Hayata müdahale edebiliyor muyuz?
Kendi planımıza göre hayata yön verebiliyor muyuz gerçekten?
Yoksa hayatın hepimizle ilgili bir planı var ve bizi kendi planına göre mi yönetiyor?
Bazen çok kötü olduğunu düşündüğümüz şeyler aslında bizim için mükemmel sonuçları beraberinde getiriyor.
Yeterince sabırlı olursak, hayat hep en iyi versiyonu yaratıyor.
Sabırlı olmayıp müdahale etmeye çalıştığımızda zorlanıyoruz aslında.
Bunları bana düşündürten hafta sonu seyahatim oldu.
Uzun zamandır gerçekten sohbet edemediğim, koşuşturma içinde zaman ayıramadığım ve bu yüzden sürekli kendimi kötü hissettiğim insanlarla beraberdim.
Arayı kapatmak adına yaptığımız sohbetlerde düşündüm bunu.
Hepimizin kendince koşturmaları, stresleri, telaşları var. Ama hepimizin hikayesinde geldiği yer hayatı yönlendiremediğimiz gerçeği.
Hayat kendi planını yapıyor ve biz ancak ona uyum sağlayabiliyoruz.
Bu hafta sevdiğim insanlarla zaman geçirmek çok iyi geldi.
Sanki sonsuz zamanımız varmış gibi, bi ara zaman buluruz nasıl olsa diyerek atladığım ama aslında en çok özlediğim insanlar.
Varlıklarından bile güç alıyorken bu kadar uzaklık neden diye düşündüm.
Çok özlediğim bir his uzun zaman sonra yeniden benimleydi.
Tanıdığım, bildiğim ve gerçekten kendim gibi olduğumu hissettiğim insanların yanındaydım. Bahsettiğim şey evde olmak gibi.
Uzun cümlelere ihtiyaç duymadan anlaşabilmek, beyin akışı konuşurken kendini sınırlaman gerekiyor mu diye endişelenmemek vb.
Babamın bir sözü var çok uzun zamandır bildiğim ama anlamını yeni idrak edebildiğim. ‘Arkadaşların, yanında sesli düşünebildiklerindir’ der.
Gerçekten çok önemli. Yanlış anlaşılmaktan korkmadan, her halinle, her saçma fikrinle, yargılanmayacağını ya da suçlanmayacağını bilerek konuşabilmek çok kıymetli.
Hayatla inatlaşmaya zaman harcamak yerine hayatı kendi haline bırakıp sevdiklerimize enerji harcamak daha besleyici değil mi?