Komşum, satın aldığı evin tadilatına girişti. Ona göre evin tadilat gerektiren yerleri fazla masraf çıkarmayacak ve bu iş en geç bir ayda toparlanacaktı. Tam altı ay sürdü ve hiçbir şey gönlüne göre olmadı. Su tesisatçısından, elektrik tesisatçısından, seramik ustasından, çatıda ve duvarlarda yalıtım yapan ustalardan illallah dedi. “Bunlar benim ömrümü yedi.” diye şikayet ediyor.
“Bu işler sana kaça patladı?” diye sorunca adamakıllı dellendi. “Onu hiç sorma dostum!” dedi. “İşin mali külfeti altında ezildim. Hiçbir hesabım tutmadı. Bu evin tamiratı için düşündüğüm miktarın dört katını harcadım, paramla rezil oldum.”
“Peki,” dedim. “İş yaptırdığın ve malzeme satın aldığın kişilerden fatura aldın mı?” “Hayır,” dedi. “Yaklaşık üç milyon harcama yaptım ve bu harcamalarımın hiçbiri faturalı değil.”
Bu kadar masraf yaptığı halde elinde tek bir fatura olmayan sadece komşum değil. Böyle yüzlerce binlerce hatta milyonlarca insan var. Milyarlarla ifade edilen bu harcamaların tümü kayıt dışı.
Harcama yapıldığını gösteren hiçbir kayıt yok. Fiş yok, fatura yok. Bu işlerde çalışan kişilerin pek çoğunun mekanı bile yok. Kayıt altına alınamadıkları için beş kuruş vergi ödemiyorlar. Bunlar seyyar esnaf. Çaktırmadan çalışıyorlar. Mekan sahibi olanların da pek çoğu kayıt dışı çalışıyor.
Peki, büyük firmalar ne yapıyor? Onlar, vergi kaçırma konusunda daha bilimsel çalışıyorlar. Bu işi taşeron firmalar kurarak ya da kurdurtarak yapıyorlar. Az gelir gösteriyorlar ve giderleri abartıyorlar.
Kayıt dışı ekonomi serbest rekabet dengelerini bozuyor. Kaynak israfına ve emek sömürüsüne yol açıyor. Devletin gelir ve denetim mekanizmalarını çevrim dışı bırakıyor.
Vergisini ödeyen, işçilerinin sigorta primlerini aksatmadan yatıran, kazancını faturalayan firmalar kayıt dışı ekonomi ile rekabet edemiyor ve kapanıyor.
Siyasal iktidar bunları kayıt altına almıyor, kayıt dışılığa göz yumuyor çünkü iktidarı ayakta tutan bu kesim. Piyasa başıboş. Tüketiciyi tokatlama hırsı vicdansızlık boyutlarına ulaşıyor. Götürene maşallah götüremeyene inşallah diyorlar.
Siyasal iktidarın, vergiyi tabana yayarak vergi adaleti sağlamak gibi bir derdi yok. Milyonlarca seçmeni etkileyeceği için bu üç kağıt ekonomisinin üzerine gidemiyor. Üzerine gitmediği gibi dolaylı destekler de sağlıyor.
Oy yitirmemek için kayıt dışı ticarete göz yuman iktidar en iyi bildiği işi yapıyor. Dar gelirlilere, ücretli kesimlere yükleniyor. Dolaylı vergileri abartıyor. Zararı kapatamadığı zaman para basıyor ve elde avuçta ne varsa satıyor. Daha da sıkışırsa varlık barışı yasası ile para toplamaya çalışıyor.
Ülkemizde kayıt dışı çalışanların oranı 75%. Bu oran Avrupa Birliği ülkelerinde en fazla 20%.
Kayıt dışı ekonominin faydalı yanı yok mu? Bazılarına göre kayıt dışı ekonomi krizin teğet geçmesini sağlıyormuş. Bunun nasıl olduğunu ben bilemem. Uzmanlarına sorun. Ben ekonomist değilim.