“Hangisi daha önemli?” diye sordu büyük panda.“Yolculuk mu yoksa varacağın yer mi?”“Sana kimin eşlik ettiği” dedi küçük ejderha.
Günlerdir aklımda dolanan bu satırlar, hayatın içinde aldığım yolları, önümde gitmemi bekleyen yolları, arkamda bıraktıklarımı, gözümün kaldıklarını, tekrar gitmek istediklerimi, mola yerlerimi ve tüm bunların şekillendirdiği bugünkü beni düşünmeme neden oldu.
Her yol fiziksel olmasada, hayatın içinde sürekli ilerleyen, seçimlerimizle şekillenen yollarımız olduğunu düşünüyorum. Her seçim yeni bir yol demek aslında.
Bu durumda hayatın kendisi bir yolsa, önemli olanın varacağın yer olmadığı kesin.
Fakat gerçekten de bizi kimin eşlik ettiği, yol boyunca yolculuğun kalitesini belirliyor.
Bu eşlik illa bir şahıs olmak zorunda değil elbette.
Bazen kendimizde kendimize eşlik ediyoruz. Bazen de bir müzik, bir kitap, bir düşünce, bir duygu ya da bir inanç eşlik ediyor bize.
Kimi eşlikçilerimiz bizimle uzunca yollar kat ederken, kimileri belli bir yerde ayrılıyor yanımızdan.
Bazen yanımızdan ayrılanlaracı versede ya da bırakmak istemesek de bir gün geliyor ve anlıyoruz herkesin yolunun başka olduğunu.
Kimi zaman yolun bir yerinde ayrıldıklarımız, başka bir yerinde yeniden eşlikçimiz oluyor. Aslında yeniden olsa da aynı olmuyor.
Çoğunlukla yeni deneyimlerle büyüyen eski iki yol arkadaşı, çok daha iyi eşlikçiler oluyor birbirine.
Ancak baki olan hepimizin kendi yolu. .
Bazen mola vermek istesekte, bazen geri dönmek istesekte, bazen çıkmaz sokağa sapsak ve geri dönmek zorunda kalsak da yol bizim yolumuz.
Yolu keyifli hale getirmekte, ızdıraba çevirmekte bizim elimizde.
İşte tam bu noktada bize kimin eşlik ettiği çok daha önemli oluyor.
Çünkü eşlikçilerimize biz seçiyoruz.
Bize iyi gelen ve geliştiren her seçim yolu keyifli hale getirecektir.
Yolun keyifli olması, yolculuğun keyifli olmasını ve yolculuğun keyifli olması, varılacak yerde pişmanlık olmamasını sağlayacaktır.
Dilerim herkesin yolu keyifle ilerler.