Atatürkçü Düşünce Derneği, Geçen hafta basında çıkan “Mannheim 
Atatürkçü Düşünce Derneği, yolsuzluktan devrilen eski bakan Egemen Bağış’ı ağırladı ve “Atatürk ilke ve inkılaplarını benimseyen, Türk bayrağının yanında onurla duran” biri olarak tanımladı. Haberine açıklık getirmek amacıyla basın açıklaması yaptı. Bilindiği gibi Bağış, sözü edilen haberde Erdoğan’ı ikinci Atatürk olacağını söylemişti.
ADD tarafından hafta içinde Genel başkan Tansel Çölaşan imzasıyla yapılan basın açıklamasında, Egemen Bağış’ın ifadelerine sert tepki gösterildi ve Atatürkçü Düşünce Derneği’nin yurtdışında şubesinin bulunmadığı belirtilerek “Atatürkçü Düşünce Derneği 338 şubesi ile sadece Türkiye’de kamuya yararlı dernek statüsünde faaliyet göstermektedir. Yurt dışında Şubesi bulunmamaktadır.” Denildi.
Açıklama şöyle:
Tüm dünyada bu adı taşıyan ve bulundukları ülkenin yasalarına göre kurulup faaliyette bulunan çok sayıda dernek vardır. Mannheim ADD’de, yurtdışında kurulmuş böyle bir dernek olup, isim benzerliği dışında Derneğimiz ile hukuki, organik bir bağı bulunmamaktadır.
Öte yandan ADD, yurtdışında kurulu bu isimdeki dernekleri bir çatı altında toplamak veya birlikte, işbirliği ile hareket etmek üzere, 2014 yılı başında aldığı davet üzerine Avrupa Atatürkçü Düşünce Dernekleri ile bir dizi toplantı yapmış ve sonrasında konu hakkında hukuk danışmanlığının görüşüne başvurmuş olup, süreç devam etmektedir.
Son 12 yıllık AKP iktidarı döneminde Cumhuriyetin itibarsızlaştırılarak yıkımı sürecini yaşamaktayız Bu süreç, Cumhuriyetin kurucu ilkelerine karşı açık, kapalı saldırıların olağan hale getirildiği, Türk, Türk Milleti, TC vatandaşı olma kavramlarının tartışmaya açıldığı, laiklik ilkesinin özgürlüğe indirgenerek içinin boşaltıldığı, cemaat ve tarikatların tüm devlet kadrolarını işgal ettiği, eğitim sisteminin okuldan medreseye dönüştürüldüğü kısaca; laik Cumhuriyet’in bir ortaçağ karanlığına dönüştürülmeye çalışıldığı bir süreç olmuştur.
Yine bu süreçte, AKP ve cemaat birlikte orduya “kumpas” kurmuş, sahte belge ve cd’lere dayanılarak açılan davalarda toplumun Türk ordusuna güveni sarsılmaya çalışılmış, donanmamız komutansız bırakılmış, Irak’ta askerimizin başına çuval geçirilirken sessiz kalan, konsolosluk görevlilerimizi, şoförlerimizi esir eden İŞİD’e terörist diyemeyen RTE, cumhurbaşkanlığı seçiminde kullanmak üzere evlatlarını kafa kesenlere teslim etmekten çekinmemiştir.
Yine bu süreçte iktidar, bölücü terör örgütü PKK ve APO ile açık, kapalı uzlaşma yoluna gitmiş, ABD’nin çizdiği yolda Türkiye’nin gündemini APO ile birlikte belirlemeye başlamış, ülkeyi bölünmenin eşiğine getirmiştir.
Hal böyle İken, Cumhuriyet’i yıkmak, ülkeyi bölmek isteyen zihniyetin temsilcisi olanların cumhurbaşkanlığı seçiminde Atatürk adına muhtaç olmalarının ibret verici olması bir yana, ADD adını taşıyan bir derneğin, bu zihniyetten habersiz olarak bu kişiyi davet etmiş olması ne kadar “gaflet” ise, bu kişinin yaptığı konuşmaya tepki gösterememiş olması da bir o kadar hazindir.
Yorumlar kapalı.