hasan Okandan, Cumhuriyet Cad.49 (Dikçeler Kuyumculuğun olduğu yer)
İsmail Yönel, (Heykeldeki döner kavşağın güneyindeki çınar ağacının bulunduğu yer).
Mehmet Bayrak, İbrahim Püsküllü Cumhuriyet Caddesindeki Şoförler Kahvesi (Cumhuriyet Caddesi No.22/A daki Nalburlar Ticaritin yeri).
Mehmet ve oğlu Osman Pastırmacı, Balıbey Çarşısı Kasaplar Aralığı No:7 .
Emin Büyükyanbollu, Şark Kulübün çalıştırıcısı (Halil Yanbollu’nun ağabeyi) (Akbank’ın olduğu yer) .
Üzüm Doğru Ayşe’nin oğlu, Şalvarlı Sokak No:27 (Murtaza Özbek’in yeri).
Yasinci’lerin İsmail Zeybek Hükümet Kahvecisi idi. Ulucami Mahallesi Çatalçeşme Sokak No: 31/A da ki bu yerde Avukat Yüksel Ağa bulunmaktadır. Yasinci İsmail’den sonra bu kahveyi Refik Eruysal uzun bir süre çalıştırmıştı.
Hizmet sektöründeki meslek kollarından olan eski kahvehaneler, toplumu kültürel açıdan eğiten, düşündüren, dünyaya bakış açısını geliştirip yücelten mekânlardı. Bunun içindir ki bu mekânlara kıraathane (okuma evi) denilmektedir. Kahvecilik mesleğinin piri de Şeyh Şazeli’dir.
Eski kahvehanelerde, Aygaz’ın ilçemize 18 Ağustos 1963 tarihinde Hasan Tahsin Us ve Halefleri tarafından getirilip, likit gazlı ocakların kullanılmasıyla, kömürlü ocaklar kullanılmaz oldu. Zamanla ahşap olan masa ve sandalyelerin yerini metalden olan malzemeler aldı. Radyo ve gramofon tedavülden kalkıp, o köşede televizyon, görüntülü eğlence aracı oldu. Kahvehane yerine Cafe, Çay Ocağı, Kafeterya gibi isimler kullanılmaya başlandı.
Buralara bay bayan, çoluk çocuk birlikte gidilerek ailelerin eğlence ve dinlenme mekânları oldu. Isıtma için odun yerine taş kömürü ve hatta bu günlerde doğalgaz kullanılmaya başlandı. O eski kahvehanelerin de geriye adı ve anıları kaldı.
Bu meslekte emeği geçenleri saygıyla anıyor, aramızda olanlara da uzun ömürler diliyorum.